Manisa’da doğup ailesiyle Fransa’ya göçen Raphael Esrail, henüz 19’unda Nazi zulmüyle tanıştı. Sahte pasaportla Yahudileri Fransa’ya getirterek yüzlerce hayat kurtardı. Gestapo tarafından yakalanıp Auschwitz Kampı’na gönderildi. 1945’te Nazilerin yenilgisi sonucu özgürlüğüne kavuşabildi. 97 yaşında ölen Esrail’den geriye ‘Schindler’in Listesi’ filmini hatırlatan bir hikâye kaldı.
Sefarad Yahudisi olan Raphael Esrail, Manisalı Esrail Ailesi’nden İsaac ile İzmirli Arditti Ailesi’nden Ester’in çocukları olarak dünyaya geldi. Ester’in ailesi İzmir Urla’da, bugün belediye binası olarak kullanılan büyük bir köşkte yaşıyordu. Takvimler 10 Mayıs 1925’i gösterdiğinde, İsaac ve Ester’in oğulları Raphael, Manisa’daki çiftlik evlerinde doğdu. İsaac bir süredir Fransa’ya göç etmek istiyordu. 1926 yılında eşi Ester ve oğlu Raphael’le birlikte Lyon’a göç etti. Manisa’daki topraklarını ise ailenin kalan üyelerine emanet etti.
19 YAŞINDAKİ DİRENİŞÇİ
Raphael Esrail’in bundan sonraki hayatını, Sorbonne Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışan ve Şalom Gazetesi’nin Fransa muhabirliğini yapan Pınar Kılavuz şöyle anlattı:
“Raphael Esrail 1943 senesinde Lyon Merkez Okulu’na başlıyor ve Nazilere karşı direniş hareketine katılıyor. Arkadaşlarıyla birlikte Yahudileri kurtarmak için sahte kimlik belgeleri düzenliyorlar. 8 Ocak 1944 günü, Raphael Esrail okuldan çıkıp sahte kimlik belgelerini düzenledikleri yere gidiyor. Arkadaşları yerine karşısında iki üniformalı kişiyi buluyor. Daha sonra oraya sivil giyimli 3 kişi daha geliyor. Bunlar Gestapo’nun üyeleri.
TÜRK KİMLİĞİ DE VAR
Raphael yakalandığında üzerinde bulunan kimlikte Raoul - Paul Cabanel yazıyor. Ancak aslında kendisinin Türk vatandaşlığı da var. Çünkü babası İsaac Türk vatandaşlığından hiç vazgeçmemiş. Babası her yıl Marsilya’daki Türk Başkonsolosluğu’na giderek evraklarını yenilemiş. Raphael yakalandığında, ailesinin Türk vatandaşı olmasının onu koruyacağına inanıyordu. Teorik olarak Türk Yahudileri durdurulamaz, gözaltına alınamazdı.
KAMPTA HAYATININ AŞKI
Gestapo, Raphael Esrail’i Lyon’dan trenle Paris’in banliyösünde bulunan Drancy Kampı’na götürüyor. Raphael burada Rene Badour ve Hendi Badour’la tanışıyor. Bu gençlerin kız kardeşi ise Liliane. Raphael ilk görüşte ona aşık oluyor. Liliane ondan erkek kardeşlerine göz kulak olmasını istiyor. Raphael, Liliane’i öpmek için ondan izin istiyor fakat Liliane ‘Şimdi değil, varınca’ diye cevap veriyor. Daha sonra da ‘ölüm yürüyüşü’ adı verilen şekilde, günlerce aç ve susuz yürütülerek Auschwitz ve Birkenau kampına götürülüyorlar. Raphael kamptan birçok kez kaçma girişiminde bulunuyor ama başarılı olamıyor.
'BİR ÖPÜCÜK UMUDUYLA YAŞADIM'
Raphael Esrail Auschwitz Kampı’nda yaşadıklarını ve hayat hikâyesini “Bir öpücük umudu” ismiyle kitaplaştırdı. Kitabın kapağına da cezaevinde tanışıp “Bir öpücük umuduyla yaşadım” dediği eşiyle birlikte fotoğrafını koydu. Fotoğraf 1981’de eşiyle Auschwitz Kampı’nı ziyaretinde çekilmişti. Kitap bir dönem Fransa’da çok satanlar listesindeydi.
LILIANE NEREDESİN?
1 Mayıs 1945’te savaş bitip kamplar boşaltılınca Raphael de özgürlüğüne kavuşuyor ve Liliane Badour yaşıyor mu, evine döndü mü diye merak ediyor. Bunun için ulusal direnişçi ve vatansever federasyonuna mektup yazıyor. Birkaç gün sonra Liliane mektubuna cevap yazarak onu Biarritz’e davet ediyor. Raphael 26 Mayıs 1945’te Lyon’a dönüyor ve ailesine kavuşuyor. 1948 yılında da Liliane ile evleniyorlar. Raphael 1949’da Fransız Gaz Dairesi’nde çalışmaya başlıyor. 1951’de babası İsaac, birkaç sene sonra da annesi Ester hayatını kaybediyor.
KAMPA SON ZİYARET
Raphael 1980’de emekli olduktan sonra 1981’de eşiyle birlikte Auschwitz Kampı’nı son kez ziyaret etti. Fransa’da Auschwitz Sürgün Edilenler Birliği’ni kurarak uzun süre başkanlığını yaptı. Eşi Liliane, 1 Mayıs 2020’de hayatını kaybetti. Önceki gece de 97 yaşındaki Raphael Esrail hayatını kaybetti. Cenazesi gelecek hafta Biarritz kentinden kaldırılacak.
URLA'DAKİ KÖŞKLERİ DURUYOR
Raphael Esrail’in annesi Estelle Arditti 1888 yılında İzmir Urla’da doğdu. Ailesi bölgenin önde gelenlerindendi. Osmanlı döneminde birçok yatırımı bulunan aile, Urla’ya Arditti Köşkü’nü yaptırdı. Estelle Arditti de bu köşkte yaşadı. Köşk daha sonra belediye tarafından satın alındı. 1960’lı yıllarda Tekel Binası olarak kullanıldı. Ancak 2013 yılında çıkan bir yangında büyük bir kısmı yandı. Harabeye dönen köşk, Urla Belediyesi tarafından restore edildi. Köşk şu anda Urla Belediyesi’nin konuk evi ve toplantı salonu olarak kullanılıyor.
Kaynak:Hürriyet
コメント