2026 yılına doğru gelirken, sorun dinler değil; sorun insan olmayı bilmekte...
- Rahel Cela BEHAR
- 2 saat önce
- 2 dakikada okunur
Görüntünüzle, aklınızla ya da sahip olduğunuz bedenle övünüyor musunuz?Bence övünmemelisiniz. Çünkü bunların hiçbiri sizin çalışıp emek vererek ortaya koyduğunuz değerler değil.Hepsi doğarken size hediye edilmiş; ister “Yaradan” deyin, ister “Genetik” diyerek bilime bağlayın, ama tamamen sizin dışınızdaki faktörlere bağlı.
Peki, elimiz kolumuz yerinde, suretimiz güzel ve düzgün diye nasıl övünmüyorsak; doğduğumuz için mensubu olduğumuz bir dine fanatikçe bağlanıp diğer inanışları ve inanç gruplarının adetlerini hor görme hakkımız olabilir mi?“Hayır tabii!” diye haykıran sesler ta buraya kadar geldi.
O zaman bugün dünyada yaşananlar nedir sizce?Bazı kişilerin ve inanışların yaptığı nedir?
Bakın özellikle “bazı” kelimesini kullanıyorum. Çünkü bazılarının davranışları bütünü kapsamaz. Dünyada hâlâ aklı başında, sağduyulu insanların çoğunlukta olduğuna inanmak istiyorum; hem de tüm kalbimle.
Apolitik olduğumu, politika konuşmak ve yazmak istemediğimi biliyorum.Ama bazen öyle olaylar geliyor ki masum ekranıma çarpıyor; “Yay” burcunun tüm özelliklerini taşıyan, dobra bendeniz dayanamıyor, konuşuyor ve yazıyor.
Bu konuya nasıl geldim? Geçenlerde Yahudilerin Hanuka Işıklar Bayramı’ydı.İstanbul Galata’daki Neve Şalom Sinagogu’na duaya giden, dünyada olan olaylarla en ufak bir ilgisi olmayan masum insanlar, Yahudi vatandaşlar, “Ülkemizde Siyonist istemiyoruz” bağrışlarıyla sadece Yahudi oldukları için ablukaya alındı. Sinagoga girip dua etmeleri engellendi.
Sonucun ne olduğunu bilmiyorum ama görüntüler ve sarf edilen sözler korkunçtu.
Elbette bu davranışları sergileyenler tüm Türkiye’yi temsil etmiyor; ufacık bir grup. Ne yazık ki fanatik, gözü dönmüş ve cahil bu tip insanlar yalnızca Türkiye’de değil; Kanada’da, İngiltere’de, Fransa’da ve ve Hanuka’nın ilk günü Avustralya’da Bondi plajında yaşanan facia… yani kısaca dünyanın hemen her yerinde mevcut.
Ve bu yalnızca bununla sınırlı değil. Dünyanın birçok yerinde Noel ağaçları parçalanıyor, Christmas kutlamaları hedef alınıyor, süslemeler sökülüyor, insanlar inançları için zorbalanıyor, tehdit ediliyor, susturulmaya çalışılıyor. Bir ağaca, bir süse, bir bayrama duyulan bu kin aslında neye? İnanca mı, yoksa tahammülsüzlüğe mi?
Sevgili insanoğlu; arkadaşlarım, dostlarım…İnancımız ne olursa olsun, hangi dine ya da kültüre doğduysak doğmuş olalım, veya inanışı seçmiş olalım önemli değil, önce insan olmayı öğrenelim ve insan olmayı seçelim. Birbirimizin inancına, yaşam tarzına ve seçimlerine saygı duyalım. Değiştiremeyeceğimiz, etkisiz elemanı olduğumuz devlet politikalarının sonuçlarını masum halkların üzerine yıkmaktan vazgeçelim.
Yeni bir yıla girerken diyorum ki:Ne zaman birbirimizin inancına ve yaşam tarzına saygı duymayı öğrenirsek, işte o zaman bu dünya daha yaşanır bir yer olacak.
İyi yıllar…Barış, sevgi ve saygıyla kalın
RahelÇela Behar
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
