top of page

Evin yolu gözüküyor…







İbranice’yi öğrenmenin yanı sıra ülkeyi tanıma, İsrail kültürünü, sanatını, Yahudilik tarihini öğrenme fırsatını bulur İsrael’de ulpan öğrencisi. Eskilerde öyleydi, sanırım günümüzde de öyledir…1980 yılı sonlarında başladığım alef ulpanın ardından, üç üst sınıf daha tamamladığım dönemlerde her gün yeni bir şey öğrenmenin heyecanını yaşardım. Bugün artık hayatta olmayan ulpan öğretmeni Sima’nın o zaman anlattığı bir konu, Siloam yazıtı konusu 40 küsur yıl sonra bugünlerde yeniden gündeme oturdu.


Siloam yazıtı haberini duymuş veya okumuşsunuzdur her halde. Devlet Başkanı Isaac Herzog’un Türkiye ziyaretinin ardından Siloam yazıtının İsrael’e iade edileceği haberi her iki ülkenin haber kaynaklarında yer aldı. Siloam yazıtının varlığını 40 yıl önce ulpan öğretmenimiz Sima şöyle anlatmıştı bizlere. Bilmeyenler için anlatayım…


“Milattan önce 8. yüzyılda Kral Hezekiya, topraklarını hızla genişletmekte olan Asurlular'ın Yeruşalayim’i işgal niyetinde olduğunu düşünerek kentin önemli su kaynaklarından birini surların içine taşımaya karar vermiş. Suyu Yeruşalayim surları içerisindeki Siloam Havuzu’na taşıyacak tünel projesi böyle başlamış. İşi çabuklaştırmak için iki ayrı yönden tüneli kazmaya başlayan işçiler bir süre sonra yerin altında, orta yerde karşılaşmışlar. Dönemin önemli suyollarından birinin tamamlandığı bu anı ölümsüzleştirmek isteyen işçiler duvara yerleştirdikleri taşlardan birine bu olayı İbranice olarak not etmişler.”


Bu tarihi olayı Sima bize işte bu şekilde anlatmıştı. Siloam yazıtının üzerinde kazının nasıl yapıldığı, nasıl tamamlandığı ile ilgili bilgiler yazılı. Örneğin: Kazmalar aynı doğrultuda ve birbirine karşı idiler.” “Kanalın açılmasına üç endaze kala sesler işitildi.” “Bu sesler karşılıklı olarak birbirine bağıranların sesi idi.” “ Çünkü orada kuzey ve güneyinden açılan tünel birleşiyordu.” “Ve o gün kanal açılmış oldu.” “Tünelin açılması ile her iki taraftaki işçiler ve kazmaları karşılaştılar.”


Bu tünel inşaatı İsrail’in Yeruşalayim ile bağının çok eskiye dayandığının simgesi olarak kabul ediliyor. En önemlisi de bu yazıtın antik Siloam havuzuna su getiren bir tünelin inşasına ilişkin Tevrat’taki anlatıma somut tarihsel bir kanıt niteliğini taşıması. Bu nedenle Siloam yazıtı İsrael için çok değerlidir. Siloam yazıtının günümüzde İsrael’de değil de, İstanbul’da Arkeoloji müzesinde bulunmasının da ilginç bir öyküsü var.

Su kanalının açılmasından ve Siloam yazıtının buluşma noktasına dikilmesinden 2600 yıl sonra, Osmanlı egemenliğindeki Yeruşalayim’de ilginç bir olay yaşanır. 1880 yılında 16 yaşındaki bir genç, o dönem yeni keşfedilmiş olan Hezekiya Tüneli'nin duvarlarında elini gezdirirken tünelin orta yerinde yazıt taşını keşfeder. Durumdan haberdar olan bir tüccar yazıtı bulunduğu yerden kırarak çıkarır ve çalar. Devreye İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin kurucusu Osman Hamdi Bey girer. Osmanlı'nın Kudüs sancağındaki İbrahim Hakkı Paşa'yı durumdan haberdar ederek yazıtı bulmak için tüm birimleri seferber eder. Çok geçmeden yazıt bulunur ve eser, güven içinde sergilenmesi için İstanbul'a getirtilir.


Siloam yazıtının ilginç hikâyesini Sima’dan duymamdan uzun yıllar sonra, (hatta neredeyse unuttuktan sonra) İstanbul’da Arkeoloji Müzesinin Suriye, Filistin bölümünü gezerken, hiç beklemediğim bir anda kendimi bu tarihi yazıtın karşısında buldum. Çok heyecanlandım o an. Çünkü ben bu yazıtın uzun tarih süreci içinde kayıplara karıştığını, yok olduğunu zannetmiştim. Oysa tüm gerçekliği ile karşımdaydı. Zaman tünelinden geçmişçesine… 2700 yıl önce tünel kazan işçilerin buluşma noktasına diktikleri Siloam yazıtı…

Türkiye – İsrael ilişkilerinin çok olumlu düzeyde olduğu geçmiş günlerde Devlet Başkanı Şimon Peres, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den İsrael’in kuruluşunun 70. yıl kutlamalarında sergilenmesi için Siloam yazıtını ödünç olarak istemiş. Gül olumlu yanıt verse de Gazze’de patlak veren olaylar nedeniyle bu proje gerçeğe dönüşmemiş.


Şimdilerde Herzog- Erdoğan görüşmesinin ardından, İsrael ile ilişkilerin normalleşme adımları kapsamında Türkiye’nin Siloam yazıtını sahiplerine iade etmek gibi bir jestte bulunabileceği öngörülüyor.


Siloam yazıtı 2700 yıl sonra evine, Yeruşalayim’e dönebilecek mi? Zaman gösterecek… Yaşayalım ve görelim











Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page