top of page

İsrail Ortamında Sağcı mıyım, Solcu mu?






Yıllar önce Aliya (İsrail’e Göç) yapmayı düşünen fakat sonuçta yaşamı başka yöne giden bir Türkiye Yahudisi olarak İsrail siyasetini yakından izler ve düşüncelerimi aile, dost ve okurlarımla paylaşmaktan, bazen de tartışmaktan, haz duyarım.


Öncelikle şunu belirtmeliyim: Benimki bir nevi “dışarıdan gazel okuma”. Oranın vatandaşı değilsen, lokantada otururken intihar bombacısı kaygısı taşımamışsan, kafana roket yağma riskini almamışsan, vergi vermemişsen… hissiyatının İsrail kamuoyunda pek ağırlığı olmaz.


Gene de son olaylar kapsamında kendi görüşlerimi bugünlerde yeniden irdelemem ve nereden nereye geldiğimi değerlendirmem gerektiği kanısındayım. Bu satırları okuyanların yarısı Yahudi Devletinde yaşıyorsa, yarısı da diasporada bulunuyor ve gelişmeleri endişe ve merak ile takip ediyorlar.


Başlangıçta daha barışçıl bir politikaya inanıyor ve alınan toprakların büyük kısmında İsrail’in varlığını kabul eden bir Filistin devletinin kurulmasını isteme naifliğinde idim. Oslo’ya güvendim ve milyonlar gibi (özellikle uluslararası toplumda) yanıldım. Ayni coğrafyada yaşayan Arapların kendi kaderlerini tayin etme hedefi yerine Yahudilerin göreceli başarılarına göz diktiklerini zamanla anladım. İsrail kamuoyunun giderek sağa kaymasını, solcu partilerin ufalmasını gözlemledim…ve hak verdim seçmene!


Batı Şeria’ya (Yehuda ve Şomron diyelim, Yahudiye vs terimlerini benimsemedim) yerleşen Batı’lı Yahudilerin derin tutkularını ve “vaadedilmiş topraklara” bağlılıklarını gözlemledim ve güdülerini anlamaya çalıştım oraları ziyaret ettiğimde.

Yerleşimcilerin hedeflerini savunan iki kaynağı yıllardır okurum: Caroline Glick (Caroline Glick - Wikipedia) ve Avi Abelow (avi abelow pulse of israel - Search (bing.com). Birincisi Teksas doğumlu ve özellikle ABD’de çok iyi tanınan bir İsrail’li kadın gazeteci, ikincisi ise Efrat’ta oturan, video, film ve söyleşilerle Yehuda ve Şomron’da yeni yerleşim merkezlerini canlı olarak yansıtan bir yapımcı.


Her ikisi de sıkı Netanyahu taraftarı ve yeni hükümetin “yargı reformu” tasarılarına hararetle destek veriyorlar.

Bibi ve bakanlarının yüksek yargıyı dize getirme konusunda onlara hak verdiğim ve vermediğim yanlar var. 1949 yılının 13 Temmuz’unda Knesset’in “Anayasa, Hukuk ve Adalet” komisyonuna David BenGurion’ın sunumu “yeni devletin anayasa yaparak gelecek kuşaklara dar gömlek giydirmesine gerek yok” şeklindedir.


Kurucu Başbakana göre her Knesset güncel koşulları göz önünde bulundurarak kendi yasalarını çıkarmalı. Amerika gibi Haklar Bildirgesi’ni (Bill of Rights) 1791’de imzalayarak 150 yıl içerisinde değişen şartları yansıtmayan ve yaygın silah taşımanın korkunç sonuçlarını öngöremeyen “Üst Yasa” yapmak yanlıştır. Bir başka örnek Fransa gibi 1789’dan bu yana 16 kez anayasasını değiştirmektense hiç yapmamak daha iyidir, der BenGurion. Bir süre sonra Anayasa Komisyonu görevini tamamlamadan fesholur.


İsrail’in en önemli liderinin önerisine güvenmekle birlikte 75 yıldır yerleşik ve ülkeyi güvende tutmuş, vatandaş mutluluğunu artırmış (Mapped: The World's Happiest Countries in 2023 (visualcapitalist.com) yasal evreni değiştirmeye karşı gelen yüzbinleri de gözardı edemeyiz.


Karşılıklı salvolarda yasal ekosistemle oynanılmasını pek istemeyenlere giderek daha fazla hak veriyorum. Burada Bibi’nin değişim programını onaylamayan kişilerin ve grupların deneyim ve itibarlarına güveniyorum. Detayları benden çok daha iyi bildiklerine, İsrail’i savunma ve yükseltme amaçlarında koalisyonun dindar kesiminden daha önemli katkılarda bulunmalarına inanıyorum.


Ayrıca daha iyi bildiğim bir konuda Glick ve Abelow’dan çok kesin ayrıldığımı da görüyorum: Trump meselesi. Her ikisinin eski Başkanı sorgusuz sualsiz desteklemeleri beni rahatsız etti. İktidarı esnasında gerçekleştirdiği bazı siyasi adımlarla: Çin karşıtlığı, Nato üyelerinin savunma harcamalarını artırmaları, Golan’ın ilhakı, Abraham mutabakatları gibi, % 100 hemfikir olmama rağmen seçimi kaybettiğine rıza göstermemesi, kazandığına dair “Büyük Yalanı”, ABD’yi kutuplaştırması ülkesini zayıflatmış ve Amerikan siyasetini kirletmiştir.


Benim nazarımda Trump “kanserojen hücre” durumundadır ve onu korumaya devam eden her gözlemcinin, politikacı veya gazeteci, akıl sağlığından şüphe ederim. İsrail’li Trumpistler ülke siyasetini de kutuplaştırmak ve bozmak istiyorlarsa onlara kesin karşıyım.


Fakat bu durumda Yehuda ve Şomron’un (Batı Şeria) ve sonuçta orada yaşayan Filistin halkının kaderini tayin edecek politikalara nasıl yaklaşacağım?

O daha sonraki bir yazımın konusu!






Commenti


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page