top of page

40. yılında efsanevi Kula oyununa büyük alkış


Devlet Başkanı Yitshak Navon’ın ünlü Bostan Sefaradi oyunundan esinlenilerek 40 yıl önce sahneye konan ve bu süre zarfında pek çok defa yeniden sahnelenen Kula oyunu bir kez daha perdelerini seyirciye açtı. İlk olarak 1977 yılında Doslık Yurdu Derneği’nde sahnelenen Kula oyunu en son 2002 yılında seyirci ile buluşmuştu. Beşiktaş Fulya Sanat Merkezindeki iki gösteride oyun 1.400 kişi tarafından seyredildi, büyük alkış ve beğeni kazandı.

Çok geniş bir kadro tarafından sahneye konulan müzikal her yönü ile seyircinin takdirini kazanırken yoğun istek üzerine bu defa Ocak ayında Zorlu’da bir kez daha yeniden oynanacak. Eğitim amacı ile sahnelenen oyundan elde edilen gelir ile 10 öğrenciye burs verileceği belirtildi.

Aşağıda Karen Gerşon ile Kula hakkında Şalom Gazetesi’nde yayımlanan söyleşiden bir bölüm aktarıyoruz.

“Aslında o kadar çok yıl da geçmedi. Yıllar içinde birçok kere tekrar tekrar oynandı. 1977 yılında oyunu Selim Hubeş, Yuda Siliki, Jojo Eskenazi ve İzzet Bana yazdılar.

Kula ‘930 ilk oynandığı 1977-1978 yılında çılgın bir sükse yaptı. O zamanlar hepimiz daha çok gençtik ve yeni yeni Judeo-Espanyol dilini konuşan annelerimizi taklit etmeye başlamıştık. Oyun boyunca hem dilimiz açıldı hem de bu müziğin büyüsüne kapıldık. Los Pasharos Sefaradis Grubunun bu müzikalin ardından kurulmuş olması bir tesadüf değildir. O yıl İzmir dahil, 75 kere oynandı Kula ‘930 ve bu bizim cemaatimiz için bir rekordu. Dostluk Yurdunun küçücük 150 kişilik salonu ağzına kadar dolar, insanlar oyunu bir kere görmekle yetinmez, tekrar tekrar seyretmeye gelir, salona inen merdivenler tıklım tıklım dolardı. Seyirciler oyunu o kadar benimsemişlerdi ki, Jojo Eskenazi ‘Moiz el Borrachon’ karakteri ile ünlenmiş, ünlü Moiz serisi bu oyundan sonra ortaya çıkmıştı. Benim karakterim olan Bulisa, ‘Kocasını aldatan kadın’ olarak üzerime yapışmış, yazları Büyükada’da beni gören tanıdıklar, “Bak, evlenince sakın ola ki kocanı aldatmayasın” diye tavsiyelerde bulunmuşlardı. O kadar ileri gitmişlerdi ki annem, bu tip rollerde oynamamı yasaklamıştı, adım çıkmasın diye!

Kula ‘930, 1987-1988 yılında 10. senesi dolayısıyla birçok kez, İsrail’de de beş kez oynandı. O sene metine eklemeler yapmak üzere yazar kadrosuna ben de dahil oldum. Daha sonra 25. yılında daha geniş bir kadro ile 25 kez daha oynandı. Bu sefer metine yine bazı eklemeler oldu; Selim Hubeş’in bestesi ve yeni şarkılar ve karakterler eklendi. Sonuçta bu oyun, karakterleri ve şarkılarıyla bir kült oldu bizim toplumda. İlk oyundan bugüne tam 40 yıl, iki kuşak geçti. O senelerde doğanlar bugün 35-40 yaşlarında ve bu oyunu sadece büyüklerinden duydular. Jojo Eskenazi birkaç yıldır, tekrar oynayalım diye bütün kadroyu ateşlemeye çalışıyordu. O zamanlar kadronun en genci olan Suzi Akmen ve Deyzi Benşuşe 16 yaşlarındaydılar. Düşünün artık. Ama Jojo kibriti çakınca herkes heyecanlandı ve sonunda tekrar oynama kararı alındı. Hele gelirinin okul bursu olarak kullanılacağı bilgisi oyuncuları daha da çok tetikledi.

Oyunun adı üstünde ‘KULA’930. Yani 1930 yıllarının Kuledibini anlatıyor. Üzerinden 100 sene de geçse yine de aynı dönemi anlatıyor olacak. Değişen bir şey yok.

Bütün oyunu ve şarkıları Türkçeye çevirdim. Operalarda olduğu gibi üst yazı geçecek. Böylece hem geniş toplumdan gelenler hem de Judeo-Espanyol bilmeyen gençler olanları anlayacak. Genelde repliklerine tam olarak uymayan sadece Jojo vardır aramızda ve tabii onunla oynayanlar adapte olmaya çalışanlar. Fakat Jojo’nun vücut dili o kadar güçlüdür ki, ne demek istediği her halükarda anlaşılır. Üstelik o kadar komik bir adamdır ki ‘domates’ dese herkes güler!”

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page