top of page

Leonard Cohen de Montrealli imiş!




Haftalık kütüphane ziyaretimde seçtiğim, Montrealli şairlerden oluşan şiir kitabı, bu haftaki konumu belirledi, Şiir kitabını orta yerinden açtığımda karşıma,1934 Montreal doğumlu, Ortodoks Yahudisi Leonard Cohen’in “A kite is a Victim” (Uçurtma Kurbandır) adlı şiiri çıktı.

Baktım ki, bu çok sevdiğim şair, roman yazarı ve şarkıcının hayatını geçirdigi ev çok yakınımda imiş. “Müthiş, hemen görmem lazım!” dedim…


Kanada- Montreal Yahudi topluluğu


Ilk olarak Kanada Halifax’a gelen Yahudiler bugün, burada 390.000 kişilik bir topluluk oluşturuyor. Bu rakam dünyadaki en büyük Yahudi cemaatlerinden biri demek. Yani israel, Amerika, Fransa, ve muhtemelen Nijerya dan sonra en büyük Yahudi cemaati Kanada’da.

Bu nüfus, Akdenizden gelenler (Sephardim), Müslüman ülkelerinden gelenler (Mizrahim) ve Hindistan'dan gelen (Bene İsrael) den oluşuyor.

Montreal Yahudi nüfusuna bakarsak, 90.780 kişi ile Toronto’dan sonra ikinci sırada.



Onsekiz ve ondokuzuncu yüzyılın başında, Quebec‘e gelen Yahudiler genel olarak burada sıcak bir ortam buldular. Kanada’nin en eski Yahudi sinagogu ise,Snowdon’daki St.Kevin caddesinde bulunan, 1768 de kurulan ‘Shearith’ İspanyol-Portekiz sinagogu’dur. Bu cemaat tarihini 1760’a kadar geri götürür ve sinagog Ortodoks birligine bağlıdır.



1871‘e kadar Quebec eyaletindeki Yahudi cemaatinin sayısı

Beş yüzden azmış. Bu durum 19. yüzyılın sonunda, Doğu Avrupa'dan ekonomik iyileşme ve fırsat eşitliği arayan Yiddish konuşan Yahudi göçmen dalgasının Kanada’ya göç etmesi ile değişmiş. Quebec’teki Yahudi nüfusu, 1901 ve 1931 yilları arasında yaklaşık yedi binden, altmıs bine, % 800 artmış.



Bugüne bakacak olursak Quebec ‘teki Yahudi cemaatinin yapısındaki en önemli unsur, Hasidik-Haredi cemaatidir. Bu cemaat 2.Dünya Savaşı sonrası dönemde, topluluklarını yavaş bir şekilde geliştirmeye başladı, ancak son birkaç yılda doğal artış ve göç nedeni ile Quebec Hasidim cemaati on bini aştı.



Bu nüfus, ‘Yiddişh’i’ Montreal’de en yaygın üçüncü dil haline getirdi.


Bu durumun gerçekten böyle olduğuna ben perşembe günleri gittiğim,-Fooderie-Kosher- markette şahit oldum. Etrafımdaki müşterilerin çoğu Yiddish konuşuyordu.



İlk Montreal‘e geldiğimde google’a bakarak bulduğumuz, Park Avenue’deki, kosher marketin batı yakasındaki semtte, o gün kendimizi İsrail'deki hasidim cemaatlerinin yerleşiminde zannetmiştik.

(Bana göre marketin en güzel tarafı, ne Vancouver’da, ne de Montreal’deki marketlerde bulabildiğim, bildiğimiz kerevizi orada bulabilmemdi. Çünkü Kanada’da kereviz diye sapları satılıyor. Ben ilk bu markette kereviz gordüğümde altın bulmuş gibi sevinmiştim.)


Park Avenue’ye girdiğimizde üzerlerinde klasik- siyah Hasidim kıyafetli, bellerinden tallitler sarkan, başlarında, takka veya büyük siyah şapkalı kişiler cadde boyunca tarihin sayfalarından çıkmışcasına beliriyorlar, çocuk arabalarını iten peruklu anneler, cadde boyunca yürüyorlardı. Hatta başınızı sağ ve sola çevirdiğinizde, arabaların içinde hasidim ailelere veya bireyler ile karşılaşabiliyorsunuz. (Böyle bir sokak ve topluluk Vancouver’da yok.)


Markette çalışan kişilerin çoğu aynı kıyafet ile çalışıyorlar. Marketin hemen yanında ise Hasidimlerin kadın- çocuk modasına hitap eden birmağaza var. İçeri girip biraz inceledigimde elbiselerde kullanılan malzemenin de tamamen doğal ürünlerden yapıldığını fark ediyorum, Yani kullandıkları kıyafetlerde de ‘kosher’ ilkesine sadık kalıyorlar, anladığım kadarı ile.



Bu Yahudi grup yetiştiğimiz Türkiye’deki Yahudi cemaatinden çok farklı, tabii o zaman kendinize bazı sorular sormaya baslıyabilirsiniz.

Onlar Yahudi ise biz kimiz ve aynı kitabı paylaşıyorsak neden bu kadar fark var aramızda?



Neden bu sekilde giyiniyorlar, bu farklılık nereden geliyor? Torah’ da böyle birsey var mı? Vardı da ben mi kaçırdım? Kadınlar madem saçlarını kazıyor, saçlarını göstermek istemiyorlar; amaç kadınlıklarını gizlemek ise, neden peruk takarlar, çünku perukla da gayet hoş gözüküyorlar!



Bu soruların mutlaka cevapları vardır.


Sefaradlara gelince 1950 lerdeki bir başka Yahudi göçü ile bu sefer Avrupa'dan değil, Kuzey Afrika’dan gelen Yahudiler Sefaradik kültürünün taşıyıcısı oluyorlar. Bu yeni Sefarad göçmenler Fransızca konuşuyorlar ve Kanada’daki Yahudi topluluğunun söylem dilini ve iş yapma yöntemlerini degiştiriyorlar.


Bu konu oldukça derin, şimdilik bu kadar!

Sevgiyle kalın…


RahelÇela

Kommentare


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page