
(Yazarın yazısını sesli dinlemek için tıklayınız)
Çoğumuzun sorgulamaya cesaret edemediğimiz, kaderle oynamak anlamına da gelebilen bir düşünce: Ne kadar ömrüm kaldı? Hatta bazı okurları ‘’ne cüretle?’’ demeye sevk edebilecek bir yazı.
Gene de bu gelecek tahminini sağlığımın iyi olduğu, torunlarımın çoğaldığı, mutlu bir yaşam tarzı tutturduğum bu dönemde yapmayı, karanlık kabus ve hastalıklarla uyanabileceğim bir başka zamana tercih ederim.
Kaldı ki 1 Ekim’de 75’imi dolduruyorum ve Yaşlı Hillel’in dediği gibi: ‘’Şimdi değilse, ne zaman?’’
Covid-19’a rağmen içinde bulunduğumuz yılların kıymetini bilelim. Savaşlar büyük çapta azaldı, sağlığımızın koruyucu melekleri sayıca arttı, en büyük risklerden biri olan küresel ısınmaya karşı insanlığın çözümler üretme hızı giderek gelişiyor.
Doğru, koronavirüs şu anda nüfusları ve ekonomileri tehdit etmiş durumda. On milyonlarca işsiz, milyonlarca vaka, yüz binlerce ölüm…ardı ardına gelen haberler hepimizi bedbinliğe, karamsarlığa ve yaşamlarımızın kısa kesileceği hissiyatına yöneltiyor.
Fakat bu pandemiyi ve neden olduğu karışıklığı başka devirlerle kıyaslayalım. 20. Yüzyılda: 1. Dünya Harbi, İspanyol Gribi, 2. Dünya Savaşı ve Soykırım, Kore Harbi, İsrail’in savaşları, Vietnam, Afrika’nın katliamları…tüm bunlarla birlikte 1945’den bu yana savaşdan kaynaklanan ölümlerin her yıl % 5’e düştüğü biliniyor.
Terör olayları, ayaklanmalar, trafik kazaları, kalp krizleri, kanserden ölümler…bunları da perspektife oturtalım: Harpler dışında ölümle sonuçlanan cinayetler ortaçağlara oranla 35 misli azaldı (eskisinin % 3’ü).
2020 itibariyle tüm ekonomik göstergelerde ve yaşam uzunluğunda olumlu yönde kesin gelişme var. 1820’de tahminen insanlığın % 90’ı fakirlik içinde kıvranırken, bugün bu sayı % 10’a indi (gene de 700 milyon kişi).
Kendimi derin karamsarlığa kaptırmamam yaşamıma bir 4 yıl katmıştır umut ediyorum. Hala koşmaya, uzun yüzmelere devam etmem ve son 2 yılda bir hayli ağırlıktan kurtulmanın katkısı, hadi 4 yıl daha olsun diyelim.
Babam 70’inde vefat etmişti, her yeni kuşak ortalama % 10 daha uzun yaşıyor.
Yukarıdakileri topladığımda, önümde daha kaç yıl var diye, ulaştığım tahmini rakam: 12 – 16 yıl.
Şimdi bu fazlasıyla basit bir hesap veya züğürt tesellisi diye adlandırılmasın. Çünkü bu kadar ömrüm kaldıysa yeni projeler için vakit bol demektir. Tam emekliye çekilmenin anlamı yok, çalışmalar bizleri bekliyor.
Mesela İngiltere’de sürücü belgesi almaya karar verdim. Kolay değil, genellikle 3 sınavda erişilebiliyor, yaşlı kesim için daha da fazla olabilir, üstelik trafik soldan akıyor. Trafik ve yol yasalarını okuyor, “tehlike arz eden durumlar” videolarını izliyor, ayrıca direksiyon dersleri almaya hazırlanıyorum.
Fikir üretimi açısından hemen her hafta yetiştirmem gereken yazılar beni diri tutuyor. Her veriyi önceden kontrol etmenin ve doğruluğunu saptamanın dışında okura eğlenceli bilgi ve görüş aktarmanın sorumluluğu var.
Spor desek, 3 yıl önce sol dizimin sakatlanmasından ve yürümekte dahi zorlandığım dönemden sonra ilk 10 km yarış beni 2021 baharında bekliyor.
Amaç: İleri baktığımızda boşluk görmemek. Hedefler koyalım, beynimiz ve bünyemiz civa gibi hareketlensin, sonuçda yaşanacak yılların toplamından daha önemlisi onları ne kadar kaliteli geçirmeye niyetli olduğumuzdur.
Not: İyimser olmak için kitap önerileri: Steven Pinker – 1) Doğamızın İyilik Melekleri: Şiddet Neden Azaldı? (Alfa). 2) Enlightement Now: The Case for Reason, Science, Humanism and Progress (Penguin).