(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)
Bu başlıkda iki varsayım saklı: 1) Türkiye vatandaşları öyle mutsuzlarki ülkenin kurtarılmaya ihtiyacı var. 2) Cumhurbaşkanı Erdoğan, son haftalarda yükselen uluslararası itibarının da desteğiyle 2023 seçimlerini kazanarak vatandaşlarını düzlüğe çıkaracak programları hazırlıyor.
Dünya Mutluluk Endeksi sıralamalarında Türkiye her yıl başaşağı giden ülke konumunda: 2019 – 79ncu, 2020 – 93ncü, 2021 – 102nci, 2022 – 112nci. Artık İran ve Gana’nın altında, Burkina Faso ve Kamboçya’nın üzerindeyiz. İnanması zor!
Ülke sıralamalarında genellikle Kuzey ve Batı Avrupa’lılar ön saflarda (Finlandiya birinci). İlginç olan bu coğrafyanın dışında ilk 10’a göre yalnız 2 ülke giriyor: Yeni Zelanda ve İsrail.
Etkenler arasında kişi başı milli hasıla ve doğum esnasında ömür uzunluğu beklentisi olduğu gibi “yaşam kararlarını özgürce alma” ve “yolsuzluk algısı” faktörleri var. Türkiye ekonomik ve sağlık sıralamalarında kötü puan almamakla birlikte esas özgürlük eksikliği ve yüksek yolsuzluk açısından sınıfta kalıyor.
Uzmanlar her etkenin en düşük puanına sahip hayali ülkeye “Dystopia” adını vermişler. Afganistan ve Sudan buralardalar. Türkiye hak etmediği kadar yakın!
Kaynakları, doğal güzellikleri, sanayi deneyimi ve eğitimli kadroları itibariyle Polonya, Romanya veya Macaristan gibi 50’lerde hatta 40’larda olması gereken bir ülkenin 100’lerde sürünmesini kabul etmek zor.
Mutlu zenginlere sorarsanız herşey süt liman. En son model binek araçları hemen bulunamayacak kadar çok satıldı ve yenilerinin gelmesi aylar sürecek. Erdoğan’a bakılırsa “her evde araba var, kapıcısında araba var, bunları nasıl görmemezlikten geliyorsunuz?”
Gerçekten son 20 yılda araca sahip olan nispeten varlıklı kesim için Türkiye ulaşım cenneti. Otoyollar, köprüler, tüneller, havaalanları…kullanım ücretini ve yakıt sarfiyatını ödemeye rıza gösterenler için tüm ülke hızla gezilmeye, keşfedilmeye hazır. Sayfiyede yazlık ev edinmek de artık sıradan oldu, paralılar açısından.
Mutsuz yoksullar ve orta sınıf ise dayak yiyor, artan fiyatların şiddetiyle. Resmisi % 80, gerçeği % 100’ün üzerinde enflasyon dar gelirlinin belini bükmekle kalmadı, gençlerin yarısı ülkeden kaçıp gitmek, Avrupa’lara kapağı atmak için çabalıyor.
Tam bir tezatlar tablosu. Hukuksuzluktan, hapisteki gazetecilerden, demir parmaklıklar arkasındaki siyasetçilerden, milyarlarca dolara malolan işe yaramaz kamu yatırımlardan gocunmayan iş dünyası rahatını yaşıyor fakat alttan alta kaygılı: Bu iktidar aynen devam eder mi?
Erdoğan’ın Ukrayna ve Rusya arasında uluslararası hakemlik yaparak Odessa’dan tahıl gemilerini kurtarması veya Ege’de Yunanistan’a kafa tutması seçim kazandırır mı? Milliyetçi duygularla gurur duyulur ama Türk Lirası ile birlikte tepetaklak yuvarlanan yaşam seviyesini yükseltecek adımlar atılmazsa Türk halkının değişim isteği geri dönülemeyecek noktaya gelecektir.
Dahiyane bir diplomatik zafer veya birdenbire ekonominin yönetimini liyakatli kadrolara devrederek çukurdan çıkmak dışında Erdoğan‘ın seçimleri yasal olarak kazanması zor.
Halk o kadar ümitsizki konuştuklarımın çoğu beni “saflar” kategorisinde addederek Erdoğan’ın, seçimleri kaybetse dahi iktidarı teslim etmeyeceğini, “ya herrü ya merrü” (tehlikeli bir durumda ne olursa olsun diyerek) iptal ettireceğini düşünüyorlar.
Daha geçerli bir senaryo bekliyorum. Hükümetin AKP dışı partiler koalisyonu tarafından kurulması durumunda alınacak kararlarla ekonominin kısa vadede daralması, geniş toplum kesimlerinin işsiz kalması, yeni vergi kanunları ile kişisel varlıkların azalması gündeme gelecektir. Üstelik koalisyonu oluşturan partilerin birbirlerine yüklenmeleri olasılığı da var…
Bölgesel güvenlik zafiyetleri, belki suikastler, eski rejim önde gelenlerinden bazılarının hapse girmelerini hazmedemeyen grupların ortamı bozma teşebbüsleri yer alacaktır.
Yeni hükümet dirayetli bir politika ile hem birlikteliği ve güvenliği temin etme, hem de ekonomiyi 12 ayda doğrultma amacında başarı kazanamazsa vatandaşların artan bir kesimi Erdoğan’ın yeniden iktidara gelmesini isteyebilir.
Esas o zaman Türkiye’nin mutluluk endeksindeki geleceği belirlemeye başlar.
Comments