top of page

“Sağlama” veya “Cross Check “


Bilmem bugünkü dijital çarkta hala öğretiliyor mu… ama öğrencilik yıllarımda bir çarpma veya bölme işlemini tamamladıktan sonra “sağlama”sını yapardık. Hatta matematik sınav kâğıtlarında sağlamayı göstermezsek, sonuç doğru bile olsa not kırılırdı. Sanırım amaç, doğruluğuna inandığın herhangi bir veriyi bile başkasıyla paylaşmadan önce bir daha gözden geçirmeye alıştırmaktı. Halen kaybetmemiş olduğum bu alışkanlığımın, biraz za

man tüketimine mal olsa da beni çok kez bazı önemli hatalardan koruduğunu itiraf etmeliyim.


Günümüz teknolojisinde artık bir bakıma tutsağı olduğumuz veri tabanlarının sunduğu ’bilgilerin’ doğruluğunu da çoğu zaman ‘çapraz kontrol’dan geçirmek, kanaatimce, kaçınılmazdır.


Araştırmalarımı sürdürmekte olduğum ‘soyadlarımız’ konusunda bir ayrıntıyı ararken Google’da rastladığım ‘sözde bilimsel’ bilgi kirliliğine bir örnekle değinmek isterim. Burada anlatmak istediğim, bir art niyet ihtimaline prim vermeden bile, herhangi bir kaynaktan ve de özellikle bilgi çarpıtmasının kol gezdiği sosyal ağlardan temin edilen bilginin “sağlama” yapılmadan, güncel deyimiyle “cross-check” edilmeden kullanılması sonucu yanlışın nasıl sorumsuzca yayıldığı ve zamanla yerleştiğidir… ki bunu son dönemde Covid ile ilgili ‘tıbbi’ yorumlarda da sık sık yaşıyoruz.


Türkçe yazımıyla Moris Şinasi’nin yaşam öyküsünü aranızda bilmeyen kalmamıştır sanırım. Şahsen 1984 yılından beri bu konuyu defalarca işledim, ayrıntılarla genişlettim, iç ve dış basında yayımladım. Hatırlamayanlar için bu çok uzun hikâyeyi özetlemeye çalışayım:


Manisa’da doğan (1855) Musa Eskenazi çok fakir bir ailenin dört çocuğundan biridir. Okuma yazmayı bile doğru dürüst öğrenemeden çalışma zorunluluğunda kalır, ancak mezar isimlerini dahi okuyamadığı için mezar bakıcısı olarak bulduğu işine bile son verilir. Yakalandığı difteri’den hastanede tedavi görür ve 15 yaşında iken meteliksiz olarak gizlice bir gemiye atlayarak İskenderiye’ye varır. Orada kendisine iş veren ve himaye eden bir tütün tüccarının yanında otuz yıl çalışan ve mesleği öğrenen Musa patronundan ödünç aldığı bir miktar parayla ABD ye giderek (1890) kendi icadı olan bir sigara sarma makinesiyle hazır sarılmış sigara üretimine başlar ve çok kısa bir zamanda ünlü ve zengin olur. 1984 yılında New York’ta ziyaret edip röportaj yaptığım kızı Altina Schinasi Miranda durumu, sonradan anılarında[1] da tekrarladığı ifadesiyle, “babam fakir, fakir, fakirdi… ve sonradan zengin, zengin zengin oldu” şeklinde özetler. 1929’da vefat eden Morris doğum yeri Manisa’ya bir vefa örneği olarak kentte bir çocuk hastanesi kurulması ve işletilmesi için vasiyetnamesinde 1 milyon dolarlık bir fon tesis eder. Vasiyeti Türkiye’yi ziyaret eden eşi Laurette tarafından yerine getirilir, sağladığı izinlerle inşa edilip donanan hastane Moris Şinasi Çocuk Hastanesi adıyla 1933 yılında hizmete girer. Halen de hizmettedir.[2]

Asıl adı Musa olan Morris’in Eskenazi soyadı Amerikan İngilizcesiyle Skinazi olarak algılanmış ve Amerikan telaffuzuyla Schinasi olarak kaydedilmiştir. Schinasi’nin Eskenazi soyadının bir değişkeni olduğu Beit Hatfutsot kayıtlarında da teyit edilmiştir. Türkiye’de ise Schinasi Türkçe telaffuzuyla Şinasi olarak okunmuş, yazılmış ve yerleşmiştir.


Ne var ki, birçok yayında ve İnternet sitesinde Şinasi soyadının anlamı, muhtemelen birbirlerinden kopyalanarak, değişik bir şekilde yorumlanıp sergilenir. İddialarına göre, küçük Musa Manisa’da hastanede iken kendisini tedavi eden doktorun adı Şinasi idi ve Moris bir vefa duygusuyla bu adı kendine soyadı olarak benimsemiştir !!!

Değerli Dostlarım, işinizi “sağlama” bağlamayı ihmal etmeyin.

[1] The Road I have Travelled, Apodaca Hill Press, Santa Fe, USA, 1995. [2] Ayrıntılı bilgi: Naim A. Güleryüz, Toplumsal Yaşamda Türk Yahudileri, Gözlem, 2012, 192-196.

Comentarios


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page