Dustin Lee Hoffman; 8 Ağustos 1937 tarihinde, Harry ve Lillian Hoffman'ın ikinci oğlu olarak Los Angeles'ta dünyaya geldi.
Yahudi olan ailesinin kökenleri Kiev'e ve Romanya'nın İaşi kentine uzanmaktadır. Ailesinde Yahudi bayramlarının kutlanmadığını ve Yahudi olduğunu ancak 10 yaşında öğrendiğini anlatmış olan usta aktör, adını sessiz sinema aktörlerinden Dustin Farnum'dan aldı.
1955'te Los Angeles Lisesi'nden mezun olduktan sonra tıp öğrenmek için girdiği Santa Monica Yüksek Okulu'nu, Pasadena Oyunevi için bırakan Hoffman, teyzesi tarafından ''Aktör olabilecek kadar iyi görünmüyorsun'' diyerek uyarıldı.
Hoffman'ın ilk amacı klasik müzik piyanisti olmaktı bu nedenle piyano dersleri alıyordu. Bu arada oyunculuk dersleri de almaya başlamıştı. Hoffman ileriki yıllarda, müziğe yeteneği olmadığını itiraf edecekti.
İlk rolünü Pasadena Oyunevi'nde Oscar Ödüllü aktör Gene Hackman ile karşılıklı oynadı ve Hackman'dan iki yıl sonra Büyük Elma New York'un yolunu tuttu.
1960'larda Hoffman, Hackman ve Robert Duvall birlikte yaşadılar. Bu dönemde küçük roller aktöre gelmeye başlamıştı ve 1960'ların ortalarına gelindiğinde aktöre Tv gösterilerine çıkmaya başlamıştı.
Üç boyutlu filmlerin öncülerinden olan Sidney W. Pink sonunda aktörü keşfetmişti.
Hoffman'ın ilk önemli rolü, Eli Wallach'ın başrolünde olduğu 1967 yapımı The Tiger Makes Out filmindeki Hap karakteri oldu. Aynı yıl, ondan çok ekilenen yönetmen Mike Nichols'un The Graduate filminde başrol aldı. Bu rol ona, Oscar adaylığı getirdi.
Filmin gişe başarısı Dustin Hoffman'ı, en başarılı genç aktörler arasına soktu.
1969'da Mia Farrow ile John and Marry'deki oyunculuğu ona BAFTA ödülünü getirdi. Aynı rol için Altün Küre'de de aday gösterildi.
1970'lerin başında yine ses getiren Little Big Man, Who Is Harry Kellerman and Why Is He Saying Those Terrible Things About Me?, Straw Dogs, ve Papillon filmler'nde rol aldı.
1974'de rol aldığı Lenny ile yine En İyi Aktör olarak aday gösterildi. Yapım, 40 yaşında hayatını kaybetmiş olan komedyen Lenny Bruce'un hayatını konu alıyordu.
Lenny; En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Aktör, En İyi Aktris, En İyi Senaryo ve En İyi Sinematografi başlıklarında Oscar'a aday oldu.
Watergate skandalından iki yıl önce çekilen ve Hoffman ile Robert Redford'un, Watergate Otel'inde geçen bir skandalı ortaya çıkardığı gerçek hayattaki iki gazeteciyi canlandırdığı All The President's Men ise büyük yankı uyandırdı.
Marathon Man'de Hoffman Laurence Olivier ve Roy Schneider ile kamera karşısına geçti. Hoffman bu yapımda, atlet Babe Levy'nin hayatını sahneye koydu. Filmin sonunda bir Nazi'yi öldürmesi gerektiğini öğrenince senariste ve yönetmene karşı çıktı ve bir Yahudi olarak soğukkanlılıkla bir insanın hayatını alamayacağını ifade etti.
Bir hırsızı canlandırdığı Straight Time'da da, Agatha Christie'nin hayatının canlandırıldığı ve Vanessa Redgrave'le oynadığı Agatha'da da büyük başarı kazandı.
