Emil Jellinek: Bir Vizyonerin Mirası
- TÜRKİYELİLER BİRLİĞİ התאחדות יוצאי תורכיה
- 26 May
- 1 dakikada okunur


Bu haftak’ konuğumuz biraz ilham çokça vizyon azıcık da lüks tüketim içeriyor. 😊 şimdiden iyi okumalar dilerim.
1853'te Leipzig'de doğan Emil, Avusturyalı bir diplomat ve gazetecinin oğluydu. Oldukça hareketli ve meraklı bir ruha sahipti, bu da onu farklı iş kollarında denemeler yapmaya itti. Günümüzün girişimcisi de diyebiliriz. Ancak gerçek tutkusunu otomobillerde buldu. 1890'ların sonunda Daimler motorlu araçlarına büyük bir ilgi duymaya başladı ve onların potansiyelini herkesten önce gördü. Daha otoyol kavramının olamdığını da hatırlatmak isterim.
Emil, Daimler araçlarını zengin müşterilere, özellikle de Nice'deki sosyeteye satmakla kalmadı, aynı zamanda onları yarışlarda da aktif olarak kullandı. İşte tam bu noktada, kızı Mercédès'e olan derin sevgisi devreye girdi.(isim tanıdık geldi mi 😊) Yarışlarda kullandığı araçlara kızının adını verdi ve bu isim, o kadar uğurlu geldi ki, Daimler yöneticileri de yeni modellerine bu adı vermeyi kabul etti. Böylece, 1901'de Mercedes 35 PS doğdu ve otomotiv tarihinde yepyeni bir sayfa açıldı. Bu model sadece bir yarış aracı değil, modern otomobilin temelini atan, teknik olarak çığır açan bir tasarımdı.
Emil'in hikayesinde göz ardı edilmemesi gereken bir diğer önemli nokta da Yahudi kimliğiydi. Dönemin Avrupa'sındaki antisemitizme rağmen, o, yetenekleri ve ticari zekasıyla zirveye çıktı. Başarısı, kararlılığı ve ön yargılara meydan okumasıyla öne çıktı. Kızı Mercédès'in adının markaya verilmesi, hem kişisel bir sevgi göstergesi hem de o dönemin koşullarında oldukça cesur bir adımdı.
Emil Jellinek, sadece bir araba satıcısı değil, otomotivin geleceğini şekillendiren, yeniliğe ve kaliteye olan inancıyla öne çıkan bir isimdi. Onun mirası, bugün hala yollarda gördüğümüz her Mercedes otomobilinde yaşamaya devam ediyor.
Yelda Abudara PENSO

Comments