top of page

Düşman olmayı reddediyoruz…


(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)



Son birkaç gündür olağan dışı günler yaşıyoruz hep birlikte. Aynı kaderi, aynı korkuları, aynı endişeleri paylaşıyoruz tüm İsrael halkı… Bir taraftan terör örgütü Hamas Gazze’den attığı uzun/kısa menzilli roketlerle hayatımızı alt üst ediyor. Diğer taraftan ülkede, aşırı radikal uçlara mensup İsraelli Arapların ve Yahudilerin estirdiği terör…


İsrael dışarıdan gelen Hamas terörüne karşı mücadele verdiği bu günlerde, ülkemizin bazı kentlerinde çok üzücü olaylar gerçekleşti, kabul edilmez manzaralar oluştu. Çok uzun yıllardır Yahudi ve Arapların uyum içinde yaşadıkları Lod, Ramle, Akko kentlerinde… Daha sonra Hayfa, Bat Yam ve Yafo’ya sıçrayan olaylar…


Büyük olasılıkla Hamas ve İslami Cihad tarafından kışkırtılan İsraelli Arap gençlerin Lod’da sinagoglar yakmalarının, kente korku saçmalarının ardından, milis kuvvetleri gibi ortaya çıkan Yahudi grupların benzer bir vahşetle karşılık vermelerini dehşete kapılmış bir halde izledik…


Tel Aviv’e 15km mesafede Lod kentinde Arap gençler Yahudi evlerinin elektrik kablolarını ve çok sayıda aracı yaktılar… Şiddet olayları diğer karma kentlere sıçradı. Bat Yam’da Araplara ait dükkânlar yakıldı… Bunu yapanlar Bat Yam’a dışarıdan gelen gençlerdi… Bir Yahudi Araplar tarafından… bir Arap da Yahudilerce linç edildi…


Bu olayların her birini duydukça yüreğimiz sızladı, adeta kalbimize bir bıçak saplandı. Yafo’da fakir bir Arap evine Molotof kokteyli atılmasına, ateşten zarar gören ailenin iki çocuğunun birinin halen hastanede yaşam mücadelesi vermesine isyan etmemek mümkün mü?

İnsanların onlarca yıldır birlikte uyum içinde yaşadığı, birlikte çalıştığı, kapı komşusuna düşman gözüyle bakması, zarar vermesi reva mıdır?


Üzerimize roket yağdırmaktan öte Hamas’ın ve belki de İslami Cihad’ın, İsrael kentlerinde yaşayan İsrael vatandaşı Arap gençlerin bir kesimini kışkırtması, beyinlerini yıkayıp şiddete yöneltmesi bence bu terör örgütlerinin en büyük başarısı.


Arap gençlerin, yaşadıkları ülkeye yönelik şiddet girişimlerini ne kadar kınıyorsam, güvenlik ve polis güçlerini hiçe sayıp, Yahudi genç radikal grupların aynı şiddetle karşılık vermesini de kınıyorum.


Tarih boyunca Diasporada sinagoglarımız yakıldı, yıkıldı… Ancak Yahudilerin ülkesi İsrael’de sinagogların yakılıyor olması ne derece kabul edilemez ise, tarih boyunca zulüm görmüş Yahudilerin torunlarının da bir İsraelli Arap’ı linç etmeye kalkışması kabul edilemez. Bırakalım ülkemizin polisi güvenliği, yargısı da adaleti sağlasın…


Yazımı kaleme aldığım bugün Lod, Akko, Yafo, Ramle’de olaylar nispeten yatıştı, güvenlik kontrol altına alındı. Ve birkaç gündür yaşanan “iç savaş”a beklediğim tepkiler yavaş yavaş gelmeye başladı…


-Sosyal medyada “Araplar ve Yahudiler düşman olmayı reddediyor” sloganları dolaşmaya başladı…


-Hastanelerin Arap ve Yahudilerden oluşan doktor, hemşire ve sağlık ekipleri birlikte düzenledikleri gösterilerde, saldırganlıkları kınadılar, uyumlu bir işbirliği içinde çalışmaktan mutlu olduklarını ve bu uyumu kimsenin bozamayacağını haykırdılar.


-Yeruşalayim’in farklı kesimlerinden yüzlerce kadın “hayatı seç, şiddeti değil” sloganıyla yola çıkarak, avuç içlerine İngilizce, İbranice veya Arapça yazdıkları “NotİnMy Name” (Lo Be Şmi) ifadesini göstererek çektirdikleri fotoğraflarını Facebook, Instagram gibi sosyal medya gruplarında paylaştılar.


-Güney illeri belediye başkanları uzlaşmacı tedbirler almak üzere bir araya geldiler.

-Akko müftüsü ortamı yumuşatmak, kentin Arap halkını sakinleştirmek için kolları sıvadı. Emniyet güçleri ile dayanışma içinde…


-Yine aynı kentin halkından Yahudiler ve Araplar yollara çıkıp, katıldıkları şiddete karşı protesto gösterilerinde dostluk ve birliktelik mesajları verdiler.


-Bazı Yahudi gençlerin, Bat Yam’da dükkânları saldırıya uğrayıp talan edilen İsraelli Araplara enkazları temizlemekte yardımcı olmak için seferber olmaları kalplerimizi ısıtan bir görüntü oldu.


Fertlerin ve sivil toplum kuruluşlarının tepkileri, saldırganlıklara karşı tutumlarını ifadeleri tabii ki yeterli değildi. Yaraları bir nebze saracak daha etkili yöntemler bulunmalıydı… Çok gecikmedi… Kısa zamanda TV ekranlarımızda karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan, birleştirici reklamlar yer almaya başladı.


-Hastanelerde, bankalarda, eczanelerde, süper marketlerde birlikte, omuz omuza çalışan Yahudi ve Arap İsraellilerin görüntüleri… “Biz hayatımızı birlikte kazanıyoruz” diyorlar…

-Kısa zamanda bu uzlaşma kampanyasına ülkenin en büyük şirketleri de katıldı… Strauss, Osem, Nestle, Super Sol, Tnuva, Hot, Fox, Maccabi… Ve niceleri… Hepsi de Arap ve Yahudilerin uyum içinde, dostluk ortamında çalıştıkları şirketler… TV ekranlarımıza yansıyan güler yüzlü insanların birlikte duruşları… Kısaca, “hiçbir saldırı ve şiddet aramızdaki ahengi ve dostluğu bozamaz” ilkesinin ifadesi… “Birlikte şiddetin önüne geçip, birbirimize saygı göstermeye devam edeceğiz” diyorlar hep bir ağızdan…


Bütün bu iyi niyetli girişimler, açılan yaraları, yitirilen karşılıklı güveni onarmaya, telafi etmeye yeterli olacak mı bilemeyiz… Zaman her şeyin ilacı, Zaman gösterecek… Yeter ki birbirimize zeytin dalı uzatmayı başaralım…


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Adres                              : Mohrey Sigariyot 7 Bat Yam-ISRAEL
Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                          Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page