Avangardın Kayıp Sanatçısı Claude Cahun'u Yeniden Keşfediyoruz
top of page

Avangardın Kayıp Sanatçısı Claude Cahun'u Yeniden Keşfediyoruz



Sınırları zorlamak: Claude Cahun

“İnsan kendi savaşını taşır hep içinde.”

Jerzy Kosinski, Boyalı Kuş








Bugün aklımdan sıradışı bir insan olan Claude Cahun geçti ve sizlere onu anlatmaya çalışacağım. Neden derseniz, aykırı ve sınırları zorlayan insanlara bayılırım da ondan. Hele ki vaktinden önce yaşamış ve etkisini günümüze kadar sürdürmüşse. Dikkat ederseniz ondan kadın yahut erkek diye söz etmiyorum çünkü kendisi bundan hiç hoşlanmazdı. Ne kadınlığı ne de erkekliği asla kabul etmedi. Ve hatta ünlü sembolist yazar Marcel Schwob'un yeğeni olduğundan asıl adı Lucy Schwob adını hem bu akrabalığın yükünden hem de isimle sabitlenen dişi cinsiyetinden kurtulmak için değiştirdi; her iki cinsiyet için de kullanılabilen Claude ismini ve tanınmayan uzak akrabalarına ait Cahun soyadını benimsedi. Zamanla, o da yine cinsiyet belirtmeyen Marcel Moore adını kullanan üvey annesinin kızı Suzanne Malherbe’e âşık oldu. Çift, elli yıldan uzun süren yoldaşlıkları boyunca, birlikte hapis yatmalarına sebep olan politik faaliyetlerinin yanı sıra, edebiyat ve görsel sanat alanında birlikte çalıştı.





İki sevgili ve çalışma arkadaşı: Claude Cahun ve Suzanne Malherbe

“Havadaki gölgeyi, sudaki izi, gözbebeğindeki serabı takip edeceğim. Benim derdim kendi izimi sürmek, kendimle savaşmak...”

Claude Cahun, erkeklerin egemenliğindeki sürrealist grup içinde faal biçimde yer alan kadınlardan biriydi fakat uzun yıllar sanat çevrelerince göz ardı edildi. Sürrealist gruba üyeliğinin yanı sıra, Paris ve Jersey’deki politik faaliyetleri, dönemin avangard dergilerinde yayınlanan metinleri, fotomontaj ve kolaj çalışmaları, Cindy Sherman’ın oto-portrelerinden çok önce kimlik kalıplarını altüst ettiği eserleri, uzun dönem boyunca avangardın tarihinde es geçildi. Sevgilisi Marcel Moore 1972’de hayatını kaybettikten sonra, Fransız yazar François Leperlier’nin Cahun’un hayatı ve eserleri üzerine yaptığı çalışmaların etkisiyle çağdaş sanat dünyası ancak 1980’lerde Cahun’u keşfetti ve Nantes ve Paris’te açılan sergilerle eserleri gün yüzüne çıktı.


Cahun ve Moore’un Paris’teki evlerinde düzenledikleri Salonların müdavimleri arasında Henri Michaux, André Breton, Robert Desnos, Sylvia Beach gibi sürrealizm ve avangardın öncü isimler vardı. Breton, Cahun’u yazmaya teşvik edenlerin başını çeker. Cahun’un 1930’da yayınlanan Aveux non Avenus (İnkâr Edilen İtiraflar) başlıklı kitabı üzerine sanatçıya “zamanımızın en nadide ruhlarından biri” diyecektir. “Yazman ve yazdıklarını yayınlatman çok önemli,” diye yazar sanatçıya bir mektubunda, “bunu hiç aklından çıkarma.” Fakat Cahun, başta sürrealistler olmak üzere, Paris’in sanat çevreleriyle içli dışlı olmasına rağmen girdiği her yerin yabancısı olarak kalır. Kendisinin de yazdığı gibi, “Havadaki gölgeyi, sudaki izi, gözbebeğindeki serabı takip edeceğim. Benim derdim kendi izimi sürmek, kendimle savaşmak...”


