top of page

Ahmed al Ahmed bir istisna öyküsü mü?

ree


Bir Hanuka bayramını geride bıraktık. Uzun zamandır antisemitizmin giderek yükselme trendinde olduğu Avustralya’da bayramın henüz ilk günü Sydney’de Hanuka kutlamasının kana bulanması, İsrael ve Diasporada bayram sevincine gölge düşürdü. Sydney’in Bondi Plajı’nda düzenlenen ve 15 sivilin ölümüne neden olan terör saldırısı, dünya kamuoyunu sarsan bir trajediye dönüştü.

 

Bildiğiniz gibi iki terörist bayram kutlamasına gelenleri kurşun yağmuruna tutarken Ahmed al Ahmed adlı bir kişi tehlikenin tam merkezine doğru koştu, saldırganın birini arkadan yakalayıp silahını etkisiz hale getirdi. Ahmed’in bu hareketi çok daha fazla ölümün önüne geçti. Bütün bunları biliyorsunuz zaten… İzlediğimiz video görüntüleri teröristi durdurmak için tehlikeyi göze alan Ahmed’in kararlılığını dünyaya gösterdi.

 

Tabii verdiği mücadele sonucunda vücuduna birden fazla kurşun isabet etti, hastanede tedavi altına alındı. Avustralya halkı gösterdiği cesaret nedeniyle Ahmed’e büyük saygı duydu. Ona bir teşekkür ve minnet ifadesi olarak bir kampanya başlatıldı, dünyanın her tarafından bağışlar geldi ve 1.650 milyon ABD doları karşılığındaki çek yattığı hastane yatağında kendisine teslim edildi.

 

Yirmi yıl kadar önce doğduğu Suriye’nin İdlib yöresini iş aramak amacıyla terk edip Avustralya’ya yerleşen 43 yaşındaki Ahmed al Ahmed’in kendisine sunulan çeki alırken; “Ben bunu gerçekten hak ettim mi?” sorusu tam bir tevazu sergilemekteydi. Ona verilen “son kuruşuna kadar” yanıtı da bir şükran ifadesiydi.

 

Hanuka bayramını kutlamak üzere toplanan Yahudilere yönelik terör girişimi Avustralya halkını derinden etkiledi. 15 masum kişinin cenazesi peş peşe kaldırıldı. Dramatik olay sonrasında toplumda güçlü bir birlikte yaşama refleksi ortaya çıktı. Farklı din ve kültürlerden insanların birbirine destek vermesi, özellikle Yahudi, Müslüman, Hıristiyan topluluklar arasında empati ve dayanışmayı görünür kıldı. “Hepimiz Avustralyalıyız” söylemi kamuoyunda sıkça vurgulandı.

 

Son yıllarda Avustralya’da antisemitizm; vandalizm, tehditler ve nefret söylemiyle daha görünür hale gelmişti. Bu olay ise, “öteki” üzerinden kurulan korku anlatılarını tersine çeviren çok güçlü bir örnek sundu, şöyle ki bir Müslüman’ın Yahudileri kurtarması, nefretin doğal ve kaçınılmaz olmadığını somut bir şekilde gösterdi.

 

Bu olayda insanlar, “Yahudiler” ya da “Müslümanlar” gibi farklılıkları değil, gerçek insani boyutta bir vicdan örneği gördüler. Keşke bu olay dünyanın farklı ülkelerindeki halkların toplumsal hafızasında etkileyici ve belirleyici olsa diye düşünüyorum.

 

Her ne kadar Ahmed al Ahmed olayı ilham verici olsa da antisemitizmi ortadan kaldırmak için net yasal yaptırımlar, nefret suçlarına karşı kararlı siyaset gerekiyor. Sonuç olarak bu olay antisemitizme karşı güçlü bir ders olma potansiyeline sahip. Ama bu dersin kalıcı olup olmayacağı, Avustralya halkının ve dünya kamuoyunun bu olayı bir “istisna hikayesi” mi yoksa bir “toplumsal değer örneği” olarak mı algılayacağına bağlı…

 

Sekiz gün boyunca yaktığımız Hanukiya’nın ışığının “tüm insanlar” için yanmasını, doğru yolu göstermesini dilerim. Çünkü ışık, kimlik ayırmaz; “gören herkese” yol gösterir.


Nelly BAROKAS


İYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.


Bir önceki yazımı okudunuz mu?

ree

ree

Yorumlar


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page