Toplumumuzun faal üyelerinden Soni Kohen YANAROCAK, 30 Ocak 2019 günü YNET stüdyolarında konuk edildi. Söyleşinin konusu geçtiğimiz yıldan beri tüm İsrael toplumunu kasıp kavuran İstanbullu Gelin dizisinden başkası değildi.
İstanbullu Gelin dizisinin neden diğer dizilerle kıyasla bu denli popüler olduğu sorusuna cevaben öncelikle İpek Bilgin (Esma Sultan), Aslı Enver (Süreyya) ve Tamer Levent (Garip)'in aynı zamanda tiyatro eğitimi almış sanatçılar olduğuna değinen Yanarocak, Süreyya karakterini canlandıran Aslı Enver'in güzel sesiyle yorumladığı şarkıların da dizinin reytingi üzerinde payı olduğunu düşündüğünü söyledi. Hiç süphesiz, Faruk Boran karakterini canlandıran Özcan Deniz'in de evvelce tanınmış bir ses sanatçısı olmasının yanısıra, canlandırdığı karakterdeki sorumluluk sahibi, zengin, cesur, güçlü, fedakar, cömert ve romantik özellikleriyle yarattığı tiplemesiyle hanımları büyülediğini söyledi.
Çalışmanın başında dizi seçimi yaparken, Türkiye'deki yayından diziyi takip edenler tarafından tavsiye edildiği için diziyi seçtiğini ancak tercüme etmeye başladığında dizinin İsrael'de bu kadar sansasyon yaratacağını düşünmediğini belirtti.
23 yıldır İsrael'de yaşayan Yanarocak, tam zamanlı olarak Tamyr Gumitex adlı firmada çalışmakta, 2013 yılı ortasından bu yana aynı zamanda Dori Media Ot Firması bünyesinde ek iş olarak Türk Dizilerine İbranice alt yazılarını yapan tercüman ekibinin bir üyesidir.
Dizi tercümelerindeki en büyük zorluklardan birinin Türkçe'de kullanılan çok sayıdaki deyimin anlamını yitirmeden İbranice'ye, varsa paralel bir deyimle tercüme edilmesi gerektiğini söyleyen Yanarocak, örnek olarak da 'Sütten çıkmış ak kaşık' deyimini verdi.
Bundan 10 yıl kadar önce sokaktaki İsrael'linin Türkçe konuştuğunda 'Ben İstanbul'u gezdim, Antalya'ya gittim' tepkilerinin, bugün 'İstanbullu Gelin'i izliyor musun? sorusuyla değişitiğini, kendisinin tercümanlardan biri olduğunu söylediğinde de insanların çok kadar heyecanlandıklarına değindi.
Söyleşinin sonunda Yanarocak'ı tahmin etmediği bir sürpriz bekliyordu. Kendisinden Faruk Boran'nın ağzından bir kaç Türkçe kelime söylemesi istenince, utanç mizacıyla Süreyya'ya ilan-ı aşk etti.