Bye Bye Trump - Biden Bizim için Daha İyi Olacak

(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)

Elli yıldır ABD Başkanlık seçimlerini yakından izlerim fakat bu seferki bende bütün öncekilerden fazla heyecan, beklenti ve kaygı yaratıyor. Yalnız Amerika’nın geleceği bakımından değil, Avrupa, Ortadoğu ve Asya’da yaşayanların hayatlarını o kadar etkiliyor ki, 156 milyon Amerika’lı seçmen yanında 4 milyar dünyalıya da (Çinliler ve Ruslar dışında) Başkanlık için oy hakkı tanınmalıydı.

Böylesine oylama olsaydı İsrail dışında Trump’ın seçilemeyeceği kesin. Neden % 63 İsrailliden ayrılıyorum bugünkü Başkan’a güvenmeme açısından? Başlattığı ideolojik savaşların bir çoğu ile hemfikir olmama rağmen:

1)Çin – Uzakdoğu’yu ve Çinlileri daha yakından tanıdığımdan beri Komünist Partinin dikta rejimine, Batı’nın teknolojisini çalıp ticaret kurallarına saygı göstermemesine, kendi halkına ancak damla ile bilgi vermesine … şimdiye kadar neden Amerika’nın sesini çıkarmadığına şaşırmışımdr. Trump büyüyü bozdu, bundan sonra Çin’in güçlenerek çevresine saldırmasına hiçbir ABD yönetimi kolay tahammül etmeyecektir.

2)Ortadoğu – Bölgeyi gerçekçi okuma, İran’a cephe alma, Filistinliler dışındaki Arapların korkularını anlama ve İsrail’in savaşlarda muzaffer çıktığını dünyaya kabul ettirme bakımlarından Trump’ı gönülden kutluyorum.

3)Müttefiklerle Fikir Ayrılığı – Avrupa’nın ve Japonya’nın nükleer, hatta konvansiyel kalkanı olan Pentagon’un bütçesinin ABD milli hasılasına oranı: % 3,4. Oysa korunan ülkelerin savunma harcamalarının oranları o kadar düşük ki % 2’ye kadar yükseltilmesi için Trump bir hayli baskıya başvurdu. Washington bu açıdan haklı, Amerika’nın dünya polisliği yapmasının maliyetini kısmen müttefik ülkelerinin yüklenmesi gerek.

Trump’ın yukarıdaki noktalarda kararlı tutumu “bir çuval inciri mahvetme” politikasıyla başbaşa yürüdü maalesef. Başlangıçda desteklediğim Başkan, şımarıklık haddinde kendini beğenme, takım ruhunu yakalayamama, halkı kutuplaştırma ve ev ödevini ihmal etme açılarından sınıfta kalmıştır. Amerikan halkının da değerlendirmesi böyle çıkacaktır.

Tüm eksikliklerine ve hatalarına rağmen Amerika’yı takdir edenler olarak seçilme olasılığı yükselen Joe Biden’den beklentilerimiz:

• Amerika’nın Yeniden Saygın Addedilmesi – Maalesef “eski” Başkan uluslararası sözleşmeleri hiçe sayarak, 70 yıllık müttefiklerini hasımlarına göre gözardı ederek ve Amerika’yı kendi içine kapatarak hem Avrupa’da hem Asya’da güven bunalımı yarattı. Sık değişmeyen bir kabine, sağlam ve ikide birde ters yüz edilmeyen kararlar, yetenekli bürokrat ve diplomatlara yetki … ve az konuşan bir Başkan ABD’in prestijini yükseltecektir.

• ABD’nin Doğal Müttefiklerini Toplama – Nüfusları alta alta yazıldığında dünyanın yarısını oluşturuyorlar: Amerika (330 milyon) + Avrupa Birliği ve Birleşik Krallık (525) + Araplar (430) + Hindistan (1.380) + Güneydoğu Asya (700) + Kore ve Japonya (180) + Orta ve Latin Amerika (610) = 4 milyardan fazla potansiyel dost. Büyük çapta ABD’de geliştirilen teknoloji ve ürünlere açık, oraya göç etmeye istekli veya çocuklarını Amerikan üniversitelerine göndermeye hazır olan dünya vatandaşları. Üstelik Vietnam gibi Çin’den çekinenler bile tehdit halinde eski düşmanları ABD’den destek arıyorlar. Bu halkları yeniden Amerika’ya inandırmak Biden’in amacı olacaktır.

• Uluslararası Sözleşmelere Dönüş – Paris İklim Anlaşması, Dünya Sağlık Örgütü, Unesco, Trans-Pasifik Grubu…tümüne dudak büktü Trump “America Birincidir” diyerek. Hepsi Amerika’nın aralarına katılmasını dört gözle bekliyorlar.

• Amerika’da Altyapı Yatırımları - Trump çok söz verdi, az iş yaptı. Ülkede köprüler, havaalanları, yollar dökülüyor…Roosevelt’in 1930’lardaki “New Deal” misali Federal Hükümet öncülüğünde büyük bir hamleye ihtiyacı var Amerika’nın. Demokratlar Senato’da çoğunluğu ele geçirirlerse bu projelere bütçe ayırır ve ekonomiyi harekete geçirirler.

Trump İsrail için gerekeni yaptı, sağolsun! Artık miadını doldurmuştur. Kendisine teşekkür edip yeni yönetimi bekleyelim.