top of page

Plastiğe Hayır!


National Geographic dergisi, dünyanın dört bir yanındaki deniz, okyanus, nehir ve kıyı bölgelerinde biriken plastik atıkların doğal yaşamı nasıl tehdit ettiğini gösteren bir fotoğraf seçkisi yayınladı. Plastik atıklara takılan ya da onları yutan deniz canlıları başlıca risk grubunu oluşturuyor. Bu tür resimler size ne hissettiriyor bilemiyorum, ama ben şahsen insanlığımdan utanıyorum.

Araştırmalar neticesinde, küçük planktonlardan dev balinalara kadar deniz canlılarının plastik tükettikleri belgelendi. Bunun nedeni plastiğin deniz canlılarına sadece yiyecek gibi gözükmesinden değil, kokmasından da kaynaklanıyor. Yani plastiğin üzerinde zamanla oluşan canlı tabaka, plastiğin yiyecek gibi kokmasına yol açan kimyasallar salgılıyor. Deniz canlıları da karınlarını doyurmak isterken, asıl yiyecekleri planktonlardan ayıramadıkları için yanlışlıkla plastik tüketiyor ve maalesef hayatlarından oluyorlar.

Okyanuslardaki plastik, hızla artıyor. 2015te yapılan bir çalışmaya göre, her yıl okyanuslara sekiz milyon ton plastik giriyor. Düşünsenize!!! Son dönemde okyanuslardaki plastik atıkların temizlenmesi için büyük kampanyalar başlatılmış olsa da, teknolojik temizleme çözümlerine çok fazla bel bağlanmaması gerekiyor. Çünkü esas amaç milyarlarca para harcanarak sonradan temizlemek değil, plastik kirliliğini engellemek olmalı. Bu da plastik kullanma ve atma alışkanlıklarımızın değişmesiyle mümkün.

Sanırım en çok kullanılan plastik malzemeden biri naylon poşetler. Son yıllarda büyük market zincirlerinin bize sundukları torbaların üzerinde “Doğada %100 çözünür” ifadesini sıklıkla görüyoruz. Bu torbalar petrol ve türevleri yerine bitkisel ve yenebilir maddelerden üretiliyor, dolayısıyla da üretimleri sırasında kullanılan enerji ihtiyacı daha fazla. Poşetin daha çabuk yok olabilmesi için daha fazla para ve enerji harcamak pek mantıklı görünmese de, müşteri memnuniyeti sebebiyle her geçen gün daha çok marka bu çözünebilir torbaları kullanıyor. Bazı marketler ise alışveriş poşetlerini ücretli yaparak caydırıcı bir etki yaratmaya çalışıyorlar. Umarım işe yarıyordur.

Az önce de belirttiğim gibi, tek sorun plastik torbaların doğada çözünemiyor olması değil. Bu maddeler çözünebilir olsalar bile yırtılıyor, parçalanıyor, rüzgârda savruluyor ve balıkların, kuşların, deniz kaplumbağalarının ve pek çok canlının ölümüne yol açıyor, dolayısıyla da doğaya zarar vermeye devam ediyor. Anlayacağınız poşetler ne kadar doğa dostuymuş gibi görünse de, hiçbir poşet bez torbanın yerini tutmuyor. Bana kalırsa, süpermarketler poşetleri parayla satmak yerine bez torbaların kullanımını teşvik etmeli. Mesela biz, kendi ofisimizde öyle yaptık. Resepsiyonumuza ve mutfağımıza monte ettiğimiz askılara bez çantalar astık ve öğle arasında markete giden çalışanlarımızdan, alışveriş öncesi yanlarına birer çanta almalarını rica ettik. Alışveriş sonrası da herkes ödünç aldığı çantayı yerine asıyor.

Demem o ki, doğayı tek başımıza kurtaramayabiliriz ama kendi payımıza düşeni yaparsak hiç olmazsa doğayı bizden sonra gelecek olan nesillere aktarma şansımız olur. O yüzden tavsiyem, ilk adım olarak, “azalt, yeniden kullan ve geri dönüştür” ilkelerini benimseyelim ve çok geç olmadan hepimiz plastik kullanımımızı azaltalım. Ne dersiniz?

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page