Değerli dostlarım,
Türk televizyonlarında çoğunuzun bildiği, hatta takip ettiği bir program var. O Ses Türkiye. İsrael’de de bu program Voice olarak sunuluyor. Türkiye’de bu sene programın yöneticisi ve sunucusu Acun Ilıcalı, Gökhan, Hadise ve Murat Boz’un yanında 4ncü jüri üyesi olarak Yıldız Tilbe’yi seçti.
Yıldız Tilbe’nin sanatçı kişiliği esasında beni çok ilgilendirmiyor. Hatta uyuşturucudan hüküm giymesi de umurumda değil. Ne yazık ki tanınmış bir kişi olmasına rağmen, gerek kültürü ile gerekse kişiliği ile hiç de örnek alınacak birisi olmadığı aşikâr.
Esas mesele Yıldız Tilbe’nin bir ırkçı olması. Nefret suçu işlemekte. Yanılmıyorsam 2014 yılında bir programda canlı yayında İsrail’e beddualar etmiş belalar okumuştu.
Yetmedi, “Hitler az bile yapmış” diye attığı tweet’lerle Yahudilere olan nefretini kusmuştu.
Acaba Yıldız Tilbe yalnız bir Yahudi düşmanı mı? Yok, hayır, o bir ırkçı. Üstelik kendisine sorarsanız ırkçılığın ne olduğunu, neden kötü bir şey olduğunu hatta bunun nefret suçu olduğunu bile bilmeyecek kadar cahil biri o.
Geçen hafta yayınlanan O Ses Türkiye programında bir genç şarkısını icra ediyor; Yıldız Tilbe hariç bütün jüri dönüyor. Gerisini Sözcü’den dinleyelim:
“Şimdilerde banttan yayınlanan programın geride bıraktığımız gün yapılan çekimlerinde yaşanan olay Semercioğlu’nun iddiasına göre şu şekilde gerçekleşmiş: “Yarışmaya Balkan müziği söyleyen bir kadın katılmış, bütün jüri dönmüş bir tek Yıldız dönmemiş… Performansın sonunda da “Aaa sen Türk’müşsün… Ben seni yabancısın sandım. Türk olduğunu bilsem dönerdim” demiş. Bu söze Gökhan sinirlenmiş, “Bu yarışmaya yabancılar da geliyor, niye dönmezdin ki” diyerek Yıldız'a itiraz etmiş. Yıldız da “Burası O Ses Türkiye, ben Türk arıyorum. Burası O Ses İngiltere değil, öyle olsaydı İngiliz arardım” deyince Gökhan’ın tepkisi sert olmuş ve “Sen o zaman Kürtlerin yarışmasına da itiraz edersin” falan deyince ortalık karışmış. Olaya Acun müdahale etmiş, “sakin olun” diye tarafları uyarmış, olay ikilinin mikrofon seslerinin kesilmesine kadar varmış. Sonunda bakmışlar olacak gibi değil, seyirciyi, yarışmacıları gönderip çekimi iptal etmişler. Gökhan'la Yıldız'ın arasındaki tartışma kuliste bile sürmüş.”
Bunun üzerine Yıldız Tilbe tepki veriyor:
Bakın ne diyor:
"BANA IRKÇI DİYENLERİN ALLAH BELASINI VERSİN"
“Ben ırkçı değilim. Türkçü, Kürtçü Lazcı değilim. Alevici, Sünnici bölgeci değilim. Bana ırkçı diyenler Şerefsiz ve net namussuzdur. Bana ırkçı diyen kendisi ırkçıdır ve Allah belasını versindir.
Köpeklerin duası kabul olsaydı gökten kemik yağardı.
Sen bela okumaktan başka bir şey bilmez misin?
Dün sosyal medyada kendi sayfamda, “Yıldız Tilbe bu programdan gitmedikçe ben de seyretmiyorum” diyerek bir protestoda bulundum. Kısa zamanda pek çok kişi bana katıldı. Acun Ilıcalı’ya da mesajlar çekildi, yorumlar yapıldı. Ama neticede bu karşı çıkışa 200-300 kişi ya katıldı ya katılmadı.
