Şehrin sinagogu vasıtaların terör saldırılarına karşı demir silindirlerle korunuyor.
Binanın etrafı ise yüksek bir çitle. Tabii ki uzun süredir polis her dua veya tören esnasında devamlı görevde. Yahudi okullarını stenli polisler korumaya alıyor. Yuva okullarının güvenliğine ise kurşungeçirmez camlar yardımcı oluyor. Yahudi cenazelerinde tacize uğramak maalesef bir olasılık… Şehrin tek bir tane olan Hasidik Ravı, son zamanlarda toplumun yüzden fazla, -nefret söyleminden şiddet içeren saldırılara kadar- olaya hedef olduklarını iddia ediyor. Başkan Trump’ın Yeruşalayim’i İsrael’in başkenti olarak tanımasının ardından 200 kadar Arap gösterici intifada çağrısı yapıp Yahudileri öldürmeyi taahhüt etti. Şehadet çağrıları yapıldı.
Bahsettiğimiz şehir Avrupanın en ileri ve modern ülkelerinden İsveçin Malmö şehri. Yahudi varlığına karşı bir kuşatmayı andıran bu şartlarda, tabii ki Yahudilikle ilgili herhangi bir sembolün, (altı köşeli yıldız, kipa) kişi arafından taşınması kesinlikle tehlikeli ve yasak.
350 bin cıvarında bir nüfusu olan ve İskandinavya’nın en yüksek gökdelenine sahip olmakla övünen bu şehirde, Yahudiler bu duruma nasıl geldiler?
Eskiden küçük bir grup Nazi eğilimli İsveçlinin taciz ve tehdit ettiği Yahudi nüfusu son zamanlarda çok daha şiddetlisini Arap asıllı kantaşları tarafından yaşıyor.
Münferit taciz olaylarını gerçekleştiren kişilerin yanısıra bu taciz ve tehdit görevini üstlenmiş olan bazı Arap kökenli gruplar da mevcut. Bir tanesi “Grup 194”.
Adını 1948 teki Birleşmiş Milletler Toplantısında kabul edilen 194 no.’lu karardan alıyor.(Evlerine dönmeyi arzulayan mültecilerle ilgili bir karar). Adının belirttiği ve tüm haritalarında da açıkça gösterildiği gibi ana amaçları, silahlı veya demografik yollardan Yahudi Devletini haritadan silmek. Grup üyeleri Malmönün bazı semtlerinde asayişi sağlamak bahanesiyle belediyeden maddi destek alıyorlar. Grubun FB sayfasında da görüleceği gibi Kalaşnikof tüfekli resimleri şiddete açık çağrı mahiyetinde. Sayfalarındaki kan içen ve çocuk yiyen Yahudi resimleri ise Antisemitizm yarışmasında onları dereceye sokacak nitelikte. Öte yandan Grup 194, Malmö Belediyesinden ödül alabildiği gibi, İsveçteki bazı başka belediyeler de örgüte bağışta bulunuyorlar.
Yine benzer bir kuruluş da YAS, (Youth Against Settlements, ‘’Yerleşimlere Karşı olan Gençler’’). Örgüt temsilcileri Malmö’deki okullara ziyaretler düzenliyorlar. Bir açıklamalarında Filistinlilerin, aynı İkinci Dünya Savaşındaki Yahudiler gibi, Temerküz Kamplarında tutuldukların iddia ettiler. Yahudilerin ABD’yi ve dünya medyasını kontrol ettikleri söylemini de eklemeyi unutmadılar. Tabii tüm bu etkinlikler ve dezenformasyon önce İsrael düşmanlığına sonra da antisemitizme yol açıyor.
Malmö nüfusunun yüzde 54’ünün en az bir ebeveyninin yurtdışında doğmuş olması ve yarıdan fazlasının 35 yaşının altında olması beyin yıkama sürecini kolaylaştırıp, etkisini arttırabiliyor. Malmöde 174 değişik ülke kökenli insan yaşıyor. Ha bu arada, İsveç Dışişleri Bakanı Margot Hanım da Ramallah ziyaretinde YAS örgütüne sempatilerini sunmayı da ihmal etmedi.
Düşündürücü olan İsveçli politikacıların bu duruma göz yumarak, hatta zaman zaman örgütlere destek de vererek, Malmö Yahudilerinin geleceğini tehlikeye atmaları. Tüm İsveçte sayıları 18 bini bulmıyan Yahudilerin geleceğini tehlikeye atan gelişmelerin nedenleri şöyle özetlenebilir.
İsveç Kilisesinin sessiz kalması, hatta bazı kararlarıyla antisemitizme çanak tutması,
Malmö şehrinde toplumun kutuplaşmış olması ve işsiz oranının ve de suç oranının yüksekliği,
Antisemitizmin bir standart norm haline geldiği ülkelerden kabul edilen yüksek sayıda göçmen,
Politikaciların göçmen oylarına olan açlığı,
Yine İsveçli politikacıların kuvvetli bir Filistin taraftarlığı, İsraeli kötüleme yarışından puan toplama gayretleri.
Bugün İsveçte oy toplama gayretindeki bir politikacının “Tüm İsraellileri ABD’ye sürerek, o topraklarda Filistinlilerin rahat yaşamasını sağlayalım” demesi herhangi bir tepkiye neden bile olmuyor.
Kısacası genelde İsveçli, özeldeyse Malmö şehrinin politikacı ve yöneticileri bu tutumlarını değiştirmediği takdirde, Malmö Yahudilerini parlak bir gelecek beklemiyor.