İSRAEL’İN TÜRKİYE’YE BÜYÜKELÇİ OLARAK ATANAN DİPLOMATI: İRİT LİLLİAN

Merhaba sevgili okuyucularım. Umarım, hepiniz beni sağlıklı ve mutlu olarak okuyorsunuz. Ben de fena değilim, sıcaklarla boğuşup kah klimayı açıp, kah sık sık duşa girerek, bu sarı sıcak, yapışkan yaz günlerini atlatmaya çalışıyorum. Daha evvel de mutlaka yazmışımdır, yaz mevsiminden nefret ediyorum. Tanrı affetsin ama çekilir yanı yok!

İsrael son günlerde Türkiye ile yeniden nişanlanıp, yapılacak olan düğüne hazırlık yapıyor. Yani karşılıklı büyükelçi atamalarından söz ediyorum. Bu işler çok kolay değil. Arada yaman çelişkiler var. İki taraf da ağır ‘drahoma’ veya ‘başlık parası’ talebinde. Bunlar parayla ölçülemeyen karşılıklı ödünler listesi.

Türkiye’ye İsrael Büyükelçisi olarak atanan İrit Lillian’dan biraz söz etmek istiyorum.

Çarşamba günü, İsrael ve Türkiye, zarar gören ilişkilerini onarmak için, iki yıllık bir çalışmanın ardından tam diplomatik ilişkilerini yenileyeceklerini duyurdular. İsrael’in Ankara’daki maslahatgüzarı İrit Lilian, Şubat 2021’de atanmasından bu yana, süreçte merkezi bir rol oynadı.

Lilian verdiği bir röportajda, ” Başından beri katılmayı kabul ettiğimiz bir süreç inşa ettiğimiz açıktı” dedi.

“Şu anda hemfikir olmadığımız bazı noktalar olduğunu biliyoruz. İlerleyebilir ve daha sonra çözebiliriz.”

Öne çıkan, önemli bir çekişme noktası, Ankara’nın yalnızca siyasi faaliyetlerle ilgilenmekte ısrar ettiği İstanbul’daki Hamas Ofisi. İsrael, Hamas’ın terör saldırılarını yönlendirmek için Türkiye’deki merkezini kullanmakla suçladı ve ofisinin kapatılmasını açıkça talep etti.

Batı Şeria’da bulunan 50 kişilik bir Hamas hücresinin, İstanbul’dan yönetildiğini bilen İsrael, geçen Kasım ayında dönemin Dış İşleri Bakanı Yair Lapid’e bildirmiş ve “Hamas’ın, İstanbul’daki ofisleri kapanacak” demişti.

Lillian, “Ama ofisler hala orada ve bu büyük bir engel” diye bu konuyu doğruladı. Bununla birlikte, daha önce İsrael’in Bulgaristan ve Avustralya Büyükelçisi olarak görev yapan Lillian, yenilenen ilişkilerin, tarafların gerilimleri sessizce ve yapıcı bir şekilde ele almasına olanak tanıyacak şekilde inşa edildiğini belirtti.

“Geniş bir faaliyet yelpazesine sahip, düzgün, olumlu, ikili ilişkilere giriyoruz, ancak anlaşamadığımız noktalar olduğunu biliyoruz” dedi.

“Mükemmel bir evliliğe gitmeyeceğimizi biliyoruz” diye ilave etti.

Lillian, “İki taraf neredeyse kaçınılmaz olan anlaşmazlıkları aşmalarına yardımcı olacak bir ‘çatışma önleme mekanizması’ yaratıyor. “Gelecekte siyasi depremlere dayanabilecek bir yapı inşa etmek için, elimizden gelen her şeyi yapmak istiyoruz” dedi.

Lillian, Ankara’yla ikili ilişkilerin hala sekteye uğramasına rağmen, Türk yetkililerin kendisine beklediğinden çok daha fazla sıcak baktığını, üst düzey yetkililerle görüşemeyeceğini ve daha düşük seviyelerdeki yetkililerin yoluna çok fazla bürokrasi koyacağını düşündüğünü, ancak öyle olmadığını kapıların sonuna kadar açıldığını belirtti.

Erişiminde bazı kısıtlamalar olmasına rağmen, Lillian, Türk yetkililerin onunla konuşmak istediğini hissettiğini söyledi.

Lillian, Türkiye’de İsrael’li diplomat olarak hizmet etmeyi, Akdeniz’e yelken açmaya benzetti. “Daha fırtınalı zamanlar vardır ve sadece manzaranın tadını çıkardığımız daha sakin zamanlar vardır.”

İşte böyle sevgili okuyucularım. Şimdi yeni bir döneme girmek üzereyiz. Dileğimiz, Türkiye’nin de İsrael’e yapıcı bir diplomasi güden, profesyonel bir diplomatı büyükelçi olarak göndermesi. Gönül ister ki Atatürk’ün vecizesindeki gibi “Yurtta sulh, cihanda sulh” olsun.

Sizinle yeniden buluşuncaya değin sağlık ve sevgiyle kalın.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayın