top of page

Berlin’de Hitler, Goebbels, Goering Anısına Tapınak mı?


(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)




İmkansız değil mi? Öyle benimsedik ki 1949’da kurulan Federal Almanya Cumhuriyeti’nin Nazi geçmişini tamamen reddetmesini, Yahudi Soykırımı’nı tarihlerinin en büyük günahı olarak tanımlamalarını (Bu hafta Auschwitz ölüm kampının kurtuluşunun 80nci yıldönümü) ve genç kuşaklara yepyeni, insancıl, Yahudi ve İsrail dostu eğitim sunmalarını…

 

 

…Nazi liderlerini hatırlatan, başarılarını öven, yaptıklarından pay çıkaran bir tapınağın Berlin’de inşa edilmiş olabileceğini aklımız, havsalımız alamaz!

 

Federal Almanya, ilk şansölyesi (Başbakan) Konrad Adenauer’in 1949-1963 iktidarı döneminde tüm ülkenin Nazi ideolojisinden temizlenmesi için büyük gayret sarf etti. Başlarda Yahudi Soykırımı ders kitapları dışında eğitim evreninde pek yer almıyordu. Almanlar başları eğik, kendilerini çalışmaya ve üretmeye vererek geçmişlerini unutmaya çalıştılar.

 

 

Soykırımın dünyaca bilinmesi 1961’de Kudüs’de Adolf Eichmann mahkemesi sonucudur. Tüm küresel televizyon kameralarının Şoa’dan kurtulanların tanıklıklarına, ölüm kamplarında gaz odalarına, Dr. Mengele’nin vahşi deneylerine odaklanmaları şok etkisi yarattı izleyicilerde.

 

 

Soykırımın popüler kültüre etkisi ve milyonlar tarafından öğrenilmesi on yıllar almıştır. 1960’larda çekilen film sayısı 16 iken, ‘70’ler ve ‘80’lerde 27’ye yükselmiş fakat asıl yaygınlaşması 1990’ları (Schindler’s List) ve 2000’leri (her on yıl 42-45 film) bulmuştur.

 

 

Batı’da Soykırım suçluluğu, neden oluştuğunu anlama, yenilerine engel olma güdüsü siyaset çevrelerini çok aşmıştır. Uluslararası Soykırım Anma Günü (27 Ocak) Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun nispeten akıllı günlerinden birinde 1 Kasım 2005’de oylanmıştır. 2016’da Soykırım’ın doğru tanımı (IHRA - International Holocaust Remembrance Alliance - Uluslararası Soykırım Anma Birliği) tarafından kabul edilmiştir.

 

 

Maalesef Berlin’de “olması imkansızdır” denilen tapınağın bir örneği Tokyo’da bulunuyor! 1869’da kurulan Yasukuni bir Şinto Tapınağı olarak Japon İmparatorları adına yapılan savaşlarda ölenlerin ruhlarını barındırdığına inanılır. Burada milyonlarca Japon askeri gibi 2nci Dünya Savaşı öncesinden başlayarak Mançurya’nın işgali (1931-32) ve Çin Cumhuriyetinin Nanjing kentinde 300.000 sivilin katledilişi ve kadınlara tecavüz (1937 - Nanking’in Irzına Geçilmesi) döneminde sorumlu olan generallerin de mezarları bulunur.

 

 

1941 - 1945 yıllarında 2nci Dünya Savaşının Pasifik Cephesini başlatan Pearl Harbor baskını (1941) öncesinde Filipinler, Endonezya ve Singapur işgallerinde milyonlarca sivil öldürüldü. Tüm savaş boyunca 20-25 milyon kişinin hayatlarını kaybetmesi tarihe “Asya Holokost” u olarak geçer.

 

 

Bu süre zarfında askeri hükümetin başındaki başbakan, bakanlar ve generallerden A sınıfı olarak adlandırılan en baştakilerden 14’ünün “ruhları” Yasukuni Tapınağındadır. Aslında Yasukuni doğrudan Japon Hükümetinin değil Şinto Rahiplerinin emri altındadır. Onlar da tapınağı İmparator Hirohito (veya eski imparatorlar) adına yönetirler.

 

 

Savaştan hemen sonra kurulan Tokyo Mahkemesi bir nevi Nüremberg Mahkemesinin Asya eşdeğeridir. Yargıçların çoğu Amerikalı değil, Hollanda, Fransa, Sovyetler, Çin, Filipinler, Avustralya ve Yeni Zelanda kökenlidir. Mahkemeyi yönlendiren Amerikalı general Douglas MacArthur ayni zamanda Japon Anayasasını hazırlamış, ilk kez kadınların seçimlere katılma ve oy kullanma haklarını savunmuş ve bugünkü Japon demokrasisinin altyapısını oluşturmuştur.

 

 

MacArthur ve Başkan Truman’ın kararları gereği İmparator Hirohito, savaştan birinci sorumlu olmasına rağmen, mahkemeden ari tutulmuş ve ülkesinin şartsız teslim olmasını ve orduların silah bırakmasını sağlamıştır.

 

 

25 yıl zarfında birçok kez ziyaret ettiğim ve yakından izlediğim Japon halkı Almanlar gibi suçluluk ve pişmanlık duymazlar savaşlardan dolayı. Sanki Hiroşima ve Nagasaki atom bombalarının kurbanları adına cezalarını çekmiş oldular.  Halbuki müttefiklerin Alman şehirlerini bombalamasında ölenlerin sayısı çok daha fazladır.

 

 

Japonların toplum olarak kendilerini üstün ırk görmeleri, nüfusun % 98’inin ayni ırk, ayni dil, ayni gelenek ve göreneklere sahip olmasından kaynaklanır. Savaş suçluları da saygı görmeye devam eder.

 

 

Alman ulusunun 1945’den bu yana kendilerini Hitler, Goebbels veya Goering’den soyutlamak için başardıkları, Japonların Hideki Tojo (Başbakan 1941-45) ve General Iwane Matsui (1937 - Çin işgalinden sorumlu) gibileri ile kıyas kabul etmez. Bu yüzden Çin ve Kore halkları hala Japonya’ya diş bilerler.

 

Savaş sonrası Alman ulusu daha önceki kuşakların sorumluluğunu taşır ve kesinlikle affetmezler.    

 

Ralf ARDİTTİ       

 

IYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.









Etiketler:

Comentários


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                          Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page