Antisemitizm artıyor, fakat anti-Antisemitizm de

Diasporada Yahudi toplulukları, özellikle de dindar olanlarla, bir araya geldiğimde antisemitizm kaygısını doğrudan ve canlı olarak hissediyorum. Yalnız medyadan izlendiğinde daha uzak, daha “bizim buralarda pek olmaz” gibi gözüken mezarlık yıkımları, sinagog cinayetleri veya siyasi lider demeçleri mütedeyyin Yahudilerde endişelere, korkulara ve yaşam değişimlerine yol açıyor.

Büyük olasılılıkla Yahudi mekanlarında daha sık bulundukları ve çocuklarının, torunlarının bu tarz ibadet veya eğitim yerlerini daha sık ziyaret etmelerinden dolayı nahoş olay beklentisi daha akut gözlemleniyor, tüm güvenlik tedbirlerine rağmen (belki de onların hatırlatmalarından ötürü).

Antisemitik eğilimler geçen ay İngiltere’de anti-Antisemitizmden (Antisemitizm karşıtlığı) ciddi darbe yedi. 12 Aralık 2019 seçimlerinde Jeremy Corbyn yönetiminde İşçi Partisi tüm Birleşik Krallık’da 1950’lerden beri görülmemiş hezimete uğradı. Nedenlerden biri Brexit (İngiltere’nin Avrupa Birliğinden ayrılması) ise, bir diğer önemli neden de Parti’nin Filistin yanlısı gösterilere, bayraklara ve bildirilere fazlasıyla yer vermesi ve Partide bulunan Yahudi milletvekillerine sözlü saldırıların artmış olmasıydı.

Seçimi büyük çoğunlukla kazanan Muhafazakar Boris Johnson’un İsrail ve Yahudilere sempatisi tam not aldı İngiliz Yahudilerinden. Genelde İngilizler ise İsrail dostluklarından ziyade, Yahudi vatandaşlara yapılan ırkçı tutuma ve Corbyn’in Batı dünyası karşıtlığına geçit vermedi. İngiltere Hahambaşı’sının da “İşçi Partisi’ne oy vermeyin” demeci seçmen kararına etki etmiştir.

Avrupa ve Kuzey Amerika’da antisemitizmin yükselişi durdurulamaz noktaya mı geliyor? İkinci Dünya Savaşı’nın ve Soykırım’ın anıları artık tarih mi oldu?

Birçok ülkede bazı gruplar antisemitizmi bayrak edinmekteler, doğru! Fransa’da Kuzey Afrika kökenli topluluklar, İngiltere’de Güney Asya’dan gelen Müslümanlar, Almanya’da aşırı sağ parti, Macaristan’da Başbakan Orban’ın George Soros düşmanlığı, Yunanistan’da bir ara yükselen Altın Şafak, Polonya’da hükümetin ölüm kamplarını “tamamen Nazi’lerin suçudur” şeklindeki tutumu… Hatta ABD’de ‘’Beyazın Üstünlüğü’’ yaklaşımının Yahudi tapınaklarına saldırıları tüm dünyada 70 yıldan beri görülmemiş kaygılara ve tepkilere yol açıyor.

Fakat bardağı üç çeyrek dolu olarak görmek daha doğru! Gerçeklere bakalım:

• Rusya - Ezeli ve ebedi antisemitizmden (Pogromlar, Kazaklar, Stalin, Brejnev…) son 25 yıl içinde Yahudi sempatizanlığına döndü. Putin İsrail’i “Rusça konuşulan bir ülke”

• https://www.themoscowtimes.com/2019/09/18/israel-is-a-russian-speaking-country-putin-says-a67337) olarak tanımladı yakınlarda.

• Avusturya – Hitler’in doğduğu topraklarda şimdilerde İsrail’e hayran ve Yahudilerin geri dönüşlerini isteyen genç bir Şansölye, Stephen Kurz, var (https://www.dw.com/en/austrian-chancellor-sebastian-kurz-in-israel-vows-to-fight-anti-semitism-promote-israeli-security/a-44164344)

• Fransa – Yahudi vatandaşlarının tüm endişelerine ve çocuklarının İsrail’de yetişmelerini arzu etmelerine rağmen Başkan Macron’a göre ‘’Yahudiler Fransa’dır’’ (https://www.telegraph.co.uk/news/2019/12/04/jews-france-says-emmanuel-macron-107-jewish-graves-desecrated/).

• Yunanistan – Ortodoks Kilisesi’nin dürtüsü ile yılların antisemit ve Erets boykotçusu Yunanlılar sonunda İsrail’i ‘’bölgede tek müttefik’’ olarak addetmeye başladılar (https://www.israelhayom.com/2019/07/26/most-greeks-believe-israel-is-our-only-true-ally-in-the-region/).

• Almanya ve ABD - Buraları esasen Yahudilere güvence veren ülkelerdi ve karşıt hareketler sert tepkilere yol açtı.

Halkların ve dünyanın refleksleri doğru yönde işlemeye devam ediyor.