Yeni Akit, yazarı belli olmayan, ‘İşte Yahudilerin ‘İğneli Fıçı’ gerçeği’ adlı bir yalan haber paylaştı. Ortaçağ ve erken modern tarihin en iğrenç ve yıkıcı Yahudi nefretlerine sebep olan kan iftirasını tekrarlayan bu mide kaldırıcı haber Yeni Akit gibi gündelik olarak antisemit yayın yapan bir gazete müsveddesi için bile sınırları aştı.
Yeni Akit yalan haberinde bu tabloyu kullandı
Kan İftirası Nedir?
1100-1250 yılları arasında Batı Avrupa’da ortaya çıktan bu kan iftirası Yahudileri aşağılamak ve ezmek için en çok kullanılan asılsız suçlamalardan biridir. Bu iftiraya göre Yahudiler özellikle Pesah (Hamursuz) bayramında yedikleri mayasız ekmeğe eklemek için özellikle Hristiyan çocukları kaçırıp onların kanıyla ayin yapıyor. Yahudilikte böyle bir pratik tabi ki yoktur, asla olmamıştır ve olması düşünülemez.
Akit’in haberine göre ‘iğneli fıçı’ denilen işkence aracı bu ayinsel cinayetlerde Yahudiler tarafından kullanılmıştır. Bu söylem de tamamen asılsızdır.
Akit’in yalanına göre Yahudilerin kullandığı işkence aracı
Akit İyice Raydan Çıktı
Akit’in haberine göre ‘Bazı tarihçilerin bildirdiklerine göre, Pessah bayramları, A[v]rupa’da her yıl küçük çocukların kaybolduğu dehşet dönemleri olmuştur.’ Burada Akit’in yaptığı alenen yalan söylemektir.
Bununla da yetinmeyen nefret mecrası Akit’e göre ‘Yahudilerin bulundukları ülkelerden sürülmelerinin nedenlerinden birisi de bu sapık adettir. Özellikle İspanya’da, kan içme olayları defalarca gündeme gelmiş, bu olaylar halk arasında büyük huzursuzluk meydana getirmiştir. Sayısız çocuk kaybolmuş, cesetlerin bir kısmı tamamen kanı çekilmiş bir durumda bulunmuştur.’ Bu korkunç iddialarla Yahudilere yüzyıllarca çektirilen sürgün ve saldırı acıları için ezileni suçluyor ve İspanya Engizisyonu’nun tarihi gerçeklerini görmezden geliyor. Tabi ki Engizisyon’un kan ayiniyle veya çocuk kaçırmalarıyla bir ilgisi yoktu ancak kilise bu yalanları o zaman kullandı.
Nefretten hızını alamayan Akit direkt olarak Osmanlı Yahudilerini de katil ve sapık olarak yaftalamaktan geri durmuyor. Akit’e göre ‘Osmanlı İmparatorluğuna geldikten sonra da, Yahudilerin bazı kolları, bu sapık adetlerine devam ettiler. Osmanlı zabıtlarında bu konuda gelişmiş pek çok olay vardır. Bunların en önemlileri 1715’te Amasya’da, 1840’ta Şam’da ve Rodos’ta, 1633-1843 ve 1866’da İstanbul’da, 1863-1868 ve 1870’te İzmir’de kayda geçen olaylardır. Bu olaylarda pek çok Yahudi suçlu bulunmuş ve idam edilmiştir.’
Şam’da iftira sonrası hapiste bekleyen bir Yahudi
Akit’in ‘örnek’ olarak listelediği olaylar Osmanlı Yahudi tarihinin en acı zamanlarıdır. Şam ve Rodos’ta Rumların Müslümanları da kışkırtmasıyla kan iftirası üzerinden Yahudilere pogromlar yapılmıştır. Bu olaylara Osmanlı Devleti’nin duruşu her zaman yalanların karşısında ve Yahudilerin yanında olmuştur. Amasya ve Tokat’ta çıkan olaylar üzerine 1530’da Kanuni Sultan Süleyman, Şam ve Rodos olayları üzerine 1840’ta Sultan Abdülmecit ve 1866’da Kuzguncuk’ta kan iftirası yayılınca Sultan Abdülaziz fermanlarla kan iftirasını yalanlamış ve Yahudilerin masumiyetini tescil etmiştir. Fermanlarda sultanlar kan iftirasının tamamen asılsız olduğunu ve Yahudi halkın masumiyetinin ayan olduğunu ilan etmiştir. Akit’in ‘gerçek’ addettiği bu korkunç iftira olayları sırasında Osmanlı yetkilileri Yahudilerin yanında yer almış, olayları galeyana getirenler ise yerel Hristiyanlar ve onların yanına çekilen Müslümanlar olmuştur.
Bugün 500. Yıl Yahudi Müzesinde bulunan ferman
Gerçeklerle arası her zaman açık olan Akit bir de Yahudi inancından olduğunu iddia ettiği ve kan ayini yapıldığını ‘kanıtlayan’ alıntılar paylaşarak bu rezaleti bitirmiştir.
İftira Tehlikeli
Bu tür iftiralar tarih boyunca infiallere sebep olmuş ve Yahudileri saldırılara maruz bırakmıştır. Akit’in yaptığı yalnızca yalan haber ve nefret söylemi değil ayrıca Yahudileri açıkça tehlikeye sokmaktır. Haberin acilen tekzip edilmesi ve bu akıl almaz iftira için cezalandırılması gerekmektedir.
Haber üzerine Şalom gazetesi yazarı Mois Gabay şikayette bulundu ve devletin farklı kurumlarını göreve çağırdı. Türkiye Yahudi Toplumu eşbakanı İshak İbrahimzadeh de Twitter’dan yalan haberi kınadı.
‘Kitabımızı bilmeden, anlamadan tahrif yalanını da kullanarak yalnızca kin, nefret, provokasyon ihtirası ile yapılan yayınlarına son örnek: “kan iftirası”’ diyen İbrahimzadeh’de Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Adalet Bakanlığı gibi birçok kurumu harekete geçmeye çağırdı.
Kitabımızı bilmeden, anlamadan tahrif yalanını da kullanarak yalnızca kin, nefret, provokasyon ihtirası ile yapılan yayınlarına son örnek: “kan iftirası” ... @tcbestepe @iletisim @TBMMresmi @TCKulturTurizm @adalet_bakanlik https://twitter.com/moisgabay/status/1205829830337581056 …
Açıkça yalan olan bu haber Akit’in genel ‘post-truth’ (hakikat sonrası) yayıncılık anlayışına uygundur ve bu durumun düzeltilmesi için devletin hareket etmesi elzemdir. Nefret suçu olması bir yana haberin tamamen mesnetsiz ve asılsız olması tekzip edilmesini gerektiriyor.