İlkokuldayken “Atasözleri ve Deyimler” sözlüğüm vardı. İçlerindeki örneklerden bazıları o kadar tuhafıma giderdi ki, ne olduklarını ya da ne diye söylendiklerini anlayamazdım bile. “Damlaya damlaya göl olur,” derlerdi, musluğun önünde durup beklerdim ya da ne bileyim, “Davulun sesi uzaktan hoş gelir,” derlerdi, madem öyle Ramazan’da neden bu kadar yakından duyuyoruz, diye düşünürdüm. Yaşım büyüdükçe atasözlerinin ne kadar doğru noktalara parmak bastıklarını, az sözle ne kadar çok şey anlattıklarını ve esasen bir ulusun değer yargılarını aktardıklarını görmek beni şaşırttı ve onları hayatımın her alanına dâhil etmeye özen gösterdim.
İçlerinde çok acayip, hatta kulağa komik gelenleri de yok değil. Duymuş muydunuz bilmiyorum, mesela büyüdükten sonra yakınlarını beğenmeyen, onlarla ilgilenmeyen kimseler için alay yollu olarak kullanılan: “Besle büyüt danayı tanımaz olsun anayı” ya da çok kolay âşık olan kimselerle alay etmek için söylenen: “Hamama gider kurnaya, düğüne gider zurnaya âşık olur.” Kısa boylu, minyon kadınların yaşlarını göstermediğini anlatmak için kullanılan: “Bodur tavuk her dem piliç” ya da herkesin çocuğunun kendisi için mükemmel olduğunu anlatmak için alay yollu olarak söylenilen: “Kirpi yavrusunu pamuğum diye sever.”
Bunlar sempatik olanlar, kullandıkça sevdiklerim. Ancak içlerinde hiç sevmediklerim de var: “Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin!” ya da “Kızını dövmeyen dizini döver” gibi. Ve bir de yaratıcılıkta sınırları zorlayıp lafı gediğine oturtan küfürlü atasözleri var ki, her ne kadar okuyucuları güldüreceklerinden emin olsam da, bu platformda paylaşamayacağım. Boşuna ısrar etmeyin.
Geçmişten günümüze gelen, uzun deneyimlerden yararlanarak kısa ve özlü öğütler veren, toplum tarafından benimsenerek ortak olarak kullanılan kalıplaşmış atasözlerinin zaman içinde değişim gösterdiklerine hiç şahit olmamıştım. Oysa özellikle kriz zamanlarında mizah gücü zirve yapan Türk toplumu, her zaman olduğu gibi bu kez de beni şaşırtmadı ve çocukluğumuzdan beri bütün bildiklerimizi, bütün ezberlerimizi bozmayı başardı. İşte karşınızda güncelleme gelmiş, daha doğrusu dönüşüm geçirmiş atasözleri. Hepsi de 2020 yapımı. Okumadan geçmeyin:
Mart kapıdan KORONA camdan baktırır
Çok okuyan değil çok gezen KORONA olur
Görünen KORONA kılavuz istemez
Ev alma kolonya al
Sakla kolonyayı gelir zamanı
Komşunun gribi komşuya KORONA gözükür
KORONA’yı gelin etmişler kokusu 14 gün sonra çıkmış
Bulaşacak KORONA yerinde durmaz
KORONA’lıyla yatan KORONA’lıyla kalkar
Su uyur KORONA uyumaz
Ateş olmayan yerden KORONA çıkmaz
Besle KORONA’yı söksün ciğerini
Bu kadar cıvımışken, oldu olacak bu haftaki yazımı bir son dakika haberi ile bitireyim: “Korona Virüsü kendisi ile çok dalga geçildiği iddiası ile Türkiye’yi terk etme kararı almış!” Umarım tez zamanda bütün dünyayı terk eder de eski günlerimize bir an önce kavuşuruz.