Türkiye’de nefret söyleminin ilk hedefi Yahudiler
top of page

Türkiye’de nefret söyleminin ilk hedefi Yahudiler


ABD merkezli Orta Doğu Medya araştırmaları Enstitüsü MEMRI’nin (Middle East Media Research Insitute) hazırladığı rapora göre Türk medyasında nefret söyleminin ilk hedefini Yahudiler oluşturuyor. Rapor Türkiye’de antisemit dilin yaygınlaştığını özellikle de İslami medyada arttığını vurguluyor. Yeni Akit başı çekerken Milli Gazete onu takip ediyor. Yahudilere karşı nefret söylemi özellikle köşe yazılarında artış gösteriyor; 246 yazıdan 130’u Yahudileri hedef alırken bu oran Ermeni ve Hıristiyanlar için 60 ve 25 olarak ölçülmüş.

MEMRI Türk Çalışmaları Direktörü Rachel Sharon-Krespin, nefret söylemlerinin etnik kimliği, dini, ırkı veya cinsiyeti nedeniyle kişi veya gruplara karşı önyargı, genelleştirme, kin aşıladığını ve bu grupları hedef yaptığını belirtti. Krespin antisemitizm örneğine her gün Türk medyasında rastlanabileceğini ekledi. Yahudilere karşı nefret söylemi daha çok İslamcı, AKP yanlısı basın organlarında görülürken, Yahudiler, Kürtler, Ermeniler ve Rumlar milliyetçi gazeteler tarafından hedef gösteriliyorlar. İmam Mehmet Sait Yaz Temmuz 2014’te Diyarbakır’da yaptığı konuşmasında, “Yeryüzünde Müslümanların en azgın, vahşi düşmanı Yahudilerdir. Bunu kim diyor, Allah diyor. Asla Yahudiler ve Hıristiyanlar sen onların dinlerine tabi olmadığın sürece onlar senden razı olmazlar. Yeryüzünde bütün anlaşmaları bozan 17 tane peygamberlerini katleden Yahudiler… Ben de buradan ilan ediyorum: eline silah almış, Müslümanların katline azmetmiş bütün Yahudiler yok edilmeli ve İsrail haritadan silinmeli! Allah’ın izni ile” AKP’li Milletvekili Cuma İçten de bu konuşmayı muhteşem olarak niteleyip Facebook sayfasına taşımıştı. Yahudi ve İsrail ile ilgili komplo teorilerine AKP yanlısı gazetelerde rastlanıyor. 15 Eylül 2014 tarihinde M. Necati Özfatura Türkiye gazetesindeki köşesinde Mossad’ın IŞİD Lideri Bağdadi’yi 11 yaşından beri eğittiğini yazdı. “Filistinliler arasına koydular, eğitim için Bağdat’a yolladılar ve ölü bir Arap’ın kimliğini verdiler… Yahudi sermayesi IŞİD’in arkasındadır. Küresel Yahudi sermayesi IŞİD’in ihtiyacı olan silah ve ihtiyaçlarını karşılıyor. Eğitimleri İsrail kamplarında sağlanıyor. IŞİD taktik ve stratejileri Mossad ve İsrailli askeri personelden öğreniyorlar. Ne yazık ki bazı cahil ve farkında olmayan Müslüman Yahudi asıllı olan Bağdadi’yi örnek alıyor.” Özfatura bu konuya Kasım ayına kadar devam etti ve Hıristiyan veya Müslüman olarak gözüken Yahudilerin İsrail’in en önemli gücü olduğunu vurguladı. “Bu gizli Yahudiler finans, medya ve hükümetlerde en önemli pozisyonlara geliyorlar ve bu ülkeleri küresel Siyonizm hakimiyetine göre yönetiyorlar.” “Dönme Yahudiler gizlice Hıristiyan kiliselerinin yönetiyorlar ve saf Hıristiyanları bu hedefe göre yönlendiriyorlar.”

Yahudiler hakkında birçok hikaye daha yayınlanıyor Türkiye çapında.

