top of page

Okumak ve Yazmak üzerine…







İki hafta önce bu köşede yayımlanan “Birkaç Çağrı…” başlıklı yazıma, fikirlerine değer verdiğim bir dostumdan şu yorum gelmişti: “Sevgili Robert, seni üzmek istemem ve keşke bu çağrına gelecek cevaplar beni yanıltsa ama 1. Kitap okuma her yerde çok azalıyor, yeterince "in" değil artık (şimdi tic toc zamanı);

2. Hangi yaşta yapmış olurlarsa olsunlar, aliya yapan neslin çocuklarının kitap okuyacak seviyede Türkçeye vakıf olmaları / veya bunu muhafaza etmeleri bence çok istisnai bir durum…”



Evet, durum ne yazık ki böyle – ve gerçekten de bu “çağrı”larıma başka hiçbir yanıt gelmedi! – Peki, ben bu yazıyı kaleme alırken, bunu bilmiyor muydum? Elbette ki biliyordum, ancak gene de yılmadan ve özellikle IYT’nin kültürel çabalarını desteklemek için bu konularda uğraşmayı sürdürüyorum…



Bizim gibi geçtiğimiz yüzyılın ortalarında doğmuş olanlar, “kitap okuyan son kuşak” mıdır acaba? Internet günlük gazetelerin, sosyal medya ile streaming kanalları ise kitapların yerini mi alıyor? Kabullenmesi güç bir durum ile karşı karşıyayız! Ancak gene de bakıyorum, yazılan ve yayımlanan kitapların sayısı azalmıyor, güçlü yayın evleri kapanmıyor ve kitap evleri seyrekleşse de, internet kitapçıları gittikçe çoğalıyor… Demek ki okuyan bir çevre var!



Tabii ki okumak var – ve okumak var… Klasik edebiyatı yeğleyen pek olmasa da, örneğin ABD’de ve İskandinav ülkelerinde yıl be yıl sayısız yeni polisiye roman yazarları türüyor ve çok da okunuyorlar… Çağdaş siyasi ve ekonomik analizler ilgi görüyor, zekice kotarılmış ve nükteli öyküler üreten yazarlar pek seviliyor… Herkesin, kendine göre ilginç bulduğu yazı türleri vardır – örneğin, beni en çok ilgilendiren kitaplar, biyografik romanlar ve gerçek olaylara dayanan, onlardan hareket eden kurmaca öykülerdir…



Sizce, sevilen TV dizilerinde de olduğu gibi, her akşam uyumadan yeniden buluştuğunuz, yatağa uzandığınızda ona “geri döndüğünüz” kitaplar yok mu? Benim için bunlar, eskiden sık sık çıktığım iş seyahatlerinden eve döndüğümde, sarıldığım eşim ve çocuklarım gibidir!



İşte bu nedenlerle amazon.com ve kardeş kuruluşu kindle, kitapyurdu.com ve gozlemkitap.com gibi portallarda gezinmeyi ihmal etmeyin – dahası, IYT’nin sizler için yarattığı https://www.turkisrael.org.il/iyt-kitap sayfasına sık sık göz atın, sevdiklerinize ve kendinize armağan kitaplar ısmarlayın, arada bir…



Yazmaya gelince – son kitabım Stefan Zweig’ın Veda Mektubu’nun bazı okurlarından, “Bu öyküleri nasıl uyduruyorsun, konuları nereden buluyorsun?” türünden gelen soruları kısaca şöyle yanıtlamak isterim: Gerek çevremizde yaşadığımız gerek yakın geçmişte olmuş kimi ilginç olayların sınırı yoktur elbet – önemli olan, bunlar arasında bir ayıklama yapıp, ardından etraflarındaki gelişmeleri araştırmak/incelemektir. Daha sonra bunları belirli bir düzene sokarak kaleme almak, hiç kuşkusuz belirli bir disiplin ve yetenek gerektirecektir.



Bu kısa sohbetimizi, son konu ile ilgili şu örnek ile noktalayalım:


Geçtiğimiz Kasım ayında birkaç arkadaş ile üç günlüğüne Yeruşalayim’e gitmiştik – ve daha önce sanatsever bir dostumdan almış olduğum öneri üzerine, oradaki Ticho Evi Müzesi’ni de ziyaret ettik. Yafo Caddesi’ne çok yakın olan bu kültür merkezi, göz hekimi Dr. Avraham Ticho ile eşi Anna’nın 1920’lerden başlamak üzere yaşadıkları iki katlı köşkün içinde bulunuyor. O zamanlarda giriş katında doktorun kliniği yer alıyor, üst katta ise bir türlü çocuğu olamamış çift oturuyordu. 1912’de aliya yapmış olan Ticho’lar, İngiliz Mandası ve genç İsrael Devleti’nin önemli şahsiyetleri arasında yer alıyordu – Dr. Avraham uzman kişiliği sayesinde ve yoksul hastalardan ücret talep etmemesiyle, eşi Anna ise ülkenin önde gelen ressamlarından olmasıyla… Bu ziyaretimizin ardından, 1929 yılında Arap bir suikastçının bıçaklı saldırısından kıl payı kurtulan Dr. Ticho ve eşinin yaşamlarıyla o dönemleri anlatan, Amerikalı göz hastalıkları uzmanı David Reifler’in kaleme aldığı Days of Ticho: Empire, Mandate, Medicine & Art in the Holy Land başlıklı biyografi kitabını okuyup o denli etkilendim ki, bu ilginç çift hakkında bir öykü yazmaya karar verdim. Ancak bu öyküde, suikast sonrası gelişmeleri değişik bir doruk noktasıyla da süslemeyi esirgemedim – ve işte böylece, gerçek olaylar ile kurmaca anlatı arasında “sanal bir evlilik” yaratmış olmanın büyük keyfini yaşamış (ve umarım da yaşatmış) oldum!... Kitaptaki birçok öykü, bu yöntem ile yazılmıştır.











Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Adres                              : Mohrey Sigariyot 7 Bat Yam-ISRAEL
Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                          Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page