Geçtiğimiz hafta, İYT web sitesi köşesinden, yazarlarımızdan Bondi Çakım bir “Çağrı” yayınlamış ve İsrael’de, 2026 yılında, high-tech alanında yüz bin ilave çalışana gereksinim olacağı bilgisinden yola çıkarak yurt dışında yaşayan ve yüksek tahsilleri için farklı seçenekler arayan gençlere seslenmişti.
Dünyada high-tech ve start-up’larla ilgili başka bir müze var mı bilemiyorum, ancak “Peres Center for Peace & Innovation” bu ülkenin teknoloji alanında ne denli ileri olduğunu açıkça ortaya koymaktadır .
Bu yönde bir merkez oluşturma düşüncesi 1996 yılında dönemin bölgesel kalkınma bakanı Shimon Peres tarafından hayata geçirildi ve kısa bir süre önce kapılarını ziyaretçilere açtı. Amaç İsrael’in gelişimi için programlar üretmek ve bunları barış yönünde komşuları ve tüm insanlık ile paylaşmaktı.
İsrael günümüzde dünyada innovation’a milli hasıladan en fazla pay ayıran ülke konumunda. Son derece ileri görüşlü bir kişi olan, Dimona’da ‘Soreq Nuclear Researc Center ’ın kurucusu, Nobel Barış Ödülü sahibi ve İsrael’in 9. Devlet Başkanı Shimon Peres; “Yeni Ortadoğu ve Uzun Bir Yol” başlıklı kitabında şöyle yazmaktaydı:
“İleri teknoloji doğal rezervlerin genişliğinden ve nüfus sayısından daha önemlidir.”
Peres Center, Yafo’nun en güzel tepelerinin birinde yer alıyor ve farklı mimari yapısı ile dikkati çekiyor. Mekânı, 11 yaşındaki kız torunumla birlikte ziyaret ettik. O, eşim ve benden çok daha fazla haz aldı, ilgi gösterdi.
Merkezi uzun uzadıya anlatmayacağım çünkü bunu yapabilecek gerekli donanıma sahip değilim. “Gidin mutlaka gezin!” diyeceğim.
Size high-tech ile genelde hangi yaş grubu ilgilenir diye sorsam duraksamadan 30-35 yaşında, bilgisayar eğitimi görmüş gençler yanıtını verirdiniz.
Merkezin giriş katında ziyaretçileri çok sayıda mucidin hologramları karşılıyor ve her biri yaşam öyküsünü aktarıyor. Biri oldukça orta yaşlı; “Yurt dışına bir konferans için davet edilmiştim. Bilgisayarım aksilik yapınca sunumum alt üst oldu ve bunun çözümünü bulmayı aklıma koydum. Böylece Flash diski keşfettim…” diye anlatıyor. Çevresel atıkları karton, plastik, alüminyum olarak ayrıştıran makinenin yaratıcısı ise ilk patentini on yaşındayken almış…
Giriş katı geçmiş zamanı yansıtırken ikinci kat bizleri geleceğe taşıyor. Otuz kişilik ziyaretçi grubu, uzay aracı gibi bir mekânda, VR gözlükleri takarak otuz yıl sonranın hava trafiğinde sanal bir yolculuğa çıkıyoruz.
En alt kat ise günümüze ayrılmış. Elbit, Check Point, İntel, Robotics, Feelit, Mellanox, gibi kırka yakın şirketin buluşlarını digital panellerde izlemek mümkün.
Örneğin “UBQ Materials” teknoloji şirketi, plastik ve dayanıksal evsel atıkları biyo-bazlı termoplastik kompozitlere dönüştürüyor. Diğer bir kuruluş ise bir fabrikadaki modası geçmiş en eski makinelere uygulanan çiplerle tüm tesisi yapay zekâ ile yönetilen akıllı hale dönüştürüyor. Biliyorum anlatırken bile zorlanıyorum. Oysa torunum o bölümden hiç ayrılmak istemedi.
Hep ifade ettiğim gibi bu ülke çocuklarımızın, torunlarımızın geleceklerinin, rüyalarının gerçekleşeceği yer….
Comments