
Son yıllarda teknoloji şirketleri kıyafetlerimizin yeterince sofistike olmadığına bizi ikna etmeye çalışıyor. Bize, cebinizde bir telefon bulundurmanın yeterli olmadığını söylüyorlar. Saatinizde olması gerekir.
Oturma odası masasındaki klimanın uzaktan kumandası yeterli değil - gömleğinizin düğmesine bağlı olması gerekir. Ve özellikle bir dizüstü bilgisayara sahip olmak yeterli değil - gözlüğünüzün içinde olması gerekir!
Ancak binlerce yıl önce “GİYİLEBİLİRLERİ”i ilk olarak biz zaten kullanıyorduk. Bu haftanın peraşasında Kohen Gadol’un elbisesi ile ilgili olarak şunları okuyoruz.
Üstlüğün (Meil’in) etekleri boyunca altın çıngıraklar olacak. Aron Tanrı’nın huzuruna, Kodeş’e geldiğinde ve çıktığında (üstlüğün) sesi duyulacak - - ki ölmesin. (Şemot 28:33 – 35)
Ayette, çanların çalmasının hayati önem taşıdığı açıktır. Öyle ki çanlar olmadan içeri girmek Kohen'in ölümüyle sonuçlanabilir. Fakat çanlar neden bu kadar önemlidir? Tapınağa girdiğinde neden onun sesini duymalıdır?
Telefonlarımızı kapatmamız kaç kez söylendi?
Uçuş görevlilerinin "kapıları açıp çapraz kontrol" etmesinden hemen sonra. Bir cenaze töreni başlamadan önce. Bir düğünde…….
Bir Şabat, Nokia'nın marşı “En Kelohenu” ile birlikte yankılandı. Tepki vermemeyi öğrendim. Nokia sesi, telefonun sahibinin yaşını ele veriyordu, bu yüzden bunun bir dikkatsizlik olduğu hemen anlaşılıyordu.
Yaşlı insanlar genellikle zil sesini susturmak için daha uzun zaman harcar ve süreç ekstra utanç verici hale gelir.
Bakmaya gerek yok. Doğrusunu söylemek gerekirse, o zil sesi, durmaksızın yapılan sohbetten daha az rahatsız ediciydi. Tora okuması sırasında uğultuyu susturmak zorunda kaldılar.
Evet, belki tamamen sessiz bir şekilde dua etmeyiz. Çocuklar hızla geçer, insanlar içeri girerken beşlik çakar - - birbirlerinin sırtını sıvazlarlar. Şema’dan önce fısıldayarak yatırım tavsiyeleri paylaşılır.
Düzenli katılımcılarımızdan biri saygı eksikliğinden yakındı. "İnsanlar dua sürecine katılmıyorlarsa neden Sinagoga geliyorlar?"
Kolay cevap arkadaşlarının seudasına katılmak üzere gelmiş olmaları olurdu. Ancak, ayini atlayıp sonrasında birlikte olabilmek için gelebilirlerdi. Neden Musaf'ta otursunlar ki? Bir kahvede buluşabilecekken ayin boyunca neden sohbet etsinler ki?
Genelde Rabiler tam sinagogları sever. Bazılarımız sakin, odaklanmış dualardan hoşlanırız. Tabi ki, konuklar harikadır, ancak dualar dingin olduğunda daha spiritüel hissedilir.
Bu da şu soruyu akla getiriyor: "Yahudiler için gürültülü sinagog iyi midir?"
Kohen Gadol Tapınak'ta hizmet ederken kaftanının eteğindeki çanlar kimin için çalıyor?
Kohen Gadolu kutsal alanda Tanrı ile sohbet ederken mutlak bir hareketsizlik içinde olduğunu hayal edebilirsiniz. Onun Menora'nın yanından tütsü altarına doğru sessizce kayarak ilerlediğini düşünebilirsiniz. Ancak olan bu değildi.
Kohen Gadol, Meil'inin (Üstlük) saçaklarına dikilmiş bir dizi altın çan sayesinde Tapınağın etrafında yürürken devamlı ses çıkarırdı. Tanrı, İlyas'a gürültünün olduğu yerde O'nu bulamayacağını söylemedi mi?
Ancak Kohen Gadol Tapınak'taki ruhani temsilcimizdi ve Kutsal Alana her girdiğinde hepimizi beraberinde götürürdü.
"BİZ" kavramı ruhani tsadiklerden, dinsel açıdan zorluk çekenlere kadar herkesi kapsar. Tapınağa onlarsız girmeye cesaret ederse, Kohen Gadol hayatta kalamazdı.
Eğer tüm toplumu temsil edemiyorsa, hiçbirimiz adına hareket edemezdi. Tüm Yahudi ulusunun refahı Kohen Gadol için hayati önem taşırdı.
Peki ama Kohen Gadol Yom Kippur'da Kutsalların Kutsalına girdiğinde üzerinde çan bile olmayan tamamen farklı bir kıyafet (Bigdei Lavan) giyerdi!
Tüm Yahudilerin temsili Yom Kippur'da en önemli şey değil midir?
Bu günde yemekten ve diğer bedensel zevklerden uzak dururuz; saflığımız meleklerinkiyle karşılaştırılır.
Yom Kippur'da Kutsalların Kutsalı'na girdiğinde, elbette bir kez daha her Yahudi'yi temsil ediyordu. Ancak bu günde, “İlahi Öz” her Yahudi'nin içinde (ortaya çıkar) parlar. Yom Kippur'da seviye ayrımı yoktur. Her bir Yahudi eşit derecede kutsal ve İlahi'dir. Çünkü o gün hepimizin özü (ruhu) ilahi kaynağa bağlanır.
Bu nedenle Kohen Gadol, Kippur günü Kutsalların Kutsalı'na sessizce girerdi. Yahudileri kendisine hatırlatmasına gerek yoktu. O gün hepimiz “bir ve aynı” - “kutsal ve safız”.
Sinagoglar, Kohen Gadol'u taklit etmeli, çanlarını ve her şeyi. Elbette, dualar sırasında konuşmayı teşvik etmiyorum veya desteklemiyorum.
Ancak, Kardeşlerimizi dua ile bağ kurmaya teşvik etmeliyiz, ilk başta gürültücü olsalar bile. Bir dahaki sefere Sinagog'da bir telefon çaldığında, Kohen Gadol'un çanlarını düşünün ve ona büyük bir hoşgörü ile yaklaşın.
İnancı ne olursa olsun bu ruhlardan bir tanesi dahi eksik kalırsa asla “BİZ” olamayız.
“Bizden tek kişi bile eksilmemiş!” (Bamidbar 31:49)
Sevgilerimle - Shabat Shalom
MOŞE PASENSYA
Comments