Rusyanın Ukrayna saldırısına bakış açım renklerle olacak bu hafta.
Siyah, beyaz ve griyle.
Bu çatışmada çok siyah, az beyaz ve en çok da gri var diye düşünüyorum.
Rusyanın, daha doğrusu Putin’in insan hayatını hiçe sayan zorba saldırısı bir insanlık ayıbı, hatta suçu; siyah, simsiyah, kara, kapkara.
Buna karşılık hiçbir karşılık beklemeden Ukraynalı savaşzedelere ve bilhassa çocuk ve kadınlara tüm olanaklarını ve kalplerini sonuna kadar açan her ülkeden güzel insanlar, Elon Musk gibi ünlüler veya binlerce isimsizler, beyaz, bembeyaz.
Ama bu çatışmada en çok da gri var. En ağır basan renk o. Değişik tonlarda, belki elliden de fazla grinin tonları.
Örneğin İsrael hükümetinin bakanları arasında dahi değişik renkler mevcut.
Mültecilere kapımızı açmamız bir İsraelli, bir Yahudi olarak görevimizdir diyen Nahman Şay ve onun gibiler beyazı temsil ediyor.
Buna karşılık Yahudi olmayan sığınmacılara zorluk çıkartan İçişleri Bakanı Ayelet Şaked, grinin koyu bir tonunu sergilerken bir kadında dış güzellikle iç güzelliğin ters orantılı olabileceğini ispatlıyor sanki! (Ben Gurion hava alanındaki sığınmacıların perişan durumunu TV gözler önüne serince onları bir otele yerleştirdiyse de!)
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ise gride duruyor bence.
Kahramanlığı, hayatını ülkesi uğruna feda etmeye hazır olması, milletini birleştirebilmesi, sürükleyebilmesi, onları savaşın çok acı zorluklarına rağmen motive edebilmesi büyük bir liderlik örneği. Bembeyaz bir Zelenski.
Ama, öte yandan……
Putinin zorbalığının nereye kadar uzanabileceğini öngörmemesi, belki zamanında verilmesi gereken ödünleri vermemesi, ayrıca ülkesini askeri savunma bakımından yeterince hazırlamaması bir devlet adamı olarak ona çok puan kaybettiriyor. Ülkesini yönetmekle görevli bir başkanın Putin’in belli durumlarda neler yapabileceğini öngörmesi ve ona göre hareket ederek, planlar yaparak ülkesini ve yurttaşlarını bu duruma getirmemesi beklenirdi.
Sonuç: kişisel bakış açınıza göre seçeceğiniz grinin bir tonu.
Rusya ile Ukraynanın tarihi ilişkileri de çapraşık. Kaynaklar değişik milletler olduklarını söylüyor. Ancak komşu ülkeler ve tarihte çok zaman içiçe yaşamışlar. Sovyetler Birliği zamanında tek devlet çatısı altındalar. SSCB Başkanı Kruşçev Ukraynalı, Kırım yarımadasının nüfus çoğunluğu Rus. Ve sonra Gorbaçev zamanında Sovyetlerden ayrılıyorlar, bağımsızlıklarını kazanıp Batıya meylediyorlar. Bu da bağımsız bir devlet olarak hakları tabii ama İsrael’de dahi bizler onları hiçbir zaman bu Rus bu Ukraynalı diye ayırmazken, eski Sovyet imparatorluğunun özlemiyle yaşayan Putin’in bu durumu ve hele hele Ukrayna’nın Batıya yanaşmasını kabullenmesi zor.
Geçmişte Yahudilere karşı davranışlarının, (Babi Yar dahil), çok ağır bir kınamayı haketmesine rağmen, bu zor günlerinde Ukraynalı sığınmacılara İsrael’in kapılarını ve yüreklerini açması gerektiğini vurgulayan medya ve bunu uygulayan İsraelliler beyazın güzel, insancıl örneği.
Öte yandan ikide bir “ülke çıkarları” sözlerini duymaktansa “insancıl yardım” sözlerini daha çok duyabilseydik daha beyaz, daha şık olurdu diye düşünüyorum.
Ha bu arada bir parantez; Ukrayna’nın uğradığı saldırıya karşı haklı olarak Rusya’yı kınayan, yaptırımlar uygulayan hemen tüm Batılı ülkelerin, İsraeli haritadan sileceğini defalarca tekrarlayan, Ortadoğunun emperyalist terör devleti İran’a karşı sessiz durmalarının hatta bir antlaşma imzalayıp günlük çıkarlarını koruma peşinde olmalarının da hangi renk tonuna gireceğine de siz okuyucum karar vereceksiniz.
Gri ne kadar ağır basarsa bassın, Rus saldırısında yaşamını veya yakınını yitiren asker, sivil herkes için, evinin, varlığının, umutlarının yok edildiğini gören her birey için bu savaş koskocaman bir kara.
Comments