LAGOM FELSEFESİNE HOŞGELDİNİZ
- Feride PETİLON

- 9 dakika önce
- 2 dakikada okunur

Mutlu insanlar nasıl yaşar? Hepimiz için geçerli bir soru kalıbı. Cevabı ise sonsuz. Çünkü insanoğlu her yaşta, her koşulda farklı cevaplar verecektir. Bu cevaplardan sadece biri bir İsveç klasiği olan Lagom felsefesini içeriyor. Artık Lagom felsefesi kütüphanelerde anlatılanlardan çok öte, tüm dünyaya yayılan bir felsefe. Hal böyle olunca bizler neden bu anlamlı bilgilerden nasibimizi almayalım. İsveç dilinde “ne az ne çok fazla, kararında olan” anlamını taşıyan bu sözcük yıllar öncesine dayanan yaşanmışlıkların bir etkisi.
Viking’lerden kalma olduğu söylenen “Lagom” kelimesi savaş ganimetlerini de etkili bir şekilde paylaşmaktan geldiği söylenir. İsveç’te 1600 yıllarında kendini gösteren kıtlık kralın emri ile halkı daha tasarruflu yaşamaya yönlendirir. Halkın elindeki hububat ve benzeri ürünler tek yerde toplanacak orantılı bir şekilde dağıtılacak böylece herkes bu zorlu dönemi paylaşarak atlatacaktır.
Linnea Dunne’nin kitabında sadeleşmeyi benimserken uzun saatler çalışmak yerine verimli saatler çalışmayı ve molalar vermeyi, yapmak istediklerinizi gerçekçi olduğuna inanarak yapılacaklar listesine almayı, sevdikleriniz ile bol bol vakit geçirmeyi, sosyal medyayı sizi geliştirecek şekilde kullanmayı, ne kadar yoğun olursanız olun günü sevdiğiniz şekilde sonlandırmayı öneriyor.
Şimdi evinizi düşünün az aksesuarlı, zarif ve yaşın formlar ve dağınıklığı salkıyacak bolca dolapları ile Lagom felsefesini yaşamımıza katabilir, ışığın ve havanın odalara yayılmasını ve objelere takılmadan bizlere ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Öncelikle evimizden başladığımız zaman kullanmadığımız her eşyanın bize engel olduğu prensibi Lagom prensibinin başı da gelir. O halde ya dönüştürün kullanılır hale getirin ya da ihtiyacı olana verin ve verirken de o eşyanın size kattıklarından dolayı teşekkür edip öyle ayrılın. Aksi takdirde aklınız onda kalacak ve size zarar verecektir.
Lagom felsefesinde doğal ürünler kullanmak ana prensiplerden biridir. Bunun başlıca sebebi de doğal ürünlerin dokusunun ve renklerinin yapay ürünlerin doku ve renklerine göre daha rahatlatıcı olmasıdır. Keten, bambu, hasır ahşap mı? Yoksa plastik, naylon, suni ipek veya formika mı kullanalım ne dersiniz?
Ev dekorasyonunda oldukça etkili söze sahip Lagom felsefesinde ruhunuza iyi gelmeyecek eski rahat olmayan her türlü eşya ev dışına itilmeli. Belki tamir edilir, yarın modası geri gelir, zamanında çok iyi idi demek evin içini bir ambara çevirmekten öte gitmez diyor Lagom felsefesi. Ve mümkün olduğu kadar eşyalar arasında rahatça hareket etmeyi de salık veriyor.
Bu orta karar olma halleri elbette eşyala dile sınırlı değil.Kendi iç dünyamızda da kendi dengemizi bulma yolculuğunda bizi yoracak, üzecek duygu ve düşüncelerden biraz olsun sıyrılmak kapasitemizi daha verimli kullanmamızı sağlayacaktır.
Ve tabii ki bolca su tüketmeyi, az çöp çıkartmayı, harcarken düşünmeyi, sürdürülebilirlik prensibini unutmamayı da listeye ekliyor. Ne dersiniz bizler Legom felsefesine ne kadar yakınız?
Not: Bu yazıyı yazdıktan sonra çevreme şöyle bir göz attım. Evimin yarısını evimden uzaklaştırmam gerektiğini düşündüm ama tüm objelerime ne kadar bağlı olduğumu fark ettim. Beynimde dönen her türlü gerekli gereksiz düşüncelerimden nasıl sıyrılacaktım hiç bilemedim. Belki bir gün dedim.
Feride PETİLON
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.





Yorumlar