Wokeism: 1- İsrael: 0
- Bondi CHAKİM

- 9 Eyl
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 10 Eyl

Neden batılı dünya ve özellikle de Avrupa İsrael’e bu kadar karşı?
Neden İsrael, bu ülkeyi yok etmeyi tüzüğünün ana maddesi yapan bir terör örgütünün saldırı ve katliamı sonrası rehinelerini geri alma amacıyla giriştiği haklı savaşta bu kadar yalnız?
Nedenleri birden fazla ve devamlı gündemde.
Ben bu yazımda belki de biraz gözlerden kaçan tek bir tanesi üzerinde durmak istiyorum.
Wokeism.
Chat GPT’ye göre Wokeism, ırk, köken, cinsiyet ve eşitsizlik gibi parametrelere odaklanıp onları açıklamaya çalışan bir sosyal ve politik farkındalık.
Destekçileri bu akımı, ezenlere -ki ezenler Wokeism’e göre beyaz ezenlere-, heteroseksüeller- karşı bir dik duruş olarak alkışlarken, karşısında duranlar ise onu batı kültürünü yok etmekle, hoşgörü karşıtlığıyla, eğitim sisteminde beyin yıkamayla, ailevi, milli ve dini değerleri dini değerleri ve aşırı ‘’political correctness’ ile suçluyorlar.
(Bu arada Avrupa ve Wokeism ile ilgili tam 3 yıl önce yazdığım yazının linkini de aşağıda bulabilirsiniz. Açarsanız bu yazıyı takip etmeniz kolaylaşacaktır.)
Şimdi biraz derine inelim.
‘’Berlin duvarının da düşmesiyle birlikte solun, liberal, demokratik, kapitalist sisteme karşı sunduğu alternatif çöktü.’’
Bunlar Arjantin / Fransız kökenli gazeteci Alejo Schapire’nin sözleri.
Bu durumda solun kendini yeniden yaratması gerekti. Ve bir kısım sol yön değiştirdi. Mücadelesini fabrika ve köylerde kapitalizme karşı vermek yerine, yeni bir olgu yarattı. Öyküyü /’’narrative’ ‘’i değiştirdi. Ezilen zümre işçiler ve köylüler olmaktan çıktı, azınlıklar, beyaz tenli olmayanlar, ‘’sözde kolonyalistler ve emperyalistler’’e karşı çıkanlar, azınlık hakları onların yerini aldı.
Wokeism eğitim kurumlarına, demokratik devlet müesseselerine sızmayı başarmış bir kültürel devrim. Mücadele alanını akademik dünya, politikacılar, medya, yargı organları ve popülist kültür üzerine inşa etti.
Üniversite yerleşkesleri, tiktok, FB gibi sosyal medya bu akıma çanak tuttu.
İran, Rusya gibi diktatörlükler etnik, bağımsız bir söylemin rejimi olarak görüldüklerinden, -liberal demokrasilerin aksine- muteber kabul edildiler.
Wokeismİn selektiv gözlükleriyle baktığımızda İsrael beyaz tenli, (bakmayın ülkede pek çok koyu tenli de olmasına, gözlükler selektiv nasılsa), başarılı, pek çok alanda, (teknoloji, vs) üstün kişilerin yaşadığı bir ülke. Yanı başında (önemli değil Gazzenin 2005 yılından beri tamamen Filistin / Hamas idaresinde olması) kolonyalist (!) İsraelli Yahudilerin kendilerini ezdiğini iddia eden Gazzeliler var. Tüm bu özellikler İsrael’in ‘’ezen taraf’’ olarak tanımlanması için yeterli Wokeism ilkelerine göre.
Dolayısıyla ezilenlerin, azınlıkların savunucusu bu sol kesim için İsraeli, (ve fazla ayırım yapmak da şart değil) ve Yahudileri her yerde protesto etmek başta gelen bir görev oluyor.
Adeta bir raison d’etre.
Zira İsrael ‘’ezen Batı’’yı temsil ediyor. Karşısında durulmalı.
Buna bir de son 20 -30 yılda üniversitelere, öğretim üyelerine, medya mensuplarına, politikacılara, kanaat önderlerine, spor dünyasına oluk oluk para akıtan Arap ve İslam sermayesini de katarsak, (tabi başta Katar), dünya kamuoyunun nasıl İsrael aleyhine dönüştürüldüğünü daha kolay anlarız.
Arada bir tutam da antisemitizm katarsanız salata daha da lezzetli olur.
İki senedir Gazze’de devam eden savaştan fotoğraflar geldikçe, wokeism yandaşlarının İsrael aleyhtarı çığlıkları daha da yükseliyor.
(Tabi ki fotoğraflar trajik, sivillerin ve hele çocukların ölümü, (Hamas onları canlı kalkan olarak kullansa da) çok acı, ama savaş bu; İsrael’in başlatmadığı ve Hamas’ın sürdürmeyi tercih ettiği bir savaş).
Bu giderek şiddetlenen protestoların, çığlıkların, şiddet gösterilerinin bilerek -veya cehaletten- görmezliğe geldikleri pek çok şey var:
Bu savaşı İsrael’in değil, Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki saldırı ve katliamının başlattığı,
İki seneye yakındır Hamas’ın hala elinde tuttuğu 48 rehineyi geri vermeyi kabul etmediği,
Tüm savaşlarda - ne kadar arzulanmasa ve dikkat edilse de- pek çok sivilin yaşamını yitirdiğ, bunun önlenemiyeceği,
Hamas’ın İsraeli yok etmek üzerine kurulmuş bir terör örgütü olduğu,
Cihadçıların önce İsraeli daha sonra da Avrupa’yı ele geçirme yolunda rahatça ve hızla ilerlediklerini .........
‘’From the river to the sea’’ diye haykırırken hangi river ve hangi sea’den bahsedildiğini bilmeye dahi gerek görmediklerini...........
Ama Wokeism -ve peşinden gidenler- için bunlar önemsiz şeyler.
Önemli olan ırkçılığın Wokeism sözlüğündeki yeni tanımı:
Beyaz tenlinin beyaz tenli olmayana hükmetmesi /veya bu algının yaratılması
Anlayacağınız Batı ‘’West is Next’’i anlayana dek, savaş bitse de İsrael’in işi çok zor.
Batılı dünya -ve hele Avrupa- da nasıl bir uçuruma sürüklendiğinin farkına hala varabilmiş değil.
Ama bu arada, ne yazık ki:
Wokeism: 1 İsrael: 0
Bondi CHAKIM
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.





Wokeism dimdik ayakta:
Terör örgütünün elebaşılarını imhaya teşebbüs dünya tarafından kınanıyor !