66 Hektarlık alanıyla İsrael’in en geniş sulak doğal koruma alanı olan En Afek, içerisinde bulunan tabii su kaynakları, bataklıkları, akarsuları, kalıcı ve dönemlik gölleri ile eşsiz bir doğa zenginliği sunmakta. Bu doğal zenginlik, binlerce bitki çeşidinin yansıra, onlarca balık, omurgasız canlı, kuş cinsi ve mandalara ev sahipliği yapmakta. Evet, yanlış duymadınız; Osmanlı’nın son dönemlerinde, bu bölgede yaşayan bedevi kabilesinde çalıştırılmak üzere Mısır’dan getirilen mandalar, doğal koşulların el vermesiyle buradaki faunanın bir parçası olmuşlar.
En Afek, verimli bir arazi olduğu için, “orta bronz çağı”ndan başlayarak günümüze kadar birçok insan topluluğunca ikamet edilmiş. Tora’da, İsraeloğulları kabilelerinden Aşer’in bu bölgede “su kaynağı” anlamına gelen Afek adında bir şehir kurduklarından bahsedilir. Haçlılar döneminde, yine burada, birkaç farklı çeşit tahıl ekimi yapıldığı ve bugün tabiat koruma alanı sınırları içinde bulunan “Mestuda Kalesi”nin bu tahılları öğütmek üzere değirmen olarak kullanıldığı biliniyor.
Çevresindeki yoğun şehirleşmenin arasında yeşil bir ada gibi kalan En Afek, halk arasında “yeşil akciğer” olarak adlandırılmakta. İngiliz Mandası döneminden başlayarak, yakın çevrede kurulan kibutzların En Afek’ten doğan “Naaman” adlı akarsudan su pompalamaları ve derin kuyular açmaları sonucu, bölge giderek kuruma ve faunasını kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmış. Son zamanlarda bu kuraklığı engellemek adına İsrail Milli Parklar idaresi ve bilim insanları yoğun çaba harcamaktalar.
Tel Aviv’e 110 kilometre mesafede, normal şartlarda otomobille 1 saat 20 dakikada ulaşılabilen En Afek tabiat koruma alanına giriş, yetişkinler için 22 şekel, çocuklar için ise 9 şekel. Ortalama bir yürüyüş hızıyla bütün bölgeyi 2 - 2,5 saat gibi bir sürede dolaşabilirsiniz. Çevredeki piknik alanlarında bütün gününüzü geçirmeniz de mümkün. Detaylı tüm bilgileri farklı dil seçenekleriyle Milli Parklar web sitesinden öğrenebilirsiniz.
Bir sonraki seyahatimizde görüşmek üzere…
Bir Acemi Yolcu