top of page

Pesah gelir de pesah yazısı yazmadan geçilebilir mi?



Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız







Pesah geldi, her zamanki gibi aldı bir telaş, ev köşe bucak temizlenecek, alışveriş yapılacak, yemekler donatılacak, başta pırasa ve ıspanak köftesi…



Kanada’da ev temizliği için İstanbul’daki deyimle gündelikçi bulmak kolay değil, zaten gündelikçi diye bir şey yok, saat ile çalışıyorlar, hadi bulduğunuzu farzedelim, yaptıkları temizliğin sizi tatmin edeceği meçhul…



Yorulmak istemiyorsanız, evi temizleyecek kişinin eline verdiğiniz yapılacaklar listesi ile evi terketmek, ki bu benim tarzım değil. Zaten hiç bir zaman aram gündelikçilerle iyi olmadığından burada da kendi temizliğimi kendim yapmayı tercih ettim.



Dip, köşe temizlik için bir program yaptım, oda oda evi temizlik, vererileceklerin ayıklanması, hayır kurumlarına dağıtılması, beni en sevindiren şey ta İstanbul’dan taşıdığım, gelinlik mağazamdan arta kalmış metrelerce danteli ve astarını dikişten anlayan Suriye’den göç etmiş dikiş bilen gelin annesine hediye etmek oldu. Anne, bu yıl evlenecek olan kızına verdiğim kumaş ile gelinlik dikecek. Bu kumaşı uzun zaman yerini bulması için saklamıştım, işe yaraması beni mutlu etti.



İstanbul’daki kalabalık Pesah sofralarından sonra burada yalnızlık çarpmıyor değil, Vancouver’daki yıllarımda çekirdek ailemle kutladığımız pesahta, etrafımdaki kimsesizleri soframıza davet ederek, hem o kişilerin yalnızlığına çare olmuştuk, hem de İstanbul’daki kalabalık Pesah sofralarının özlemi bastırılmışdı.



Montreal’e taşınmamızla, kovitle başlayan yalnızlı bayramlara da yansıdı. 2020-2022 yılları arasında Seder soframız çekirdek ailemle sınırlı kaldı.



Taki geçtiğimiz çarşamba oğlumdan aldığım mesajla

-Anne, Rabbi aradı Chabat’a davet ediyor, biliyorum sen evde olmak istersin, ama yine de sana bir sorayım dedim’.

Bir saniye tereddüt geçirdim, salgın nedeniyle insanlardan uzak geçirdiğimiz iki yıl gözümün önünden geçti.


“Katılalım, biraz insan içine karışmak iyi” diye yanıtladım.


Böylece Sederi Chabat’ta geçirdik.


O gece bir sürü kişiyle tanışmak, sohpet etmek imkanımız oldu. Karşımızda Berlin’den gezmek amacıyla, ayaklarının tozuyla uçaktan inip Chabat’a gelen genç çift oturuyordu. Berlin’de yaşadıklarından, orada büyük bir Yahudi topluluğu olduğundan, babasının İsraelli, annesinin Hollandalı olduğundan bahsetti çiftlerden erkek olanı.



Diğer yanımda, Montreal’de yaşayan oğullarını Pesahta yalnız bırakmamak için çoluk çocuk İsrael’den kalkıp gelmiş bir aile vardı, Rabi konuşması esnasında, Seder masasının uluslararası olduğundan, sofrada Kanada’da doğmuş kimse bulunmadığından bahsetti. Bizleri işaret ederek İstanbul’dan olduğumuza değindi. Ve dedi ki, “Yahudi milleti gezgindir, taki Yahudi ulusu kurulana kadar, hepimiz gezgindik.”



Rabi, konuşmasını bitirince masanın diğer ucunda oturan, adının Victor Benardete olduğunu söyleyen genç Fransız kalkıp yanımıza gelerek kendini tanıttı, büyükbabasının İstanbullu olduğundan bahsetti.


Yemeklere gelince bizim seferad yemeklerinden farklı yemek kültürleri. Başlangıçta balık, patlıcan, domates yemeği, arkadan tavuk, patates, ve hamursuz unundan yapılmış pasta ikramı vardı.

Gelelim hayran olduğum sekiz çocuklu Rabbi’yle, eşine. 2020’de son gördüğümden beri ailelerine yeni bir kız daha katılmış cocuk sayısı yediden sekize çıkmıştı.



Gece boyunca yaklaşık elli kişilik sofraya kucağında beş aylık bebekle son derece sakin bir şekilde servis yapan Rabbi’nin eşine hayranlık duymaktan kendimi alamadım.



Ortada, Rabbinin eşine mutfakta yardım edecek sadece bir hanım dolaşıyordu, geri kalan her şeyi Rabbi’nin eşi, kucağındaki bebekle ve on-oniki yaşlarındaki kızlarıyla yaptı. Yemek servisi, tabakların değişmesi herşeyi. Yardım talebimizi nazikçe reddettiler.



O gece, sofrada yaşları on ikiyle- beş aylık arasındaki sekiz çocuktan oluşan aileye bakınca, İstanbul’da tek çocukla, mosaları (yardımcı kadın) gidince krize giren İstanbullu anneleri düşündüm. İstanbul’da iken son şahit olduğum şey beni oldukça şaşırtmıştı. Bir buçuk yaşındaki çocuğu ve yardımcısı ile toplantıya katılan genç anne, oturduğu yerden, yardımcısına, “Çantamın içinden mendilimi verir misin” deyince…



Bir yanda sekiz çocukla her işini çok doğal, sakin olarak kendi yapan anneyle, diğer yanda tek çocukla mosaları-yardımcıları gidince krize giren İstanbullu anneler, elimde olmadan kıyaslama yaptım o gece…



Her Pesah bir elimde bez, diğerinde kova evimin kıyısını köşesini,özenle temizleyip, dış dünyamı aklarken, diğer yandan da iç dünyamda temizlik yapmaya çalışır, ruhumun derinliklerindeki olası, kızgınlık, korku, öfke, üzüntü ne kaldıysa onları temizlemeğe çalışırım, bu aralar buralarda buzlar eridi yoga matımı dış alanlara taşıyorum, doğanın sesini daha çok duymaya, tüm olumsuz duygulardan arınmaya çalışmak, 3334 yıldır kutladığımız Pesah benim için yiyecekleriyle, gelenekleriyle köklerimi hatırlarlatırken, aynı zamanda yeni bir başlangıç, özgürlük, umut, maddi manevi temizlik anlamında…


Chag Pesach Sameach


RahelÇela Behar
















Comentários


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page