KÜLKEDİSİ’Nİ SEVMEYİN

Bir varmış bir yokmuş diye başlamış masal. Külkedisinin de başka masallardan pek farkı yoktur. Zarif güzel ve naif prenses zor durumdadır ve elbette onu kurtaracak bir beyaz atlı prens vardır. Bu artık günümüzde geçerliliğini yavaş yavaş kaybeden kadın erkek ilişkisinin kız çocukları üzerinde etkisini görmezden gelemeyiz. Naif prenses güçlü prensi bekliyor düşüncesi ile büyüyenlerin gün gelir bu “sıkıntılı” düşünce yüzünden hayatları zindan olur. Hayatınızın herhangi bir evresinde yeni başlangıçlar yaparken, kendi görüş istek ve yeteneklerinizi geri plana iten misiniz? Başka birinin gelip size ilham vermesini bekliyor ve yardım edilmedikçe beyaz atlı prensi beklemeye devam ediyor musunuz?

Dikkat her an “Külkedisi sendromuna” yakalanmış olabilirsiniz. Sürekli emek verip buna hiç ses çıkarmadan razı olmak ve sonunda da günün birinde tıpkı Külkedisi gibi ödüllendirileceğimizi beklemek Külkedisi Sendromu olarak adlandırılmaktadır. Üzerine düşenden fazlasını yapıp takdir edilmediğini düşünmek bu sendromun en belirgin özelliğidir. Etrafınızda keşfedilmeyi bekleyen birçok Külkedisi var. Onlara anlatılması gereken beklediklerinin kendileri olduğudur. Prensten medet ummak günümüzün konusu değil.

Kendini zayıf ve kurtarılması gereken gibi görmek kendini sabote etmekten başka birşey değil. Drama yaşamak devri çoktan geçti. Hedefe ulaşmadan kolayca fikir değiştirmek kimse için doğru adım değil.

Sonuçta daha iyiye gitmek için kendimizi engellemekten başka bir şey yapmamalı oluruz. Külkedisi olmak kurtarılmayı beklemek demektir. Derinlerde bir yerde bağımsız olmaktan, kendi sorumluluklarını almaktan korkmak anlamlarına gelir. Külkedisi olmak sadece kadınlara ait bir düşünce değildir. Herhangi bir cinsiyetin hayatını başka insanlar için beklemeye alma, kendi güçleri ile yaşamak yerine kurtarılmayı beklemek isteyen herkes için bu terim kullanılabilir. Yalnız iken güçlü, toplum içinde başkasına bağımlı gibi görünmek kişinin kendine yapacağı en büyük kötülüklerden biridir. Normalde kendi başınıza hallettiğiniz her şeyi yanınızda biri varken onun çözmesini beklemek kendi mutluluğunuzu engellemek hatta yeteneklerinizi hiçe saymak anlamına da gelir. Finansal problemleri başkalarına bırakmak, seyahat programları ile ilgilenmeyip “neresi olursa olsun” cümlesini kullanmak, fikri olduğu konuda bile fikrini söylemekten çekinmek bir kurtarıcının varlığını beklemek anlamına gelir. Her şeyi yoluna koyan o “birisinin” gelmesini beklenir.

Külkedisi de acizdir, Pamuk Prenses de. Artık “masal” devri bitti. Ayakları yere basan bir “elmaya” kanmayan, zamanı gelince balkabağına dönüşmeyen, ayakkabısına sıkı sıkıya sahip çıkanların devrini yaşıyoruz. Mutlu olma uğruna kendini feda edenler gün gelir mutlu olamayan, güven problemi yaşayan bireyler haline gelirler.

Bu yüzden yaşam enerjinizi başkalarının hayatlarında var olmak için değil, kendi şatonuzda mutlu olmak için kullanın. Çünkü sizin önce kendinize ihtiyacınız var.

Feride PETİLON

IYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.

Bağış/Donation/תרומה

Yazarın tüm yazıları için tıklayınız