27 Haziran 1981 tarihindeki İsrail’in saldırısından dolayı dünya infial içinde – Jonathan Steele, Guardian.
Bu durumlarda askeri harekat kabul edilemez. Uluslararası hukukun açıka ihlali – Margaret Thatcher, İngiltere Başbakanı.
Şok edici, Sovyetlerin Afganistan’ı işgaline benzer – Jeanne Kirkpatrick, ABD’nin Birleşmiş Milletler temsilcisi.
İsrail’in kahpe saldırısı, kısa görüşlü ve affedilemez – New York Times.
Devlet destekli terör – Los Angeles Times.
Tüm bu Batı mahreçli tepkiler kadar Arap ve Avrupa’lı liderlerin kınamaları da İsrail’in Bağdat yakınlarında kurulu Osirak nükleer reaktörünün 1981’de bombalanmasına karşıydı. Dünya ayağa kalktı. İsrail’e savaş açılacağı ve boykot uygulanacağı konuşuldu.
Sonuç: 1990 – 91’de Irak’ın Kuveyt’i işgalini takiben ABD başkanlığında oluşan koalisyon, Çöl Fırtınası harekatında Irak kuvvetlerini yenerek çekilmelerini sağladı. Bağdat İsrail’i Scud füzeleri ile bombaladı. Fakat atom bombasının olmaması yıllar sonra Bill Clinton’un şu sözlerine yol açtı: ‘’İsrail’in Osirak’ı berhava etmesi, bugünden geriye bakıldığında, çok doğruydu. Saddam’ın nükleer silah geliştirmesine engel oldu.’’
Bugün, Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul etmesini takiben ayni tarz tepkilere tanık oluyoruz. Fark: Kararı ABD Başkanı verdiği için o cenahta reaksiyonlar daha ölçülü. Ama Avrupa ve İslam alemi gene ayakta.
Aslında Trump’ın zamanlaması o kadar yanlış değil. Filistin davası Arap devletleri tarafından dikkat noktasında 3ncü düzeye düşürüldü. Sünni-Şii gerilimi ve Suudi-İran düellosu 1nci sırada. Suriye krizi de Arap’ların 2nci başbelaları. Arap Baharı ve Yemen’in izdüşümleri daha bitmedi. Arap’ların İsrail’le başedecek mecalleri kalmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuyu gündeme getirmeye devam ediyor. Öte yandan Türkiye’nin çıkını Zarrap ve finansal sıkıntılarla dolu. Avrupa Birliği ve ABD ile gerginliklere ek olarak bir de İsrail ile yeniden diplomatik savaş başlatmak istemeyecektir.
Trump’ın başkent Kudüs kararını kampanya sözü ve Yahudi seçmenlerine şirin görünmek saikiyle açıklayanlar var. Kısmen doğru!
İddia edilen neden: 45 yıldır ilerlemekte olan Arap (Petrol) tsunamisine set çekerek Filistin’lerin açıkta kaldıklarını anlamalarını sağlamak ve Ramallah’ın taviz tanımaz tutumlarını (Mültecilerin evlerine dönmeleri, Batı Şeria’nın tamamı, Kudüs’ün Filistin başkenti sayılması vb) değiştirmelerine veya yumuşatmalarına yön vermek. Bu sayede ‘’yanyana 2 devlet’’ (her ne kadar biri öngörülenden çok daha küçük olsa da) ilkesini yeniden canlandırmak ve bu çözüme Saudi Arabistan liderliğinde Arap – İslam alemini ikna etmek.
İran, Hamas, Hizbullah… tüm radikal güçler bunu savaş nedeni sayacaklar ve karşı saldırıya (çoğu diplomatik, bir kısmı füzelik) geçecekler. İsrail de bu cepheyi bahane ederek Batı Şeria üzerindeki kontrolünü artıracak.
Filistin Yönetiminin yapması gereken (ama yapmayacağı) görüşmelere açık kapı bırakmak, ricat durumunda dahi.