top of page

Tüm “Dünya Mersin’e”, İsrail “Gidiyor Tersine”





Yazarın amacı “Herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine” deyimine vurgu yapmaktır, yoksa dünya ülkelerinin Mersin’in yolunu tuttuğunu iddia etmek değil. Son yıllarda uluslararası gelişmelerin yönü ile kurulmakta olan İsrail hükümetinin bazı bakanlarının demeçleri arasında çelişkiyi göstermek ve bu durumdan Yahudi ulusunun, diaspora ve Eretz, zarar göreceğini anlatmak.


Bundan tam 4 yıl önce (17.12.2018) “Küresel Liberalizm ve Milliyetçilik” başlıklı yazımda Yoram Hazony’nin o günlerde yeni okuduğum “The Virtue of Nationalism” (Milliyetçiliğin Erdemi) kitabına atıfta bulunarak “2nci Dünya Savaşından sonra kurulan küresel işbirliği ortamının sonuna mı gelindi?” sorusuna cevap arıyordum.


2016 – 2020 döneminde popülist liderlerin içe dönük politikaları zirvedeydi:

  • ABD’de Trump “Make America Great Again” (Amerika’yı Yeniden Yüceltelim) sloganıyla bazı uluslararası sözleşmelere çekimser kalır (İran dışında) ve müttefiklerini azarlarken,


  • İngiltere’de Muhafazakar Parti Brexit (Birleşik Krallık Avrupa’dan Ayrılsın) referandumu ile A.B.’ye sırt çeviriyor,



  • İtalya’da Salvini adlı siyasetçi Avrupa Birliğini devamlı eleştirip Euro’dan çıkmayı terennüm ederken,


  • Fransa’da merkezi hükümete karşı “Gilets Jaunes” (Sarı Yelekler) hareketi tüm ülkeyi sarmış ve sağcı Marine Le Pen oylarını artırmıştı,



  • Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin” üstünlüklerinden dem vurup tüm komşularıyla (Avrupa, Yunanistan, Kıbrıs, İsrail, Mısır, Emirlikler ve Saudi Arabistan) diplomatik çatışma ararken,


Hazony’nin içe dönük milliyetçilik tezi sanki artık tüm dünyada kabul görüyor ve küresel işbirliklerini savunanları geri çekilmeye mecbur ediyordu.


Bu tablo karşısında 4 yıl önce şöyle yazmışım:

“Türkiye ve İsrail, hatta İngiltere ve ABD, milli hislerin son yıllarda çok kabardığı ülkeler. Fakat 10 – 20 yıl sonrasına bakalım: Erdoğan’ın ‘’Milli ve Yerli Atılım’’ı … vatandaşlarının çoğunluğunun beklentilerini karşılayacak mı?

…şüphedeyim ve 10.000 $’da çakılan kişi başı milli gelir gelecek için umut vermiyor. Bu düzey ilerde düşebilir de…


İngiltere için de kötümserim ve Birleşik Kırallık’ın (İngiltere ile Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda) sarsılacağını düşünüyorum. ABD’de ise Trump sonrasında güçlü anti-Trumpism akımları çıkacaktır.


İsrail’in başarısı ise eğitim seviyesine, Arapları ve Haredileri kazanmaya ve zenginliklerine katılmalarına bağlı olacaktır.


Uluslararası kurumların zayıflamasının Yahudi milliyetçilere yarar getirdiği kesin. Fakat bu dönemi kendi içlerindeki farklılıkları azaltmak için değerlendirecekler mi?”

Öngörüler böyleydi. 10 yıl değil, 5 yıl bile geçmeden bugüne bakalım:


  1. Türkiye’nin durumu ortada: Kişi başı milli gelir $ 8500 - 9000’lerde. Ekonomik çöküntü tüm diplomatik kavgalarından vazgeçirmiş Erdoğan’ı.

  2. İngiltere 2019’dan bu yana üçüncü Muhafazakar Başbakanını deniyor. Sterlin 2016’ya göre % 20 değer kaybetti, hayat pahalılığı had safhada ve gençlerin büyük çoğunluğu Brexit’ten vazgeçmeyi arzuluyorlar.

  3. Amerika’da 2020 başkanlık seçimlerini Trump kaybetmekle kalmadı, yenilgisini yalanlarla örtbas etmeye çalışırken son Kongre ara seçimlerinde de tüm desteklediği adaylar elendiler; anti-Trumpizm yükselişte.

  4. İtalya’da eski faşistlerin devamı olan parti iktidara geçti ancak politikalarını çok yumuşatarak ve Euro’dan ayrılmamaya söz vererek

  5. Fransa’da akılcı Macron sağcıları yenerek yeniden Cumhurbaşkanı seçildi fakat Parlamentoda çoğunluğu sağlamakta eksik kaldı.

  6. İsrail için tahminler yarım tuttu: “Arapları kazanmaya” çalışanlar kaybettiler. Yahudi milliyetçilerin “kendi içlerindeki farklılıkları azaltma” sevdaları başarı kazanacak mı acaba?



Küresel Liberal sistemin yeniden güç kazanmasında ve uluslararası ittifakların ön plana çıkmasında Demokratların 2021’de Joe Biden’a başkanlığı emanet etmeleri kadar Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması da önemli rol oynamıştır.

Böylesine uluslararası bir ortamda Netanyahu’nun dar görüşlü, yalnız kendi ideolojisine sarılan, dünyaya meydan okuyan partilerle koalisyon hükümeti İsrail’i hem içten çatırdatacak, hem de dıştan zayıflatacaktır.


Bibi’nin tüm söylem, ilişki kurma ve yönetim yeteneklerine rağmen ortaklarının kapris ve isteklerini dengeleme çabaları, saplantılarının İsrail’in çıkarlarına hizmet etmediğini gözlemlemesi onun da küresel arenada güç kaybetmesine yol açabilir.

Netanyahu’nun kariyerinin en üst başarıları içte İsrail’lilerin zeka ve enerjilerine set çeken engelleri ortadan kaldırması ve dışta ülkenin en prestijli başbakanı olarak tüm dünya tarafından takdir edilmesiydi.


Yeni hükümetin dindar milliyetçi bakanları her iki alanda da Bibi’ye çomak sokmaktan haz duyacaklardır.

Mesele Netanyahu’da değil, mesele dünyanın değişimi ve küresel işbirliğine kapalı dindar milliyetçiliği temsil eden Smotrich ile Ben Gvir’in bu değişime, İsrail’in gelecek başbakanı kadar, ayak uydurmakta sıkıntı çekecekleri.















Comentários


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page