İlk kez yer aldığım bu köşeden, herkese merhaba…
25 yıldır yazıyorum. Şalom gazetesi çatısı altında derlemeler, araştırmalar, söyleşiler yaptım çok sayıda… Hepsi de Yahudilikle ilgili… Dünya Yahudiliği ile ilgili haberleri, gelişmeleri okurlarla paylaştım. Yıllar boyunca bu uğraşlarımın manevi açıdan bana büyük kazanımları oldu. Bir araya gelmeyi hayal bile edemeyeceğim siyasilerle, ünlülerle, sanatçılarla tanıştım, yakınlık kurma olanağını buldum. Bilmediğim çok şey öğrendim bu süreçte.
Bu köşeden sizlere seslenirken, kimi zaman bu deneyimlerimin en ilginçlerini sizlerle paylaşmayı, kimi zaman da dünya Yahudiliği ile ilgili gelişmeleri ve konuları bu satırlara taşımayı hedefliyorum.
İsrail’deki Türkiyeliler Birliğinin bu yepyeni web sitesinde yazmaya başlayan bazı ole hadaş yazar dostlarımız ilk yazılarında ülkeye göç etmenin heyecanını, ilk izlenimlerini, yeni bir ülkede yeni bir yaşama başlamanın acemiliğini ve mutluluğunu dile getirerek bizleri duygulandırdılar.
Ben ole hadaş değilim, bir buçuk yıldır 23 yıl önce ayrıldığım İsrail’de yeniden yaşıyorum. Geçmişte burada uzun yıllar yaşamış, lisanını öğrenmiş, çocuk büyütmüş, kısa bir çalışma hayatı olmuş biri olarak acemilik çekmem beklenmezdi doğal olarak. Bunca yıl aradan sonra bıraktığım yerden devam ediyorum adeta. 23 yıl önce ayrıldığım İsrail ile günümüz İsrail’i arasındaki farkların bilincinde olarak…
Neler mi değişti 23 senede? Öncelikle Körfez Savaşı’nın belirsizliği ve sonrasındaki ekonomik durgunluk döneminin karamsarlığı ile günümüzde ekonomik açıdan güçlü İsrail farkı… O günlerde kapanan işyerleri, satılık ilanları, işsizlik oranının yüksekliğine karşılık günümüzde her isteyene iş bulma olanağı ve işsizliğin yüzde 4 gibi çok düşük bir düzeyde olması.
Resmi makamlarda, özel sektörde ülkenin ilk kuruluş yıllarından beri hizmet anlayışında devam eden katılığın zamanla olumlu yönde ve gözle görülür bir değişime uğramış olması.
O yıllarda başlayan Sovyetler Birliği ülkelerinden yoğun göçün olumlu sonuçlarının günümüze yansımasının getirdiği artılar.
Sovyetlerden göçün yanı sıra, o yıllarda Etiyopya’dan gelen Yahudi göçmenlerin uyum güçlüklerine ve zaman zaman dışlanmışlıklarına rağmen bugünün İsrail’inde çocuklarının askeriyede, medyada, müzikte, moda dünyasında ve her alanda yükseldiklerine tanık olmamız.
İsrail’in high tech alanında dünyanın en ileri ülkeleri arasındaki yerini alması, bu alandaki başarıların halkın yaşam düzeyine belirgin etkisi. Etnik farklıları zenginliğe dönüştürme farkındalığının gelişmesi…
İsrail’in bir de geçmişte de, günümüzde de hep sevdiğim, beğendiğim özellikleri var her daim süregelen; yolların, sokakların temizliğine özen gösterilmesi. Okul çıkış saatlerinde öğrencilere sokağın trafiğini düzenleme sorumluluğunun verilmesi. Yeni kurulan mahallelere alt yapı ile birlikte, kreşler, yuvalar, sağlık kurumları, okullar kurulması. Yeşilin korunması ve çoğaltılması… Sokaklar arasında yaşlıların ve çocukların kolaylıkla ulaşabilecekleri park alanlarının oluşturulması. Çocuklara her şeyin üstünde değer verilmesi… Bireyin hakkına sahip çıkması… İnsanların kendilerini başkalarına beğendirmeye çalışmayıp, kendileri için bir yaşam şekli seçmiş olmaları… İşte bunlar ve benzer küçük ayrıntılar geçmişte ve günümüzde İsrail’de yaşarken ayırdına vardığım, mutlu eden unsurlar.
Eksiler hiç yok mu? derseniz… TV ekranlarında hemen her gün rüşvet, cinsel taciz haberlerine yer verildiğine tanık oluyoruz ne yazık ki. Zan altında olmayan, aleyhlerinde soruşturma açılmayan siyasi lider, belediye başkanı, işadamı yok gibi. İsrail halkı bu duruma demokrasi gereği tepkisini meydanlara çıkıp protesto gösterileri ile dile getiriyor.
Bu yazımla, İsrail’in - geçmişte ve günümüzde yaşadığım - farklı iki dönemine ilişkin izlenimlerimi aktarırken, her şeye rağmen İsrail’in olumlu yönde büyük bir değişim yaşadığını, ilerlediğini, giderek insana, bireye değer veren bir ülke konumuna geldiğini görüyor ve mutluluk duyuyorum.
Bu satırlarda Yahudi dünyasından güzellikleri paylaşmak dileği ile…