top of page

VAERA - “VE GÖRÜNDÜM”



Kendilerini tamamen ona açanlar için Yom Kippur, yaşamı değiştiren bir deneyimdir. Yom Kippur öğleden sonra okunan Tora bölümünde “Mısır toplumunun eylemleri” gibi “כמעשה מצרים" davranmamamız gerektiği konusunda uyarılırız.







On belanın Mısır'a getirdiği tahribat destansı boyutlardaydı. Bu korkunç eylemler Mısır'da günlük hayatı durma noktasına getirince Firavun'un yardımcılarının ona şöyle demesine şaşmamalı:

"Bu (Moşe) daha ne kadar bizim için engel teşkil edecek? “Erkekleri gönderin de Tanrı’ları Aşem’e tapınmaya gitsinler! Mısır'ın yok olduğunu hala kavrayamadınız mı?” (Şemot 10:7)

Herkes görüyor ki “Mısır Kaybedildi”, ülkeye diz çöktürüldü. Görünüşe göre vebalar amacına ulaşmış. Ancak Tanrı'nın bu amaca ulaşmak için böyle bir kaos ve yıkım getirmesi gerekiyor mu?


Neden Mısırlılar bir haftalığına uyutulup Yahudilerin fark edilmeden gitmesine izin verilmiyor?


Çünkü konunun merkezinde sadece Firavun değil Bene-Yisrael halkı da var. "Sizi kendim’e Halk olarak alacağım ve size Tanrı olacağım. O zaman Benim sizi Mısır’ın boyunduruğu altından çıkaran Tanrı’nız Aşem olduğumu bileceksiniz.."

(Şemot 6:7)


"O zaman benim Aşem olduğumu anlayacaksınız..." ifadesi, İsrailoğullarının şimdiye kadar Aşem'i tanımadıklarını ima eder. O'ndan o kadar uzaklaştılar ki, her şeyi yeniden öğrenmek zorunda kaldılar. Kısmen Mısır sürgününü getiren bir durumdur.


Atalar tarafından kendilerine aşılanan inanç derslerini unutmuşlardı bazıları putperestliğe kapıldı ve dünyayı yaratan ve sürdüren iyiliksever bir Aşem'in anlamını düşünmeyi bırakmışlardı. Bu, dünyada Aşem farkındalığının olmaması anlamına gelen “BİLGİ SÜRGÜNÜ” olarak bilinir.


Yahudi halkının ve Firavunun eğitimi için Paro’nun tüm olanlara dayanabilmesi gerekiyordu. Böylece Tanrı’nın Firavun üzerindeki psikolojik kontrolü ile kalbi katılaşır ve onun vebaların baskılarına dayanmasını ve fırtınayı atlatmasını sağlar. (Şemot 9:12 - 10:1 - 10:20)

Nihai amaç, Tanrı'yı “BİLMEMİZ” gerektiğidir. İsrailoğulları, Mısır'da cereyan eden mucizevi olaylarla kalplerine Tanrı’nın damgasını vuracak bir manzaraya tanık olurlar. Bu türden bir kavrayış anı, "TANRI’YI BİLME" anıdır.

Pesah Haggada'sında Rabbi Yehuda vebaları üç guruba ayırır. Her bir vebayı baş harfleriyle tanımlayarak okuruz. “DeTZaCh” – “AdaSH” – “BeACHaVNeden bu şekilde paylaştırdı?


Tüm bunlar bizi nereye götürüyor? Tanrı, üç teolojik ders veriyor.

İlk dalga: “Benim TANRI olduğumu anlayacaksın." (Şemot 7:17) - TANRI VARLIĞININ GERÇEKLİĞİ.


İkinci dalga: “Benim – Tanrı’nın – bu dünyada (mevcut) olduğumu kavrayacaksın.”(Şemot 8:18) - OLAYLARI ETKİLEME ve KONTROL ETME YETENEĞİ.


Üçüncü dalga: "Amacı tüm dünyada Benim gibisi olmadığını anlamandır." (Şemot 9:14) - VARLIKLARIN ÜSTÜNDE NİHAİ GÜCE SAHİP OLDUĞU.


Neden Firavun’u ve Bizi "EĞİTMEKLE" ilgileniyor?


Firavun, Yahudi Tanrısını reddeder. (Şemot 5:1-2) Çünkü O, Tanrı’yı sadece Elokim seviyesinde tanımaktadır. Manevi seviyedeki benzersiz Hashem’den habersizdir.

Eksik kalan halka onuncu vebadır. Çünkü ilk doğan vebası eğitim modeline değil özgürlüğe atılan adım olacak şekilde tasarlanmıştı. En başından beri bu amaç için bekletiliyordu.

“Paroya (o zaman şöyle söyle) Yisrael Benim Oğlum; Behorum’dur. Sana (defalarca) Oğlum’un gitmesine izin ver ve bana hizmet etsin dedim. Bu yüzden senin Ben de senin behor oğlunu öldüreceğinm.” (Şemot 4:22)


Özğürlükten – Sina Dağı’na uzanan bu dramada Tora indikten sonra Bene-Yisrael’e MANEVİ BİLGİ NESLİ (Daat Tora) denildi. Halkta eksik olan Aşem bilgisini tamamlamaya hizmet etti.


Çöl nesli Aşem'in varlığını deneyimlemek için BİLDİKLERİNİ UYGULAMAYI öğrendiler. O zaman tüm saf olmayan kabuklar döküldü. Kişi öğrendiklerini dünyada uygulamadığında bu BİLGİ SÜRGÜNÜ'dür....


Kişinin bu sürgünü kırabilmesi için Pesah Sederinde tekrarladığımız "Her nesilde, kişi kendini Mısır'dan çıkmış gibi düşünmekle yükümlüdür." uyarısı verilmiştir.


Kendi kaderimizi belirleyen bireyler olduğumuzu düşünmeyi sevsek de, kaderimiz etrafımızdaki çevre ile (ki bu bir tercihtir.) ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır. Bize verilen dünya zehirli olsa bile ona uyum sağlarız, daha doğrusu onunla baş ederiz. Zehirli bir ortamı temsil eden herhangi bir yer varsa, o da Tora'nın Mısır potasını betimlemesidir. İnsanların bir süre hayatta kalabilecekleri ama kesinlikle gelişemeyecekleri bir dünya. Kişinin önünde olandan başka hiçbir şeyin idrakında olmadığı fikri ile kendini kısıtlaması.


Neslimize hayal edilemeyecek bir teknoloji ve yüksek standartlar bahşedildi ama yine de depresyon kriziyle karşı karşıyayız. Çünkü Benlik duygumuz, etrafımızdaki tüm sesler tarafından belirleniyor.


Unutmayın Paro nihai güce sahip olmasına rağmen cezayı eşit şekilde üstlenen halk oldu. Tora’daki kurtuluş çağrısı aynı zamanda günümüzdeki kendi zorluklarımıza da yapılan bir çağrıdır. Her Ruh gerçek “BEN”i temsil eden kişinin içindeki Tanrısal kıvılcımı (Sod Ha-Teva) keşfetmek ister. Bunu yapamadığı zaman Mısır’da tutsak kalır.


Bir düşünün……… Tanrı'dan korkan bir Mısır olsaydı ne olurdu?


Sevgilerimle - Shabat Shalom


Rabi. Yishak BİLMAN (z”l) & Moşe PASENSYA










Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                          Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page