Birinci Dünya Savaşı sonrasında Paris’te canlanan avangard sanat ve siyasetin tarihinde göz ardı edilen isimlerinden biri olan Claude Cahun, uzun yıllardan sonra ilk kez kapsamlı bir retrospektifle 2011 Mayıs’ında Paris’te Jeu de Paume’da anıldı. Burada başlayan sergi, Barcelona’nın ardından, 25 Şubat-3 Haziran 2012 tarihleri arasında Chicago Art Institute’te izleyicilerin beğenisine sunuldu. Sergi, Cahun’un ABD’deki ilk kişisel sergisiydi. Barcelona’daki sergiye Cahun’un eserlerinin yanı sıra sanatçının avangard tarihindeki önemine işaret eden film gösterimi, sempozyum ve söyleşi gibi etkinlikler de eşlik etti.


Peki kim bu ‘tuhaf’ insan?

Cahun, 1894 yılında Fransa’nın Nantes kentinde orta sınıf ve entellektüel Yahudi bir ailenin mensubu olarak dünyaya geldi. Erkek kardeşi George ve amcası Marcel Schwob, sembolist hareketin tanınmış bir yazarıydı. Büyükbabası David Leon Cahun, Oryantalist hareketin önemli entelektüel bir figürüydü. Yani Claude yaratıcı ve entelektüel bir aileye sahipti diyebiliriz rahatlıkla. Gerçi daha eğitim yıllarının başlarında okulda birkaç antisemit olaya maruz kalınca babası onu İngiltere’ye göndermek zorunda kaldı. Annesi akıl hastalığı nedeni ile hastaneye yatırılınca da Claude bir süre yatılı okulda okudu. Sonraları Sorbonne’da edebiyat ve felsefe eğitimi aldı.


Oniki yaşından beri fotoğrafçılığa ve otoportreye karşı ilgisi vardı. Fotoğrafçılığının yanı sıra, 1920’lerde yazıya da odaklandı. Kadın Kahraman’ adlı romanını 1925’te yayınladı.1930 yılında Aveux Sigara Avenus’ adlı foto-kolaj koleksiyonu, 500 kopyası ile basıldı.




Que me veux tu? (Ne istiyorsun?), 1928



“Nasıl çoklu kendiniz olabilirsiniz? Kadın? Erkek? Duruma göre değişir. Bana her zaman en çok uyan cinsiyetsizliktir.” Claude Cahun


1935’te, Sürrealistler ile Fransız Komünist Partisi arasında büyük bir bölünme yaşandı. 1937’de Cahun ve Moore İngiltere ile Fransa arasında bir İngiliz adası olan Jersey’de La Rocquaise adlı bir eve taşındı. Cahun, burada da sanatını icra etmeye devam etti.


Nazizm Avrupa’ya yayılınca 1940’ta Almanlar, İngiltere topraklarına en yakın olan Jersey’i işgal etti. Cahun kaçmamaya karar verdi, ancak direnişte kalmak ve direnişe katılmak için Nazi karşıtı propaganda üretmeye karar verdi. Ev yapımı broşürlerle askerlerin demoralize edilmesini sağladı. Ancak, Temmuz 1944’te, Cahun ve Moore tutuklandı, BBC’yi dinlemekten ve birliklerin isyana ayaklanmasını teşvik etmekten ötürü ölüm cezasına çarptırıldılar. Yaklaşık bir yıl boyunca hücrede tutuldu, ancak 1945 Mayıs’ında adanın kurtarılmasıyla serbest bırakıldı. Eve döndüğünde ise sanat eserlerinin çoğunun Naziler tarafından yok edildiğini anladı. 1951’de Cahun, direnişin bir parçası olarak Fransız Şükran Madalyası ile ödüllendirildi.


1954’te sağlığının bozulması ile St Helier, Jersey’de hayatını kaybetti. Hayat arkadaşı Marcel Moore ile birlikte adaki St. Brelade klisesi mezarlığına gömüldü.




Claude Cahun ve Moore’un mezarı: Mezar taşında Magen David var ve asıl isimleri


İlerici, cessur,yenilikçi ve deneysel sanatçının eserlerinden bazıları


















Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page