Ama ona belki de uluslarası şöhretin yolunu açan, Meryl Streep'le oynadığı Kramer Kramer'e karşı filmi oldu. 1979 yapımı eser, Hoffman'a ilk Oscar heykelciğini kazandırdı.
Bir çiftin boşanmasının etrafa ve özellikle küçük çocuklarına olan etkisini işleyen film Streep'e En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazandırmasının yanı sıra En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Uyarlama Senaryo ödüllerini topladı. Bu dönemde aktör kendisi de boşanmak üzereydi.
1980'lerde, kadın kılığında sahneye çıkan Michael Dorsay'i canlandırdığı ve yine büyük başarı kazandığı 1982 yapımı Tootsie geldi. Bu yapımla Hoffman beşinci Oscar adaylığını elde etti. Yönetmen koltuğunda bu kez Sydney Pollack oturmaktaydı.
Bu dönemde Hoffman, Al Pacino ve Paul Newman, Laurance Rockefeller'den edindikleri fon ile The Mirror Tiyatrosu'nu finanse etmekteydiler.
1984'te Arthur Miller'ın oyunu Death of a Salesman'de oynadıktan sonra TV'de sergilediği oyunculuğu ona 1985 Emmy ve Altın Küre ödüllerini kazandırdı.
1988'e gelindiğinde ise o zaman kadar pek duyulmamış bir durum olan otizme pencere açan ve Tom Cruise'la oynadığı Rain Man geldi. Aktörün büyük yankı koparan performansı ona ikinci Oscar heykelciğini kazandırdı.
Film En İyi Aktör'ün yanı sıra En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödülünü kazandı.
1989'da Oscarlı aktör Sean Connery ile birlikte Family Business'da yer aldı.
1990'larda ise Dirk Tracy, Hero, Billy Bathgate geldi. Nicole Kidman ile oynadığı Billy Bathgate ile yine bir Altın Küre adaylığı aldı.
Bir sonraki Altın Küre adaylığı ise Steven Spielberg'in Hook filmi geldi.
1995'de A.B.D.'yi tehdit eden Ebola benzeri bir virüsle savaşan bir doktoru canlandırdığı Outbreak'de rol arkadaşları Morgan Freeman, Rene Russo, Kevin Spacey ve Donald Sutherland'dı.
1996'da, dram-gerilim türündeki Sleepers'da Robert De Niro, Brad Pitt, Jason Patric ve Kevin Bacon ile yer aldı.
Mad City'de ise John Travolta'nın karşısındaydı.
1999 yıllında usta aktör Amerikan Film Enstitüsü Yaşam Boyu Başarı Ödülü'nü kazandı.
Dustin Hoffman, 2000'li yıllarda da hızını kesmedi. Moonlight Mile, Confidence ve yine Gene Hackman'la karşılıklı oynadığı Runaway Jury geldi.
Finding Neverland'deJohnny Depp ve Kate Winslet ile, Meet the Fockers'da ise Robert De Niro, Barbra Streisand ve Ben Stiller ile komedi yeteneğini konuşturdu.
2005 yılında MTV En İyi Komedyen Ödülü geldi.
Kung Fu Panda'da seslendirdiği Shifu ise ona Annie Ödülü'nü getirdi.
Yönetmen Joel Hopkins tarafından mükemmelliyetçi olarak tanımlanan aktör, Last Chance Harvey'de Emma Thompson'la oynadı.
2012'de Audible için Being There kitabını seslendiren aktör, 2015 yılında BBC'nin bir yapımında yer aldı.
2017'ye gelindiğinde ise Adam Sandler, Ben Stiller ve Emma Thompson'la buluştuğu Netflix yapımı The Meyerowitz Stories'i çekti. Filmin prömiyei Cannes Film Festivali'nde yapıldı.
2019'da 'se Mayim Bialik'in ilk yönetmenlik denemesi olan As Sick as They Made Us'da Candice Bergen ve Simon Helberg'le yer aldı.
İkinci eşi Lisa'dan dört çocuğu olan aktör, bu evlilikten olan çocuklarının bar ve bat mitsva yaptıklarını söyleşilerinde belirtti.