Kasım ayında 6 binden fazla zeytin ağacı yeni bir termik santral yapımı için kesildi. İslamcılar İsrail’in dünyanın dört bir yanına zeytin ağacı diktiğini çünkü bu ağacın kıyamet gününde Müslümanlara Yahudilerin arkalarında saklandığını söylemeyeceğine inandıklarını belirten afişler dağıttılar. Bir afişte “Dün İsrail, zeytin ağaçlarının kesilmesini engellemek amacıyla Soma’daki termik santralin yapımını durdurmaya çalıştı ve Danıştay vesilesiyle bunu başardı. Fakat hükümetimiz Danıştay’ın bu kararına rağmen kesimi devam ettirerek İsrail’in bütün planlarını suya düşürdü. Türkiye’deki zeytin ağaçlarının tamamının üç yıl içinde kesilmesi planlanıyor, bu sayede İsrail’e büyük bir darbe vurulacak. Fakat sadece ağaçları kesmek yetmiyor. Milletimiz de üzerine düşeni yapıp, bu saatten sonra zeytin tüketmemeli, bu oyuna alet olmamalıdır,” yazıyordu.

Hükümet yetkilileri de Yahudi karşıtı açıklamalar yaptılar. Kasım ayında AKP’nin atadığı Edirne Valisi Dursun Şahin daha sonra özür dilediği şu sözleri sarf etti; “Mescid- i Aksa’nın içinde savaş rüzgarları estiren o eşkıya kılıklı insanlar Müslümanları katlederken, biz de onların sinagoglarını yapıyoruz. İçimde büyük bir kinle söylüyorum bunu. Biz de onların mezarlıklarının etrafını temizliyor, projelerini kurula gönderiyoruz. Buradaki tadilatı sona gelen sinagog sadece müze olarak tescil edilecek. İçinde bir sergileme, vitrinleme yapılmayacak” AKP’nin başa geçtiği 2002 yılından beri Türk medyası değişti; liberaller korkutulurken İslami gazeteler desteklendi. “Birçok medya organına saldırılırken birçokları hükümet tarafından el konulurken bazıları da AKP yanlılarına satıldı. Patronlar korkutulunca hükümeti eleştiren birçok gazeteci işini kaybetti ve şimdiki Cumhurbaşkanı tarafından haklarında dava açıldı.

Öte yandan Yeni Akit, Yeni Şafak, Sabah gibi İslamcı medyada çalışan editör ve köşe yazarları hükümetin gözdeleri haline geldiler ve Erdoğan’ın özel jetindeki yerlerini sağlamlaştırıp gezilerinde yanında oldular hatta danışmanı haline geldiler,” diye anlatıyor Krespin. Edirne valisinin açıklamasından sonra Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem sinagogun Yahudiler için bir ibadethane olacağını ve halka açılacağını açıkladı. Bazı merkez-sol gazetelerin ülkede artan ırkçılık ve antisemitizm konusunda uyarılarda bulunduğunu belirten Krespin, bu kişilerin azınlıkta kaldığını söyledi. Ana muhalefet partisi CHP’den Aykan Erdemir valinin açıklamalarını nefret söylemi olarak tanımladı ve “Vali Şahin makamının itibarını ve Türkiye’nin onurunu korumak için istifa etme sağduyusunu gösteremeyecekse, vakit geçirmeden görevden alınmalıdır,” dedi. Erdemir ayrıca “Devletin ayrımcı nefretin ve antisemitizmin pençesinde olduğu açıktır,” dedi. Aralık ayında Şalom Gazetesi yazarı Mois Gabay “Türk Yahudileri gidiyor mu?”başlıklı bir makale yazdı. Hükümet yetkililerinin açıklamalarının topluma antisemitizm aşıladığı konusunda uyardı. Birçok yazar Gabay’ı alıntılarken, Yeni Akit durumu “iyi haber” olarak duyurdu.

kaynak:timesofisrael

Etiketler:

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page