Bu yıl kendinize daha iyi davranın
top of page

Bu yıl kendinize daha iyi davranın


2020 büyük sıkıntılarla başladı. Sel felaketleri, yangınlar, depremler, helikopter kazası… Daha yeni yıla gireli bir ay bile olmadan 2020 bizi yormaya başladı bile. Bütün bu olup bitenler karşısında insan kendi sorunlarıyla ilgilenmeyi ihmal edebiliyor. Peki, ne yapmamız lazım, kendimizi bu felaket haberlerine teslim edip, depresyona mı girelim? Yo, sorunlarımıza odaklanmak ve üstesinden gelmek bu kadar zor olmamalı. İlk adımı hep birlikte atmak için, işte sizlere bazı ipuçları:

Kendinizle baş başa kalın

Uzmanlara göre, tek başınıza zaman geçirmek sosyal ilişkilerinizi geliştirmenizi sağlar, yaratıcılığınızı ve güveninizi artırabilir ve duygularınızı düzenlemenize yardımcı olabilir. Elbette ki, her insanın dostlara ve bir sosyal çevreye ihtiyacı var, ancak yalnızlığa ihtiyaç duyduğunuz anları belirlemek konusunda kendinizi geliştirdikçe, stres ve tükenmişlik sendromu gibi olumsuz duyguların üstesinden daha rahat gelebilirsiniz.

Bir süre “hiçbir şey” yapmadan durun

Sürekli bir yerden bir yere koşuşturmak, hiç durmadan kafanızı işinizle meşgul etmek, yorucu bir tempoda debelenmek hayatınızın bir parçası haline geldiyse, aman dikkat, siz de, “Nasılsın?” sorusuna, “Çok yoğunum!” diyenlerden biri haline gelmiş olabilirsiniz. Belki de bir süre, hiçbir şey yapmadan boş oturmak, stres ve yorgunluğunuza birebir gelecektir. Unutmayın, strese bağlı hastalıklar hiç de azımsanacak kadar az değil.

Beklentisiz arkadaşlıklar kurun

Dostluklar emek gerektirir, karşılıklı çaba ile ayakta kalır, ancak komşunuz, çocuğunuzun arkadaşlarının anne-babaları ya da alışveriş yaptığınız marketin satış elemanları ile kuracağınız “bağlar” sadece ilişkilerinizi olumlu yönde etkilemekle kalmaz, aynı zamanda diğer sosyal gruplarla bağlantı kurmanıza, empati gücünüzü geliştirmeye de yardımcı olur. Üstelik sağlığınız üzerinde de olumlu bir etkiye sahip olabilir.

Hayatın tadını çıkarmayı öğrenin

Ne yazık ki hayatımızdaki olumsuzlukları daha çabuk fark ederiz, daha çok düşünürüz ve daha çok hatırlarız. Dolaysıyla hayattan daha fazla keyif almanın yollarını öğrenmek zorundayız! Hayattan ne kadar çok keyif alır, yaşadığımız güzellikleri ne kadar çok hatırlar ve içselleştirirsek o kadar güçleniriz.

“Kaçamaklara” izin verin

Bazen canınız, televizyonun karşısında oturup dizi izlerken, bir yandan da patlamış mısır atıştırmak mı istiyor? Bunun için vicdan azabı çekmeyin ve kendinizi boş yere cezalandırmayın. Bu şekilde kafanızı ve bedeninizi dinlendiriyorsanız, keyfini çıkarın. Tabii sürekli tekrarlamamak ve bunu bir hayat tarzı haline getirmemek şartıyla…

Pişmanlıklarınızı kişisel gelişime dönüştürün

Birçoğumuz acıyı kendimizden uzaklaştırmaya çalışırız. Ancak, bizi rahatsız eden şeyleri görmezden gelirsek bir süre sonra bu duygularımızdan kaçamayacağımızın farkına varırız. Duygularınızı bastırmak yerine, iç sesinize kulak verin. Unutmayın, pişmanlık bir sorun olabilir, ancak pişmanlığın bir yararı da, sorunu iyileştirmenin mümkün olduğunun işareti olmasıdır.

Demem o ki, hayatımızın keyifli ve güzel anları, koşuşturmalı ve stresli hayatlarımız içerisinde kaybolup gidiyor. Oysa ayakta kalabilmemiz için de sanki en çok onlara ihtiyacımız var. Kendinizi sevin.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page