İsrail halkının kendi içinde parçalandığını, kutuplaştığını ve gruplara ayrıldıklarını 50 yıldır duyuyoruz. Laik – dindar, Yahudi – İsrail’li Arap, Sefarad – Aşkenaz – Mizrahi, varlıklı – yoksul, Likud – Mavi Beyaz – diğer partiler…Neredeyse birbirlerinden nefret eden vatandaşlar topluluğu görünümü oluştu.
Oysa ki, bu parçalı ulusun içerisinde öyle ahenkli, öyle dayanışma ruhu taşıyan topluluklar var ki yalnız İsrail’e değil, dünyaya bile örnek olma yetenekleri var ve bunu da ispat ediyorlar.
WeWork adlı şirketin kurucuları: Adam Neumann ve Miguel McKelvey. İlki kibbutz Nir Am’dan yetişen bir İsrail’li, diğeri Kalifornia’da toplu yaşam deneyimi olan bir Amerika’lı. Yaptıkları iş: Komple binaları uzun vadeli kiralayıp içerisini çok canlı dekorasyon ile renklendirerek, bedava içecek, yemek, bilişim ve spor birimleriyle donatıp, genelde start-up peşinde koşan ‘’üyeler’’e aylık bazda alt kiralama.
Esasında hedefleri yalnız m2 kullanımı değil: Üyelerine birliktelik, dayanışma, ortak konuları tartışma ve öğrenme, fikir alışverişi, dostluk ve komşuluk ilişkileri sunmak.
Bu ortamı yaratma düşüncesi nereden? Adam Neumann’ın kibbutz yaşamından! Aynı yaştaki akranlarıyla gezmeler, çalışmalar, sıkıntıları ve sevinçleri paylaşma, birlikte okul, spor ve askerlik yıllarının getirdiği güçlü arkadaşlık bağlarının bir tarz ‘’dışa vurumu’’ WeWork.
Bu modelin gayrimenkul dünyasına çevrimi iki gelişme ile destekleniyor: 2001 krizi ile birlikte boş binalarda düşen m2 fiyatları ve internet sayesinde artan girişim meraklıları.
WeWork birdenbire ‘trend’ oluyor ve 3 ayda bir açılan mekan sayısından, her ay hazır hale getirilen 10 birime koşuyor. Şirket değeri de 1 milyar USD’den 20 milyar düzeyine yükseliyor. 32 ülkede 85 merkez: Avustralya’dan Çek’e, ABD’den İngiltere ve İsrail’e kadar.
Koolulam da İsrail’in toplumsal dayanışma arayışından kaynaklanıyor. İlk kez biraraya gelen binlerce kişinin bir saat içerisinde bir şarkıyı birlikte öğrenip 3 vokal grup halinde perde perde söylemeleri ve sonrasında alkışlar, sevinç gözyaşları ve sarılmalar.
Bu ‘’Sosyal Müzik Girişimi’’nin kurucuları Kotel’in (Ağlama Duvarı) önünde bir Bayram akşamı onbinlerce dindarın hep birlikte seslendirdikleri duadan esinlenmişler.
Orkestra ve müzik şefi Ben Yefet yönetiminde farklı ortamlarda farklı gruplara hitap ederek ve ‘’Şarkı söylemek inanmaktır’’ umuduyla dünyanın en çetin coğrafyalarından birinde katılanları çoşkuya ve birlikteliğe yüreklendiriyorlar. Hele Yeruşalayim’de Davut Kulesinin içerisinde 2018 Ramazan’ın son günü Endonezya’lı Müslüman, Kudüs’lü Arap ve Hıristiyan ve tüm dünyadan Yahudilerin birlikte İngilizce, Arapça ve İbranice seslendirdikleri Bob Marley’in ‘’One Love’’ nağmeleri izlenmeye değer.
WeWork ve Koolulam’ın başarıları devam eder mi? ‘’Mekan paylaşımı’’ modeli firmalara ve girişimcilere ofis kiralama yönteminden ileriye giderek WeLive, ailelere yaşam yeri ve WeGrow, toplu öğrenim ve büyüme merkezlerine dönüşüyor. Fakat tüm bu yatırımların getirdiği zararlar da giderek arttığı için piyasa değerinin düşmesi bekleniyor. ‘’Sosyal Müzik Girişimi’’ ise daha işin başında.
71. yılını kutlayan İsrail’in 71 ülkeden gelenlerin farklılıklarını, Filistin’lilerin yaşam tarzlarını da gözönünde bulundurarak, toplumsal ahenk modellerinden çıkışla dünyaya uyarlama çabalarınının gerisi gelecek muhakkak.