MARİLYN MONROE: “Bir kadına doğru ayakkabıyı verin dünyayı fethedebilir.”
- TÜRKİYELİLER BİRLİĞİ התאחדות יוצאי תורכיה
.jpg/v1/fill/w_320,h_320/file.jpg)
- 6 saat önce
- 2 dakikada okunur


Marilyn Monroe kimdir? 20. Yüzyılın en ünlü sinema oyuncusu ve popüler kültürün ikonlarından biridir. Zor bir çocukluk geçirdi. 2. Dünya Savaşı sırasında bir fabrikada çalışırken keşfedildi. Önce küçük rollerde gözüktü ve sonrasında yıldız oldu. Ölümü bile çok tartışıldı. Ve beni çok etkileyen şu sözün sahibidir. “Bir kadın doğru ayakkabıları verin dünyayı fethedebilir.” Öncelikle kadın erkek eşitliğine aykırı bir söylem olduğunu kabul etmekle birlikte bu sözün 20. Yüzyılın ortalarında söylendiği düşünülürse bir nebze kabul edilebilir. Marilyn Monroe’nun bu sözünde gizli bir toplumsal eleştiri de söz konusu. Kadına çoğu zaman atfedilen eş, anne, ev üçlemesi doğru olarak düşünülse de aslına kadının özgürleşmesi ve topluma katılması da işaret edilmektedir.
Ancak hayatta doğru ayakkabı ile yol çıkmanın önemi yadsınamaz. Ayakkabı giydiğimizde bir yol çıkmak üzere hazırlık yaptığımız düşünülür. Ve yolu ayakkabılarımız müsaade ettiği ölçüde devam edebiliriz. Bunun için kendi varoluşumuzu hazırlamak için doğru koşulları da hazırlamalıyız. Yürüyorum ve yolumu değiştirmek istemiyorum ama yolumu daha konforlu ve güvenli hale getirmek elimde. Yola uygun ayakkabılar seçtim mi dağ tepe yamaç bana mısın demez. Ayakkabı seçimin senin özgürlüğündür. Doğrusunu seçtin mi tadın doyum olmaz ama bazen yanlış bir seçim doğruyu bulmana yardım edebilir. Doğu felsefesi der ki “yolu yürümek için ayakkabıya ihtiyacın yok. Çıplak ayak ile toprağa basmak hayatın gerçek yüzünü doğrudan hissetmektir. Hakikat ile yüzleşmen için araca ihtiyacın yok.”
Nietzsche, insanın kendini aşması gerektiğini söyler. “Doğru ayakkabı” bu aşmanın aracıdır: seni sıradan yürüyüşten alır, dağa tırmandırır. Dünyayı fethetmek, aslında kendi sınırlarını fethetmektir. “Bir başka kişiyi eleştirmeden önce onun ayakkabılarını giymeyi denemelisin” sözü de şartların herkes için farklı olduğu da vurgulanmakta. Kişinin yaşadığı coğrafya, sahip olduğu tarih, kendi fiziksel ve ruhsal özellikleri yaşamına doğrudan etki eder.
Ayakkabı bir güç aracıdır. Savaşçının kılıcı yazarın kalemi gibi. Gücünü doğru yerde kullanırsan yolun açılır. Hayat sana güler. Doğru yerde kullanılman güç kontrolden çıkar. Aklını başından alır. Güç başın bela bile olabilir.
Aslında kendimize sormamız gereken kendime uygun bir yolda mıyım? Yoksa başkasının yolunda mı yürüyorum? Kendi yolumda isem kendi koşullarım geçerlidir. Ancak benim gerçek benliğim bu yola uygun mu? Özüm bu yola uygun değil ise hangi ayakkabıyı giyersem giyeyim sonuca varmam mümkün olmayacaktır. Öte yandan doğru ayakkabıyı bulmanın yolu yanlış ayakkabı kullanımından mı geçer. Deneriz yanılırız, topuğumuz kanar, parmaklarımız kızarır ama öğreniriz. Kendi sınırlarımızı keşfederiz. Dayanamayacağımız yolları bize ağır gelecek rolleri… Ayrıca doğru ayakkabılar vitrinden belli olmaz denemeden olmaz ve sonunda anlarız. Her ayakkabı herkese uymaz bu da bizim benzersiz olduğumuzu ifade eder.
Ayakkabı dolabıma bir göz attım. Anılarım tek tek gözümün önünden geçti. Topuklusu, bağcıklısı, renklisi, siyahı sıra sıra dizildiler. Bunca çeşit elimin altında iken nereye gidersem gideyim doğru ayakkabıyı bulacağıma olan inancım sonsuz.
Feride PETİLON
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.





Yorumlar