Atasözleri geç kalabilirler, ama yanılmazlar!
Petrol ve doğal gaz yataklarının bolluğuyla bilinen Ortadoğuda, komşuda pişen, nedense bize bir türlü düşmüyordu. Birkaç sene öncesine kadar.
Son yıllarda Akdenizde yapılan sondajlar nihayet İsraellilerin de yüzünü güldürdü ve komşuda pişen bize de düştü.
On yıl kadar önce İsrael’in Doğu Akdenizde yıllardır yaptığı sondajlar nihayet yüzümüzü güldürdü ve değişik kapasitelerde gaz yatakları bulunup bunların işler hale gelmesi için çalışmalar başlatıldı.
İsrael gazını Kıbrıs – Girit- Yunanistan üzerinden Avrupaya ulaştıracak EastMed / Doğu Akdeniz boru hattı projesi on yıldan fazla bir süredir planlanıyordu. Ancak Ocak 2022 de Biden yönetimi ani bir kararla ekolojik nedenlerden ötürü bu projeden desteğini çektiğini bildirdi. ABD’nin finansal desteği olmadan maliyeti altı milyar dolarlık bu projenin yürütülmesi olanaksız gibi göründüğünden karar bir şekilde projenin katli demekti. Ne var ki bu karardan bir ay sonra Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması, henüz projeyi yaşama döndürmediyse de bir “oyun değiştirici” olma olasılığını bayağı bir yükseltti.
Rusya’nın saldırısı haklı olarak ABD ve AB tarafından yaptırımlara neden oldu, Rusya da karşılık verdi derken Avrupa’nın önümüzdeki kış aylarında enerji ve ısınma sorunları yaşaması çok muhtemel. Avrupa Birliği bu arada 2022 yılı sonunda Rusya’dan alınacak gazın savaş öncesinin üçte birine indirileceğini açıkladı bile.
İşte burada devreye bizim gazımız ve bunun sonucunda İsraelin elini güçlendirecek siyasal gelişmeler giriyor.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen gazın Avrupaya ulaştırılması için iki değişik seçeneği inceleyeceklerini belirtirken, İtalya Başbakanı Mario Draghi de geçenlerde ülkeye gelerek mevkidaşı ile bu konuyu görüştü.
İtalyanın gayet sıcak baktığı EastMed tekrar canlanırsa eğer, dört sene zarfında Avrupa’nın yeni bir enerji tedarikçisine sahip olması olası. Tam bir kazan kazan durumu. Yılda 20 bcm, (milyar kübik metre), kapasiteli bir dışsatım bizim için. Tam kapasiteye eriştiğinde Avrupa’nın gereksiniminin yüzde onunu karşılayacak.
Özellikle savaşın getirdiği ve pek arttırdığı bu enerji gereksinimini karşılamak için İsrael ve Akdeniz ülkeleri boş duracağa benzemiyor.
Gazımıza talip olan ülkelerden biri Türkiye. Gerekli şartlar yerine getirildiği takdirde Türkiye’nin altyapısının uygunluğu projenin fizibilitesini arttırıyor.
İsrael, Yunanistan, Kıbrıs ve Mısır dörtlüsünün bu konudaki işbirliği zaten onaylanmış durumda. Doğu Akdenizi bir enerji kaynağına dönüştürmeleri çok muhtemel.
Bugünkü uygulamada ise esas işbirliği İsrael ile Mısır arasında. İsrael gazını Mısır kendi tesislerinde sıvılaştırıyor ve ürün LNG / sıvılaştırılmış doğal gaz olarak Avrupa’ya tankerlerle sevkediliyor.
Bu arada İsrael Mısır boru hattı geliştiriliyor; (örneğin, Levyatan gaz yatağından Mısır’a denizaltından çekilecek yeni boru hattı gibi) ; şöyle ki amaç 2022 yılında yedi bcm miktarında LNG’yi Avrupaya ulaştırmak. 2023 yılı için ise planlanan on bcm. Belki az ama Rusya’ya bağımlılıktan kurtulmak isteyen ülkeler için her bcm’in önemi büyük.
Artan talep nedeniyle İsrael Mısır’a sevkiyatının bir kısmını Ürdün üzerinden de yapıyor. (Akaba – El Ariş üstünden)
Ancak sonuçta enerji uzmanlarının birleştiği nokta uzun vadeli bir işbirliği için bu gazın Avrupa’ya boru hatlarıyla sevkinin gerekliliği. Bu ise ya dörtlü grubun, (Yunanistan, Kıbrıs, Mısır ve İsrael) ya da Türkiye üzerinden veya her iki yoldan da yapılacak.
Sonucu önümüzdeki yıllarda yaşayacağımız gelişmeler tayin edecek. Şimdilik kesin olan ülkemizin bu gaz sayesinde hem maddeten hem de siyasal olarak güçleneceği.
Comments