Kırmızı Çizginiz Hangisi?
Derler ki, ilk buluşmada konuşulacak konular büyük önem taşırmış. Sohbetin akıcı, doğal ve keyifli bir şekilde ilerlemesi için, klişeden uzak ve eğlenceli konulardan söz etmek gerekirmiş. Ve özellikle de 3 konudan uzak durulması tavsiye edilir: Siyaset, Futbol ve Din! Dikkat ederseniz üçü de fanatizme yatkın olan insanlar açısından “kritik” sayılabilecek konular. Hatta bırakın fanatizmi, bu konulardan herhangi birini açarak, bir insanın damarına kolayca basabilir ve bu noktadan sonra da geri dönülmez bir yola sapabilirsiniz.
Ben mesela, Galatasaraylıyım, ama ne kurul üyesiyim, ne de maçları takip ederim, ancak sorsalar doğma büyüme Cimbomlu’yum derim. Galatasaray taraftarı arkadaşlarımla bir araya geldiğimizde, konu illa döner dolaşır, “Ne olacak bizim bu takımın hali?” muhabbetine kilitlenir. Ve sonra hep beraber Galatasaray’ın ne kadar kötü bir sezon geçirdiği hakkında veryansın ederiz. Ama olur da, aramızda karşı takımdan biri çıkıp, “Gerçekten sizinkiler de bu sezon dökülüyor!” diyecek olursa, hep birlikte onun üzerine çullanırız. Bir başka deyişle, takımımı, dinimi, akrabalarımı sadece ben eleştirebilirim, bir başkası laf etmeye kalkışırsa adeta kaplan kesilirim.
Geçen akşam 94. Oscar Ödül törenini izleyenler, ne demek istediğimi çok iyi anlayacaktır. Gecenin sunucusu Chris Rock, Will Smith’in eşinin saçkıran hastalığıyla nedeniyle kazıttığı saçlarıyla ilgili bir espri yapınca, sinirleri tepesine çıkan Smith, sahneye doğru hızla ilerleyerek Rock’a okkalı bir tokat attı. Hem de bütün dünyanın gözü önünde! Tokat attıktan sonra yerine dönen Will Smith, sahneye doğru seslenerek “Karımın adını ….. ağzına alma,” diye bağırdı. Ardından bununla da yetinmeyip, Rock'un açıklama yapma girişimini engelleyerek, aynı ifadeleri bu kez daha da sert ve küfürlü bir şekilde söyledi.
Bazı konular, sözler, söylemler insanın “kırmızı çizgisi”dir. Bazı sözleri duymak, bazı konulardan umarsızca ya da hakaretle konuşulduğunu işitmek, kelimenin tam anlamıyla insanın tepesinin tasını attırır. Hiç unutmam, Musevi olmayan bir arkadaşım bana şakayla karışık, “Sen de iyice Hitler gibi oldun,” demişti, bazı konularda fazla katı olduğumu belirtmek için. O gün bugündür görüşmeyi kestim. Çünkü bu benim kırmızı çizgimdir. Hiç kimsenin bana, her ne kadar öfkelenirse öfkelensin bu tür sözleri zikretmeye hakkı yoktur, olamaz da!
Holokost ve savaş da insanların kırmızı çizgisidir ve bu konuda ne bir espri yapılabilir, ne de insanlar güldürülmeye çalışılabilir! Bunlar ağır, çok sayıda ölümlere sebebiyet vermiş, acı kayıplarla dolu konulardır. Ukrayna-Rusya savaşının hemen ardından yapılan “Türkiye’ye sığınmacı olarak gelecek fıstık gibi Ukraynalı kadınlar” ile ilgili olarak yapılan ucuz şakalar, ağza dahi alınamayacak kadar seviyesizdir. Kıyım ile kırım ile şaka olmaz. Çok farklı, çok daha eğlenceli, çok daha hafife alınacak konular var hayatta.
Demem o ki, ne söylersek söyleyelim illaki gücenecek, rencide olacak biri çıkacaktır, ama birazcık dikkat ile hiç olmazsa “nazik” konulara değinmemeyi başarabiliriz belki.
Comments