top of page

Coca Cola Musevi, Pepsi Yahudi mi?


Ana akım medya ve komşularımız tarafından Yasef Yahya cinayeti mazide kalan, çok hatırlanmayan bir terör olayı olarak görülse de, bizler için bu hadise zihinlerimizden asla çıkmayacak acı travmalarımızdan biridir. Başarılı bir diş hekimi, hayatının baharında iki çocuk sahibi gencecik bir baba İstanbul’un göbeğinde bir sabah muayenehane tabelasından Yahudi olduğu anlaşıldığı için onu daha evvel hiç görmemiş teröristlerce katledilmişti. Peki, biz geride kalanlar yaşananlardan geleceğe dair ders çıkarabildik mi? Yasef’i ölüme götüren sebepsiz nefrete dur diyebilmek için aradan geçen 14 senede bir arpa boyu bile yol kat edebildik mi?

Keşke, globalleşen dünyada halen “Coca Cola Yahudi malı mı, hükümet nasıl yeni tesisinin açılışını yapar?” diye tartışmak yerine, bizleri bu markanın uluslararası arenasında temsil eden Yahudilerimizle gurur duyabilseydik. Keşke Çanakkale ve 100 gaime hikâyesini tekrar tekrar pişirip sunmak yerine Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda şehit düşmüş Yahudilerimizi hatırlayıp Yahudi bir dostumuzu gördüğümüzde “Sizler askerlik yapıyor musunuz?” gibi tuhaf sorulardan vazgeçebilseydik. Keşke Holokost eğitimini okullarımıza taşıyıp, bu felaketi yaşamamış bir ulusun evlatları olarak gençlerimizden, sanatçılarımıza bu konunun hiçbir şekilde mizah malzemesi yapılamayacağını öğretebilseydik.

Keşke internetten bulup kafamızda ürettiğimiz Yahudhane örneği gibi komplo teorileri yerine bir günümüzü ayırıp 500.Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesine gitsek, bir Şalom gazetesi alsak da şu 500 yıllık komşularımızı tanıyabilseydik. Keşke’ler daha saymakla bitmez. Anlattıklarımın hiçbiri Yasef’i geri getirmeyecek olsa bile bir daha asla diyebilmek için geç kalmadan harekete geçmeliyiz.

Ülkemizdeki antisemitizm Chavez Venezuela’sına dönmeden, halen siyasilerimiz, halkımızın duyarlı bir kesimi yanımızda olduğuna göre umut etmek için bir sebebimiz var. Gelin görüş ayrılıklarımız, uyuşmazlıklarımız birbirimizden nefret etmek için bir sebep yaratmasın. Sırf günü kurtarmak için her seferinde bilindik hoşgörü sözleriyle azınlıklarımızı avutmak yerine nefret suçlarına geç olmadan dur diyelim. Günün sonunda uzlaşamasak bile aynı yöne yol alan geminin eşit yolcuları olarak birbirimize gereken saygıyı gösterip, çoğulcu bir geleceğe doğru ilerleyebilelim.

“Herkes aynı yöne çekseydi, dünya alabora olurdu.”

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page