(Yazarın yazısını sesli dinlemek için tıklayınız seslendiren Nelly BAROKAS)
Hayatta alınması güç olan bazı kararlar vardır. Hepimiz bir ülkede doğarız, belli bir kimliğimiz vardır. Bu kimliği kendimiz seçmediğimiz gibi, doğum yerimizi de kendimiz seçmemişizdir.
Kimlik derken, evet en başta dinimiz. Ben Yahudi’yim, dünyadaki l4 milyon Yahudi’den sadece biriyim. Yahudi olarak doğmuş olmam da, ben doğduğumda dünyada 4, şu anda 7 milyar insan yaşarken yüzde 0,3 gibi küçük bir ihtimaldi.
Evet, kimimiz; “Hasbelkader Yahudi’yim” diyebilir. Yani rastlantı sonucu… Kızarız, dudak bükeriz bu söyleme. Bu ne demeye gelir; “Ey şu kadar milyon ahali, benim Yahudi olmama fazla takılmayın, ben de sizin gibi insanım, Müslüman da doğabilirdim, Hıristiyan da…Suç benim değil...Kader işte!...”
Doğru, suç sizin değil, suç Yahudi olan anne ve babanızın, karışık bir evliliğin ürünü iseniz taraflardan sadece birinin. Hele 80-100 yıl önce Nazi Almanya’sında doğmuşsanız suçlu olan bir tek büyükanne veya büyükbabanız dahi olabilirdi…
Yine de tedirginsiniz, acı çekiyorsunuz bu kimliğinizle, antisemitizmden, ayırımcılıktan, belli alanlarda belli makamlara gelememekten, bazı mesleklerde yükselme şansınızın olmamasından, sizin, çocuklarınızın, torunlarınızın geleceğe umutla bakamamasından. Oysa kimliğiniz bir kader değil, azınlık olmak alın yazısı değildir. Bunu değiştirmek alınması gereken bir karardır sadece almaya cesaret edemediğiniz.
Yine kader diyorsunuz doğduğunuz coğrafyaya dünyada nice daha mutlu yaşanası yerler varken. Hele hele işte burası vatanım diyebileceğiniz, özgürlüğe kucak açabileceğiniz topraklar varken. Atalarınızın toprakları, beş bin yıllık köklerinizin bağlı olduğu topraklar! Misafir olarak değil, ev sahibi olarak yaşayabileceğimiz topraklar. Kimliğinizin sorgulanmayacağı, çocuğunuza, torununuza her türlü olanakların sonsuza dek açık olacağı topraklar…
Belki de, “sana ne! ben mutluyum” diyorsunuzdur, kendinizi teselli ediyor veya gerçekten de öyle hissediyorsunuzdur. Oysa mutluluk geçici hazlarda, günü birlik maddi çıkarlarda değildir. Mutluluk yarınına güvenle bakmaktadır.
Bulunduğun coğrafya senin kaderin değildir, bu kaderi değiştirebilir, gerçek vatanında yaşamanın yolunu seçebilirsin. Yineliyorum, alınması gereken ise sadece bir karardır, sonrası kolay…