Sekoya Ağacı ve Shavuot Bayramı

Sekoya ağacı (Sequoia) dünyanın en uzun ve en büyük hacimli ağaç türlerinden biridir. Genellikle “ABD'nin Kaliforniya eyaletinde”, özellikle “Sierra Nevada” dağlarındaki ormanlarda yetişir. İki ana türü vardır:*Coast Redwood (Sequoia sempervirens): Dünyanın en uzun ağacıdır (yaklaşık 115 metreye kadar ulaşabilir).Giant Sequoia (Sequoiadendron giganteum): * Hacim açısından en büyük canlı organizmadır.

Özellikleri 3000 yıla kadar yaşayabilirler. Yangınlara dayanıklıdırlar; kalın kabukları sayesinde yangınlarda hayatta kalabilirler. Uzun ömürlü ve dirençli oluşları, dayanışma ve birlik metaforu olarak sıkça kullanılır.

“Manevi olarak”, sekoya ağaçları, bireysel gücün ötesinde, “toplumsal bağların ve ortak desteğin gücünü” simgeler.

Dünyanın en uzun ağacı olarak kabul edilir çünkü yüksekliği 100 metreyi geçebilir – bu, 35 katlı bir bina yüksekliğine eşdeğerdir. Gövdesi o kadar geniştir ki, çevresini 17 kişinin el ele tutuşarak ancak sarabileceği kadar büyüktür.

Ama en şaşırtıcı kısmı, kökleriyle ilgilidir. Böyle dev bir ağacı ayakta tutmak için sizce kökleri ne kadar derine gitmelidir? 10 metre? 20? Daha fazla? Aslında kökleri genellikle 4 metreden daha derine inmez – hatta bazen daha da az. Peki böyle bir dev nasıl ayakta duruyor? Sırrı: “birlik” .

Sekoya kökleri yatay olarak 30-45 metreye kadar yayılır ve diğer sekoyaların kökleriyle iç içe geçer. Yani yer altında "el ele tutuşurlar", sağlam ve dayanışma dolu bir yeraltı ağı oluştururlar ve birlikte ayakta dururlar.

“Bamidbar peraşasında”, her kabile Mişkan’ın çevresinde kamp kurar – her biri kendi yerinde, ama hepsi birlikte İsrail’in bir parçasıdır. Her ağaç farklıdır – her kabile gibi – ama onları birleştiren ortak kökleridir.

Yahudi halkının kökleri, “3330 yıldan” fazladır. “Şavuot”ta Tora’nın verilmesine dayanır. Her yıl, Şavuot’ta bu olay ruhsal olarak yeniden yaşanır. Ama bu armağanın bir şartı vardı:

“Vayihan sham Yisrael…”  – “Ve İsrael orada kamp kurdu…” Bilgeler der ki: fiil tekil olarak kullanılmıştır – “ek bir yürekle tek bir adam gibi”.

Farklı olsak da, “köklerimiz aynıdır”. Bir orkestrada olduğu gibi, uyum herkesin aynı notayı çalmasından değil, aynı melodiyi birlikte çalmasından doğar.

Bugün her zamankinden daha fazla, bizi bölenleri değil, “birleştirenleri” hatırlayalım. Kardeşlik, kimliği yok saymaz onu onurlandırır ve daha büyük bir bütünün parçası yapar.

“Köklerimize geri dönelim.” Hiçbir şey, paylaşılan acı kadar birleştiremez, ve hiçbir şey, paylaşılan umut kadar iyileştiremez.

“Esirlerin kurtuluşunu, ebedi barışı, huzuru ve sükûneti diliyoruz.” Ama barış önce bizim aramızda başlar ancak o zaman çevremize yayılabilir.

Hag Şavuot Sameah

Riva N. ESSEMİNİ

Bağış/Donation/תרומה

Yazarın tüm yazıları için tıklayınız