top of page

Kapitalizmin güzelleşen çehresi


Bir süredir dünya tersine döndü sanki. Ekonomik tanımlamalar çehre değiştiriyor gibi.

Hiç düşünebilir miydiniz ki vatandaşın biri çıksın ve daha fazla vergi ödemek için devlete başvuruda bulunsun?

Örneğin Moşe vergi dairesine gidiyor ve:

Vergi memuru: Buyrun, ne istemiştiniz?

Moşe: Ben burda yazılı vergi matrahına itiraz ediyorum. Bu meblağı ödemek istemiyorum. Vergimi arttırın.

Vergi memurunun ilk yapacağı şey herhalde acilen akıl hastanesini aramak olurdu.

Başkan Trump’ın daha fazla işyeri yaratmak ve diğer muhtelif sebepler yüzünden zenginlerin ödediği vergileri indirme planına, bizzat zengin kesimden itirazlar yükseliyor.

New York, Massachusets ve Kaliforniya eyaletlerinden dörtyüzün üzerinde Amerikalı milyarder ve milyoner bu hafta Amerikan Kongresine müracaatta bulunarak vergilerinde indirime gidilmemesini resmen talep edecekler. Haklı olarak, bu meblağın topluma dönük altyapı yatırımlarına aktarılmasını ve zengin/ fakir uçurumunun daha da açılmasına sebebiyet verilmemesini arzuluyorlar. Bunların arasında Rockefeller ve Surus gibi meşhur kapitalistler de var. Ayrıca Warren Buffet, Bill Gates ve Mark Zuckerberg gibi mültimilyarderlerin topluma dönük astronomik bağışları da hepimizin malumu.

Peki, para ve maddi değerlerin en az Amerikadaki kadar putlaştırıldığı ülkemizde benzer durumlar yaşanabilir mi?

Evet, yaşanabilir.

Uluslararası ‘’Superbrands’’ örgütünün günlük gazetelerden biriyle yaptığı işbirliği sonucu, iki yıldır müteveffa Pola Mozes adına düzenlenen yarışmada o sene topluma en büyük yararlarda, (maddi ve/veya manevi) bulunmuş bir şirkete ödül veriliyor.

Bu sene finale onbir şirket kalmış durumda.

Örneğin bir tanesi çok tanınmış bir hazır giyim şirketi.

Batyam ve Yafo liselerindeki Yahudi ve Arap asıllı öğrencilerin akademik durumlarını yükseltmeye yönelik çalışmalar yapıyor. Otuz kadar öğretmen dörtyüz kadar öğrenciyi en iyiye yöneltmek için kolları sıvamış durumda.

Finalistler arasında ülkenin büyük bankalarından ikisi de var.

Bankalardan biri iki kitleye yönelik çalışmalar yapıyor: a- Kötü sosyo ekonomik şartlar yüzünden suça meyilli olabilecek çocuk ve gençler ve b- engelli insanlar ve bunları destekleyen kuruluşlar.

Banka sadece para yardımında bulunmuyor, çalışanlarından da projelerinde gönüllü olarak yer almalarını istiyor.

Diğer finalist banka ise 12 senedir, merkez bölgede oturmayan gençlerin eğitim durumlarını merkezdekilere eşitlemeye ve onları zirveye taşımayı amaç edinmiş. Her sene 8000 kadar lise ve 600 kadar üniversite öğrencisi bu programlardan faydalanıyorlar.

Bir sigorta şirketi çocukları trafik konusunda eğiterek, trafik kazalarından doğan önce manevi sonra da maddi kayıpları indirmeye calışıyor.

Bir içme suyu şirketiyse özel gereksinimleri olan (engelli) çocukların hayatını bir nebze tatlılaştırmayı amaç edinmiş.

Yarışmayı kim kazanırsa kazansın, asıl kazanan toplum ve onun daha fazla desteğe muhtaç kesimleri muhakkak ki.

Bu arada başka bir örgütün ülkenin 450 büyük şirketi arasında yaptığı araştırmaya göre bu şirketlerden 206’sı bağışta bulunmuş. Ve bu şirketler ortalamada karlarının yüzde 1,2’sini bağışlara ayırmışlar. Aralarında bu oranı yüzde 5,9’a kadar yükseltmiş olan ilaç şirketi Teva lider durumda.

Yazarın notu:

Geçen yazımda bütçe fazlası on milyarla ne yapabileceğimizi irdelemiştim.

Bu konuda bir iyi, bir de orta şekerli haber güncellemem var.

Tekrar bir değişiklik olmazsa paranın büyük kısmı küçük çocuk sahibi, orta gelirli ailelerin vergilerini düşürmeye yönelecek. Maliye Bakanımızın isteği bu yönde…

İyi haber ise, rakkamın on değil, galiba on yedi, onsekiz milyar civarında olacağı!

Etiketler:

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page