Bazı dostlar “bizim protestomuzdan ne olur, 200-300 kişi karşı çıkarak bu kadını oradan gönderemeyiz” dediler.
Bakın arkadaşlar, ben dün tek başıma idim. Bu gün 200-300 kişiyiz. Biz elimizden geleni yapmadan yenilgiyi kabul etmemeliyiz. Yalnız bu konuda değil, her konuda. Özellikle gençlere sesleniyorum. Hemen yıkılmayın. Mücadelenizi sonuna kadar koyun.
Yıldız Tilbe üç sene o tweet’leri attığında Türk Yahudi cemaati tepki koymuştu. Baskı sonucu bu ırkçı kadının oynadığı Turkcell reklamı yayından kaldırıldı. Teşekkürler cemaat yöneticileri ve başkan.
Vatan gazetesinde o haberi buldum. Aşağıya kopyaladım. Okuyun bakın:
“Reklam filmi, Yıldız Tilbe’nin twitter’de daha önce söylediği Yahudilere yönelik sözleri nedeniyle Türkiye'deki Musevi cemaati tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
Yıldız Tilbe'nin gnçtrkcll’liler için hazırladığı Anti-Sevgililer Günü şarkısı sadece internet mecralarında yayınlamıştı. Söz konusu klibin, Turkcell'in internet sitesi ve Youtube kanalından kaldırıldığı görülüyor.”
http://www.gazetevatan.com/yildiz-tilbe-nin-turkcell-reklami-kaldirildi-913723-magazin/
Değerli yazar Hıncal Uluç’un, geçmiş yıllarda defalarca yayınladığı benim de çok sevdiğim bir hikâyesi var. Dilim döndüğü kadar aktarayım.
Amerika’nın doğu sahili mi, batı sahili mi, bilmiyorum, bir mevsimde sabah erken saatlerde binlerce denizyıldızı karaya vururmuş. Bütün sahil denizyıldızı dolarmış. Tabi güneş yükselince de bütün denizyıldızları kururlar ve ölürlermiş. Bir tabiat olayı yani... Adamın birisi sabah sahilde yürürken bir arkadaşına rastlıyor. Arkadaşı denizyıldızlarını teker teker kumların üstünden alıp denize atmakta.
-Ne yapıyorsun?
-Denizyıldızlarını ölmesinler diye denize geri atıyorum.
-Yahu, birkaç tanesini atmışsın ne fark eder? Baksana binlerce var.
Adam kumların üzerinden bir denizyıldızı daha almış, onu da denize fırlatmış ve demiş ki:
-Buna fark etti.
Bu bana hayat felsefesi oldu. Ben elimden geleni yaparım. Mücadelemi koyarım.
Yıldız Tilbe’nin yaptığı ırkçılıktır. Bu Yahudilere de Türklere de hatta tüm dünyaya zararlıdır. Bu bir İNSANLIK SUÇUDUR. Eğer benimle aynı görüşte iseniz bu yazıyı paylaşın. Mümkün olduğu kadar çok insana ulaşsın.
Acun Ilıcalı’ya ulaşıp tepkinizi o na da bildirmek istiyorsanız aşağıdaki adresine tıklayın.
Buraya tıkladığınızda açılan sayfada Acun’un resmi var. Resmi tıkladığınızda o ses Türkiye Jürisinin fotoğrafını göreceksiniz. Hemen altında “Yorum yaz”kutusuna düşüncelerinizi yazın… O zaman bu düşünceler harekete dönüşmüş olur. Evren düşünceyi değil, hareketi alkışlar.
Acun Ilıcalı ve ekibi ırkçılığa karşı olanların ve özellikle Yahudiler’in tepkisini hesap etmemiş, en azından hafife almış. Bizi güdebileceklerini zannetmişler. Önümüze ne koyalarsa onu seyredeceğimizi düşünmüşler. Ben HAYIR diyorum.
Bir arkadaşım “10-15 bin kişiyle Türkiye’yi mi değiştirebiliriz?” Diye yorum yapmış. 15 milyon kişiyle dünyayı etkiliyoruz, neden olmasın? Ben elimden geleni yapacağım.
Bu haftalık da bu kadar değerli dostlarım.
Esen kalın.
Aaron Baruch (Ankaralı)