“Türkiye Üzerinden Yasa Dışı Göç” adlı kitabım çok sattı mı? Tabi ki hayır…Yayıncı bir dostum Türkiye’de çok az kitabın bin adet üstünde sattığını söylediğinde bir nebze şaşırmıştım. Düşünün ki Cumhuriyet Gazetesi’nin tirajı 22 bin, bir zamanlar milyon baskı yapan Hürriyet Gazetesi 120 bin civarlarında satıyor…
Yeni kuşak kâğıt üzerinden okumuyor, bu yalnız Türkiye’de değil, İsrael dahil tüm dünyada öyle…
Peki, kitabımın yayınlanmasından beklentim neydi? Kitabımda yer verdiğim tanıklıklar çok önemliydi. Türkiye Yahudi toplumunun bazı bireyleri ve özellikle gençlik kuruluşları İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi vahşetinden kaçan Almanya ve Doğu Avrupa Yahudilerinin göçlerine yardımcı oldular. Bu gurur duyulacak bir durumdur. Ancak “aman deşifre olmayalım, ucu bize dokunmasın” endişesiyle bu onurlu tarih belgelenmedi, sadece bazı hatıratlarda yaşadı.
“Neemaney Tsion” gençlik kuruluşunda yer alan Moshe Alhalel, İsak Abudaram, Avram Çikurel, “HaHalutz” hareketinin öncülerinden ve 1960 yılında İsrael’de Türkiyeliler Birliği’nin kurucusu Av. Yehuda Adiri, Kilis üzerinden Suriye yoluyla Aliya Bet’e katılanların serüvenlerini dile getiren Şahut Şirem, İstanbul’da Yahudi Ajansı (Sohnut)’un başında yer alan Haim Barlas’ın sekreterlerinden Rene Veysit gibi kişilerin tanıklıklarının ve onlarla 30 yıl kadar önce gerçekleştirdiğimiz söyleşilerin kayıt altına alınmasını istedim.
Kitabın üçüncü bölümünde Nelly Barokas’ın Bulgaristan’ın Varna Limanı’ndan 352 kişi ile yola çıkan ve 12 Aralık 1942 günü Silivri açıklarında batarak 219 Yahudi’ye mezar olan Salvator Gemisi kurtulanlarından altı kişiyle yaptığı söyleşilerin de tarihi bir belge niteliği taşıdığına inanıyorum.
Kitabımla ilgili birkaç söyleşi yayınlandı. Özellikle İYT tarafından düzenlenen, araştırmacı/yazar Dr. İzzet Bahar ile birlikte katıldığım “İki Yazar, İki Kitap, Şeffaf Bir Söyleşi” adlı etkinlik altı bin kişi tarafından izlendi. Diyebilirim ki kitabım fazlasıyla amacına ulaşmış oldu.
Geçtiğimiz hafta “The Independent”ın Türkçe yayınında siyasal analist Dr. Gökhan Çınkara’nın benimle “Türkiye Üzerinden Yasa Dışı Göç” adlı kitabımla ilgili gerçekleştirdiği ve henüz yayınlanmayan bir söyleşide Prof. Dr. Çağrı Erhan’ın Türkiye Gazetesi’nde yer alan bir makalesine değindim.
“Struma yolcuları neden karaya çıkartılmadı?” başlıklı yazıda, Prof. Erhan; Salvator Gemisi felaketinden çok daha fazla bilinen ve Türkiye’de her yıl anma töreni düzenlenen Struma faciası yönünden, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’nin Yahudilere kapılarını açıp açmadığı sorununu irdelemektedir.
Tarihin yüzleşilmesi gereken bu ayıbına gelecek yazımda yer vermek istiyorum.
Bu arada yakında Adalı Yayınları tarafından yayınlanmakta olan, “Çocukluğumun Büyükadası, 1951-1971” adlı kitabımın iki-üç hafta içinde raflarda yerini alacağı müjdesini vermek isterim. Ben ve benden genç kuşakların da keyifle okuyacaklarını ve anılarımda kendi çocukluklarından da bir şeyler bulacaklarına inandığım bu kitabımın çok daha fazla ilgi görüp okunacağına eminim.
Comments