Okumak ve okutmak...
top of page

Okumak ve okutmak...


1987 yılında Nobel ödülünü almış, Rus-Yahudi asıllı şair Joseph Brodsky, kitaplar hakkında şu ilginç saptamada bulunmuştu: “Kanımca kitaplar, aynen elektik enerjisi gibi, insanların kapılarına kadar getirilmelidir... Kitap, temel gereksinim olarak görülmeli ve maliyeti ile fiyatı asgari değerde tutulmalıdır”.

Ne yazıktır ki Türkiye’de bu düşünce tarzı halen pek uzaklarda... Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) verilerine göre Türkiye, kitap okuma oranında dünyada 86’ncı sırada, yoksul Afrika ülkeleriyle aynı kategoride... T.İstatistik Kurumu’na göre ise Türkiye’de kitap, ihtiyaç listesinin 235’inci sırasında yer alıyor. Dünyada kitap için kişi başına harcanan para ortalama 1,3 dolarken, Türkiye’de çeyrek dolar. Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye nüfusu, günde sadece 1 dakikasını kitap okumaya ayırırken, televizyon izlemeye 6 saatini, internete ise 3 saatini ayırıyor. Düzenli kitap okuyanların oranı neredeyse binde bir… Bu oran, en fazla kitap okuyan ülkelerin başında gelen İngiltere ve Fransa’da yüzde 21... Kitap okuyanların yüzde 65’i aşk, yüzde 24’ü siyasi, yüzde 13’ü düşünce, yüzde 7’si kişisel gelişim kitapları okuyor. Ve belki de en kötüsü – çocuklara kitap hediye edilmesinde ise Türkiye 180 ülke içerisinde 140. sırada.

Yıllar önce Şalom Gazetesi’nde yazarken, kendi çapımızda bu duruma karşı gelmeye çalışmıştık... Bir kitap köşesi oluşturduk, hatta ayda bir çıkacak bir kitap ilavesi çıkarmaya başladık – ne var ki, bu ilaveyi ilgisizlikten dolayı sürdüremedik...

İsrail’de durum farklıdır. Burada kitap okuma oranı Türkiye’den bir hayli yüksektir. Yakın çevremde de aynı olumlu hava esiyor, ancak diğer “Turkanos”larda durum nasıldır acaba? IYT’nin lokalinde oldukça geniş bir kitaplığımızın olduğunun farkında mıdırlar? Oradan hiç bir bedel ödemeden kitap ödünç alabileceklerini biliyorlar mı?

Bundan bir ay önce bu sitemizde de bir kitap köşesi kurduğumuzu duyurmuştuk. IYT yazarlarından 13 değerli arkadaş, iki haftada bir okudukları kitapları tanıtmaya karar

verdiler, dolayısıyla 52 hafta yani bir yıl içinde herkes iki kitap tanıtmış olacak... Bu kitaplar roman ve öyküler içereceği gibi, kurgu dışı yapıtlar da olabilecektir; yeni veya okunması arzulanan daha eski yayınlar, tercihan Türkçe, ancak İbranice ve/veya İngilizce dillerinde de yayımlanmış olacaktır.

Öte yandan, okurlarımızdan da bu kervana katılmak isteyenler olabilir. Bunun her hangi bir süreklilik zorunluluğu ve gereği de yoktur elbet – diyelim ki, çok hoşunuza gitmiş bir kitap okudunuz (Türkçe, İbranice veya İngilzce olabilir), onu okurlara tanıtmak için bize haber verin; size yazarlarımızın “iki haftada bir”inin arasında severek yer buluruz! Bunun için “yazar” olmanıza gerek yoktur – biraz düzgünce kaleme almış olduğunuz yazınızın redaksiyonunu yapar, “okurlardan bir ses” köşesi olarak yayınlarız...

Diğer bir ifade ile, Joseph Brodsky’nin sözünü ettiği “elektriğin” yayılmasına kendimizce omuz verelim! Bu bağlamda sizlere üç öneride bulunmak isterim, izninizle: İlki, çocuklarınızı/torunlarınızı daha çok küçük yaşlardayken okumaya özendirmek, alıştırmak... İkincisi, eşe-dosta vereceğiniz armağanların arasında kitaplara da olduğunca yer vermek... Üçüncüsü ise (hayır, hayır – “okumak” demeyeceğim; bunu herkes kendi iradesiyle belirler!) arada bir, çok beğendiğiniz bir kitabı bizlere de tanıtmanızdır!

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page