top of page

Kara Mizahın Tutkunu Oldum


Her şey, bir arkadaşımın bana “Kominsky Method” adlı diziyi önermesiyle başladı. Sekiz bölümden oluşan bu kısa dizinin ilk sezonunu (ve umarım 2. sezonu çekilir) bir hafta sonu boyunca – tabiri caizse tek solukta – izledim. Dizi, yıllar önce başarılı bir aktör, şimdilerde ise saygıdeğer bir Hollywood oyunculuk koçu olan Sandy Kominsky’yi (Michael Douglas) merkezine alıyor. Alan Arkin ise Sandy’nin uzun zamandır yol arkadaşı olan Norman karakterini canlandırıyor.

Dizinin ilk bölümü oldukça depresif bir havada başlıyor, o yüzden başta izleyip izlememek konusunda tereddüt içindeydim. Ama izledikçe kara mizahın tutkunu oluverdim. Oysaki hayatım boyunca izlediğim hiçbir Ethan & Joel Coen filmini beğenmedim, hiçbiri beni gülümsetmedi bile.

Kara mizah denilen şey (ve bildiğiniz gibi Yahudiler bu konuda ustadır), her şey kötü giderken, en içinden çıkılmaz durum karşısında patlatılan bir espriden ibaret aslında. İncelik isteyen bir sanat çünkü saygısızlık ile kara mizah arasındaki çizgi ince son derece ince. Bu nedenle kara mizah yapan kişiler becerebilirlerse usta, beceremezlerse düşman olarak görülürler.

İşte bunlardan bir tanesi de Ricky Gervais. Uzun yıllar “The Office”te oynayan İngiliz aktör, bu kez kara mizahın dibine vuran “AfterLife” adlı 6 bölümlük kısacık bir diziyle karşımızda. Sizi şaşırtmayacak bir yorumda bulunmam gerekirse, sırf kara mizah yaptığı için Ricky Gervais’den de hiç hoşlanmazdım. Zaten AfterLife’ın ilk on dakikasına dayanmak da bu yüzden oldukça zor geldi. TV’yi açar açmaz kapatmayı ve bir şans daha vermemeyi düşündüğümü itiraf etmeliyim. Bazı izleyenlerinse katlanamayacağı sahneler olduğunun farkındayım. Ancak içinde öylesine insancıl, öylesine güzel mesajlar var ki seyretmemeniz yazık olur. Yüreğinize dokunacağından eminim.

AfterLife gülüp eğlendirmenin yanı sıra, sık sık yaşama ve ölüme, insanlığa ve insan olmaya dair bir seri diyalog ve mesaj içeriyor. Küçük bir İngiliz kasabasının yerel gazetesinde çalışan Tony, kanserden dolayı hayata gözlerini yuman eşinin acısı ile mücadele ediyor. Eşinin ölümünden sonra onu mutlu eden tek şey başkalarına kötü davranmak. Karısının artık bu dünyada olmadığı düşüncesiyle daha da fevri ve iğneleyici bir yapıya bürünüyor. İntihara meyilli olması da cabası…

AfterLife hafif yaşlı gözlerle ve boğazınıza düğümlenen kahkahalarla izleyeceğiniz harika bir mini dizi. Diziyi o kadar çok beğendim ki, bir anda Ricky Gervais’ye karşı duygularım değişti. Ona başka bir gözle, daha insancıl duygularla bakmaya başladım, hatta dizinin hemen ardından harika bir stand-up’ını da izledim. İnsanoğlu ne tuhaf… Bir anda hisleri değişiveriyor ve bunu becerebilen de sanatın ta kendisi.

Demem o ki, kara mizahta amaç kahkaha attırmak değil, insanların genellikle yüzlerini buruşturan bir konu üzerine esprili ve özgün bir yorum getirmek. Gerek Kominsky Method, gerekse AfterLife, yüzünüze ufacık da olsa bir gülümseme taşırsa ne mutlu bana.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page